Trafikte sosyal medya cezası yolda: Makas atan, video çeken yandı
Trafikte sosyal medya cezası yolda: Makas atan, video çeken yandı
İçeriği Görüntüle

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in 30 Aralık 2022'de Ankara'da öldürülmesine ilişkin davanın sanıklarından biri olan avukat Serdar Öktem, İstanbul Şişli'de aracındayken silahlı saldırıya uğrayarak yaşamını yitirdi. "Tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" suçundan yargılanan Öktem, soruşturma sürecinde cinayetin önemli isimlerinden biri olarak değerlendiriliyordu. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün 25 Ağustos tarihli bir yazısında, Öktem'e yönelik "Daltonlar Suç Örgütü" tarafından bir eylem planlandığına dair istihbarat bulunduğu uyarısı yapıldığı da ortaya çıkmıştı. Maktul Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş de katıldığı son duruşmada, aralarında Serdar Öktem'in de bulunduğu bazı sanıkların can güvenliğinin sağlanması gerektiğini mahkeme heyetine ilettiğini belirtmişti.

Tetikçilerle bağlantısı ve soruşturmadaki rolü

Serdar Öktem'in davadaki önemi, soruşturma kapsamında tutuklanan bazı kilit şüphelilerle olan ilişkisinden kaynaklanıyordu. Öktem, cinayetin tetikçisi olduğu iddia edilen Eray Özyağcı, Özyağcı'nın Ankara'ya getirilmesini organize ettiği belirtilen Doğukan Çep ve dönemin MHP İstanbul İl yöneticisi Ufuk Köktürk gibi isimlerin geçmişte avukatlığını yapmıştı. Savcılık, soruşturma kapsamında bu avukat-müvekkil ilişkisinin ötesinde, Öktem'in bu kişilerin cinayet için kullanılmasında bir rolü olabileceği ihtimali üzerinde duruyordu. Bu nedenle, Öktem'in tetikçi grubu ile cinayetin planlayıcıları arasında bir bağlantı olabileceği değerlendiriliyordu.

Gözaltına alındığında telefonunun şifresini vermeyi reddetmesi de Öktem'e yönelik şüpheleri artırmıştı. Savcılık ifadesinde, telefonunun baz kayıtları sorulduğunda, geçirdiği Covid rahatsızlığı sonrası unutkanlık yaşadığını ve bu nedenle şifresini hatırlamadığını söylemişti. Duruşmalarda da mahkeme başkanının şifreyi hatırlayıp hatırlamadığı yönündeki sorusuna benzer yanıtlar vererek, şifreyi hatırlasa bile Avukatlık Kanunu'nun 36. maddesi (sır saklama yükümlülüğü) kapsamında vermeyeceğini belirtmişti.

PTS kayıtları ve Bolu'daki esrarengiz yolculuk

Soruşturma dosyasında yer alan bir diğer önemli detay ise, tetikçinin kaçırılması sürecine ilişkin Plaka Tanıma Sistemi (PTS) kayıtlarıydı. Savcılığın incelediği görüntülerde, tetikçinin bulunduğu araca eskortluk yaptığı iddia edilen bir araç tespit edilmiş ve bu araçtaki kişinin Serdar Öktem olduğu belirlenmişti. Kamera kayıtlarına göre Öktem'in kullandığı araç ile dönemin MHP Bolu Milletvekili İsmail Akgül'ün babasına ait bir araç, tetikçinin bırakıldığı Bolu'da peş peşe görüntülenmişti. Öktem'in Bolu'da gittiği tespit edilen Karacaağaç Yaylası'nda, MHP'li vekilin babası Mehmet Akgül'e ait bir ev bulunuyordu. Polis bu evde ve araçta arama yapmış, ancak tetikçinin burada kaldığına veya bu araçla taşındığına dair bir delile ulaşılamamıştı. Öktem ise ifadesinde, maktul Sinan Ateş'i şahsen tanımadığını, aralarında bir husumet bulunmadığını ve olayla bir bağlantısı olmadığını savunmuştu.

Tartışmalı tahliye süreci ve iddialar

Bir süre tutuklu yargılanan Serdar Öktem, 2 Ekim 2024'te görülen duruşmada adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Mahkeme, bu karara gerekçe olarak Öktem'in cep telefonunun incelenebilmesi için ABD'deki ilgili kurumlara yazı yazılarak şifrelerinin istenmesi ve bu sürecin beklenmesi gerekliliğini göstermişti. Ancak bu tahliye kararı, öncesinde yaşanan bazı gelişmeler nedeniyle kamuoyunda tartışmalara yol açtı. İddialara göre, soruşturma devam ederken dosyanın savcıları değiştirilmiş, bu süreçte MHP'li bir yönetici ile bir başsavcı vekili arasında geçtiği öne sürülen bir görüşmede, Öktem'in tahliyesine karşılık Yargıtay üyeliği vaadinde bulunulduğu iddia edilmişti. Bu iddia ilgili MHP'li yönetici tarafından yalanlanırken, başsavcı vekili sessiz kalmıştı.

Geçtiğimiz hafta ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, Sinan Ateş'in öldürülmeden önce hakkındaki bazı bilgileri temin etme suçlamasıyla yargılanan, aralarında eski Ülkü Ocakları yöneticilerinin de bulunduğu dava ile Serdar Öktem'in yargılandığı davanın birleştirilmesine karar vermişti. Öktem'in öldürülmesi, birleştirilen bu davanın ve Sinan Ateş cinayetinin aydınlatılması sürecinin geleceği hakkında yeni soru işaretleri doğurdu.

Kaynak: HABER MERKEZİ