Büyük Önder Mustafa Kemâl Atatürk, Milli Mücadele/Kurtuluş Savaşı sonrası 29 Ekim 1923’te yol arkadaşlarıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni kurar.
Genç Cumhuriyet, devrimlerini gerçekleştirmeye başlar bir bir.
Savaş nedeniyle birçok spor faaliyeti de durmuştur. Gazi Paşa’nın talimatıyla yeniden canlanmaya başlar. İzmir’de de Karşıyaka, Altay, Altınay, Sakarya kulüpleri yeniden harekete geçmiştir.
Aynı basın tribününde yan yana görev yapmaktan bugün de büyük onur duyduğum Spor Yazarı Altınordu Tarihçisi Aydın Sevgel (Mekânı cennet, gönüllerdir) "kuruluşu" uzun yıllar önce bana anlatırken (kulübün
resmi sitesinde de aynı bilgiler mevcuttur) şunları ifade ederdi;
"Her semtin spor kulübü vardı. Basmane-Tilkilik-Dönertaş-Namazgâh’ta takım yoktu. Kuvayı Milliyeci Süleyman Ferit Bey (Eczacıbaşı), İkiçeşmelikli’ydi.
Sporu çok seven (özellikle futbolu) yol arkadaşları Şerafettin, Kemal Kamil (Aktaş), Edip Berkant, Sermet, Ali Rıza, Muallim Mehmet Rıza, Doktorlar Ethem ve Ali, Katip Selami, Rıza. Mustafa (Balöz), Hüseyin (Yurdakul) ve Mehmet Hancıoğlu (Hoca Mehmet) ile biraraya geldi.
Haftalarca toplantı üzerine toplantı yaptılar, çok düşündüler isim konusunda. Kurtuluş Savaşı şehitlerinin kanından Kırmızı'yı, mücadele gücünü temsilen çeliğin renginden de Lacivert'i alarak Altınordu’yu kurdular.
İsim babası ve bir numaralı kurucu da Süleyman Ferit Bey’dir. Ferit Bey ki, İzmir’de ne kadar garip gureba varsa onların da babasıydı!
İzmir’de Kızılay ve Milli Kütüphane’nin de kurucularındandı.
Cumhuriyet'in bakanlarından ve İzmir eski belediye başkanlarından
Behçet Uz’a göre de bir uygarlık savaşçısydı!’’

***

Altınordu; Cumhuriyetin İlk Kulübü’dür!
Tarihtir!..
Cumhuriyetle doğmuştur, onunla da yaşayandır!
Karşıyaka, Altay, Göztepe, İzmirspor, Bucaspor, Yeşilova’sıyla
Mustafa Kemâl Paşa’nın "Güzel İzmir’'idir!
İzmir Marşı’ndaki ‘'Dağlarda Açan Çiçek’’tir.
Dalga dalga aydınlık olup karanlığın üstüne yürüyen
Kırmızı-Lacivert formayı kuşanmışların…
Efe ruhlu yiğitlerin armadasıdır.
Kırılsa da kanadımız/Asiye çıksa da adımız/
Duyan duysun bilen bilsin/Böyledir bizim
Altınordu sevdamız’’ı haykıran yığınların
efsanesidir!
Her zaman olduğu gibi, günümüzde de; rakibe saygıdır, centilmenliktir!
"İyi Birey İyi Vatandaş İyi Futbolcu" dur!

***

"Il Postino" isimli filmde İtalyan postacı Mario’nun sürgündeki Şilili ünlü şair Pablo Neruda’ya söylediği bir replik vardır. Şöyledir; "Şiir yazana değil, ihtiyacı olana aittir!"
Ben de burada şiire sığınıyorum, Okan Yüksel Ustam’ın inci dizeli "Altınordu"suna!;

"Güneş İzmir'in orta yerine iniyor..
Kekiklerin kokusunda, çılgın bir yağmur
özleminde kuşların şarkısını dinliyor..
Delikanlılık günlerimin Dönertaş'ına dönüyorum..
Gençliğimin ateş böceği..
Dağda yakılmış ateşi Altınordu'yu düşlüyorum.
Hasretliklerin ve İzmir futbol tarihi yazıldığında..
Kırmızı güller gibi yüreklere saplanacak
Altınordu sevgisini yaşıyorum..
Basmane, Dönertaş, Tilkilik, Agora,
Mezarlıkbaşı sokaklarında Şeytanlar'ı arıyorum.

***

Böyle sevmeler lacivert düşlerde var destanı, Eczacıbaşılar'ın, Tanıklar'ın,
Afyonlular'ın, Kibarlar'ın, Alyanaklar'ın, Ertanlar'ın, Sakaoğlular'ın, Öztürkler'in, Baliçler'in, Sevgeller'in ve nice yiğitlerin Altınordu'su için yazılmıştır sanki.

***

Birkaç demet yıldız bir tutam ayışığı, bir düzine gül
Birkaç damla sevgi yerleştiriyorum yaşamınıza.
Geleceğimiz, rengarenk düşlerimiz..
Ulaşılabilir olsun diye..’’

***

Unutmamanın ve hatırlamanın bir sırası vardır.
En son unutulan çabuk hatırlanır.
Ben gözlerimin ekranından izlediğim
Altınordulular'ın hiçbirini unutmadım.
En iyi günlerinde de sevdim..
En kötü günlerinde de...

***

Onlar bir avuçtular hüzünlü günlerden sonra ..
Gün geldi Altınordu Destanı'nı tekrar yazdılar..
Altınordu'nun bayrağını doruklara çıkardılar.
''Biz Altınorduyuz'' diye haykırdılar...
Ve destanımızda yerlerini aldılar...’’

***

Bugün 26 Aralık 2017...
Cumhuriyetin, Türkiye’nin Altınordu'su’nun doğum günü!
"Yapraklara, dallara/Kırmızı'lara Lacivert'lere/Nice nice yıllara Altınordu /
Nice nice yıllara!"
Okyanusta bile batmaz koca gövdeli ağaç gibidir 1923 Armalı!..