Felaketin üzerinden beş gün geçti. İzmir ayakta, Türkiye ayakta. Enkaz altından gelecek bir ses, bir nefese kilitlendik. AKUT, AFAD, birçok ilin itfaiyeleri, kurtarma ekipleri, jandarma, sağlık ekipleri, gönüllüler beş gündür aç, susuz, uykusuz, canla-başla çalışıyor, müthiş kahramanlık örnekleri sergileyerek destan yazıyorlar. Ya İzmir halkı; tam bir dayanışma, insanlık örneği veriyor.
Evlerinde pişirdiği bir tencere çorbayı deprem bölgesine yetiştiren teyzeler, giysileri, battaniyeleri, çadırlara taşıyan ablalar, oyuncaklarını minicik elleriyle getiren çocuklar, evlerinde depremzedeleri misafir eden aileler, lokantalarını, dükkanlarını deprem mağdurlarına açan esnaf ve elbette başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere ilçe belediyeleri ve ülkenin dört bir yanından kucak-kucak yardım taşıyan diğer belediyeler...
İşte böylesine dayanışma içinde olan, insanlık örneği veren bir şehre kin kusanlar, nefret söyleminde bulunanlara ne demeli?
Takkeli, çember sakallı yaratık bakın neler söylüyor; ''Allah, zinanın başkentini uyarmak için salladı. Unutmayın.''
Tek kelimeyle alçak. İzmir'le derdi bu şehrin uygar, çağdaş, laik, demokrat, Atatürkçü ve devrimlere gönülden bağlı oluşu.
Yaşlı insanları, çocukları, bebekleri bile zinayla suçlayıp, bir felaketin ardından kin ve nefret kusuyor.
Bilmiyor ki deprem zinayla ilgili bir uyarı olsaydı ilk önce kendi evini yıkardı. Çocuk tecavüzleri, sübyan tacizleri, çocuk gelinler ile ilgili iğrenç fikirler kendi örümcek kafasında devamlı zina halindeler.
Bu arada Diyanet İşleri Başkanı da boş durmuyor. O'na göre deprem kıyametin bir örneği, bir alıştırması.
Yok öyle değil sayın başkan, laikliğe karşı çıkanlar, Atatürk devrimleriyle mücadele edenler ve Büyük Ata'yı lanetleyenler asıl kıyametin alıştırması, kıyametin bir örneği...
Bırakın bu ortaçağ safsatalarını, depremin merkez üssüne 70 kilometre mesafede niçin yüzden fazla can kaybı yaşandı? Niçin onlarca bina helva halinde geldi? Bunu araştırın.
Tarım arazilerine, alüvyonlu topraklara bu kadar binanın yapılmasına kim izin verdi? Kullanılan malzemelerden hırsız müteahhitler ne kadar çaldı? İmar Affı adı altında kentlerin göğsüne hançerin batırılmasına kim izin verdi? 1999'dan bu yana toplanan 70 milyar liralık deprem vergisi nerelere harcandı?
Türkiye genelinde 10 milyondan fazla kişi imar affından yararlanmış. Yani parayı basmış, kaçak çürük yapısını yasal hale getirmiş. Adam kaçak katlar inşa etmiş, zeminde kolonları kesmiş yine de ruhsatı kapmış.
Bütün Avrupa'da 25 bin müteahhit var, Türkiye'de 453 bin. Bir de geçici müteahhit statüsü icat etmişler. Adam esnaf, geçici belge alıyor, tarım arazisine çürük-çarık kaçak yapı yapıyor, parayı basıp imar affından yararlanıyor. Mimar yok, mühendis yok bina var. Bu bina yıkılmayacak da ne yıkılacak? Enkaz üzerinde şov yapmakla, üç-beş müteahhiti gözaltına almakla olmuyor, şimdi sorumluların hesap verme zamanı...