Yeni başkanın yaptığı paylaşım tepki çekti!
Yeni başkanın yaptığı paylaşım tepki çekti!
İçeriği Görüntüle

31 Mart yerel seçimlerinin ardından Türk siyasetinde başlayan "yumuşama" ve "diyalog" iklimi, partilerin gelecek stratejilerini de yeniden şekillendiriyor. Bu yeni dönemin en çok merak edilen aktörlerinden biri olan ve Meral Akşener'den boşalan koltuğa oturan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, katıldığı bir televizyon programında, hem partisinin geleceğine hem de ülke gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu'nun, özellikle 2028 seçimlerine yönelik cumhurbaşkanı adayı çıkarma konusundaki tavrı, İYİ Parti'nin önümüzdeki süreçte izleyeceği stratejiye dair kritik ipuçları barındırıyor. Bu açıklamalar, sadece bir parti içi mesele olmanın ötesinde, muhalefet bloğunun gelecekteki olası yapısı ve iktidara karşı izlenecek yol haritası açısından da büyük bir önem taşıyor.

Adaylık sorusuna temkinli yanıt

Programda, siyasetin en çok merak ettiği sorulardan biri olan "İYİ Parti, 2028'de kendi cumhurbaşkanı adayını çıkaracak mı?" sorusuna yanıt veren Müsavat Dervişoğlu, kişisel veya partisel hırslardan uzak, ülke menfaatlerini önceleyen bir duruş sergileyeceğinin altını çizdi. Dervişoğlu, bu konuda tek başına bir karar vermeyeceğini ve yetkili kurullarla kapsamlı bir değerlendirme yapacaklarını belirterek, şu tarihi ifadeleri kullandı:

"Bununla ilgili şu an bir karar veremeyiz, tek başıma da veremem. Yetkili kurumlarımızla değerlendireceğiz. Bu sistemden kurtulmak için öncelediğim şeyleri, siyasi hırslarımla ortadan kaldırmam. Sadece İYİ Parti'ye ivme kazandırmak adına Türkiye'nin geleceğini ateşe atamam."

Dervişoğlu'nun bu sözleri, siyasi kulislerde, 31 Mart yerel seçimlerinde uygulanan ve parti için ağır bir yenilgiyle sonuçlanan "hür ve müstakil" politikasına yönelik örtülü bir eleştiri ve bu politikadan bir geri adım olarak yorumlandı. Seçimlere tek başına girme stratejisinin, sadece İYİ Parti'ye değil, aynı zamanda muhalefetin genel başarısına da zarar verdiği yönündeki eleştirilerin ardından, Dervişoğlu'nun "Türkiye'nin geleceğini ateşe atamam" vurgusu, partinin artık daha geniş bir perspektifle hareket edeceğini ve olası ittifak ve işbirliklerine kapıyı kapatmayacağını gösteren stratejik bir manevra olarak değerlendirildi. Bu açıklama, İYİ Parti'nin, önümüzdeki genel seçimlerde, muhalefet bloğu içinde yeniden bir denge unsuru veya kilit bir aktör olma potansiyelini masada tuttuğunu ortaya koydu.

Yargı bağımsızlığına sert tepki

Müsavat Dervişoğlu, programda sadece partisinin gelecek stratejilerine değil, aynı zamanda ülkedeki hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı sorunlarına da sert bir dille değindi. Özellikle, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan'ın, etkin pişmanlıktan faydalanan bazı şüphelilerin iddiaları üzerine başlatılan bir soruşturmada tutuklanmasına gösterdiği tepki, dikkat çekiciydi.

Dervişoğlu, bir avukatın görevinin, müvekkilinin dosyasını takip etmek, kimin ne ifade verdiğini öğrenmek ve savunma hakkını en etkin şekilde kullanmak olduğunu belirterek, "Görevini yapmış olmakla ötürü bir kişinin tutuklanmış olması hali gerçekten hem yadırganacak hem de utanılacak bir durumdur" dedi. Bu tutuklamanın, yargının üç temel ayağından biri olan "savunma"yı ortadan kaldırma girişimi olduğunu ifade eden Dervişoğlu, "Yapanlar bunu nasıl yapıyor? Doğrusunu isterseniz şaşırıyorum. İddia, yargılama ve savunma. 3 ayak üzerine kuruluyor. Şimdi siz savunmayı çıkarıyorsunuz oradan" sözleriyle, yargı süreçlerindeki işleyişe yönelik derin endişelerini dile getirdi. Bu durumun, siyasi rakipleri sindirmeye yönelik bir "baskı yöntemi" olduğunu ve bu tür "garabetlerin" 21. yüzyıl Türkiye'sine yakışmadığını vurguladı. Bu açıklamalar, İYİ Parti'nin yeni dönemde, temel hak ve özgürlükler ile yargı bağımsızlığı konularında daha net ve tavizsiz bir duruş sergileyeceğinin bir işareti olarak kabul edildi.

Dış politikada net mesajlar

Dervişoğlu, iç siyasetin yanı sıra, dış politikadaki gelişmelere ilişkin değerlendirmeleriyle de bir genel başkan olarak vizyonunu ortaya koydu. İsrail'in İran'a yönelik saldırılarını ve bölgede tırmanan gerilimi yorumlayan Dervişoğlu, bu savaşın "bağıra bağıra" geldiğini ve sürecin tesadüfi olmadığını belirtti. Bölge coğrafyası üzerinde emelleri olan "emperyalist güçlerin", stratejilerini yenileyerek hedeflerine ulaşmaya çalıştığını ifade etti.

Dervişoğlu, daha önce de bu konuda uyarılarda bulunduğunu hatırlatarak, "Önce Irak'la başlayan sonra Suriye'ye nüfus eden bu sürecin artık İran'ı hedef tahtasına koyduğunu, nihai hedefinin de Türkiye olacağına işaret etmiştim. Bu doğrulandı, yanılma ihtimalimiz yok. Hedefleri değişmiyor, stratejileri değişiyor" ifadelerini kullandı. Bu analiz, Dervişoğlu'nun, bölgesel gelişmeleri sadece anlık çatışmalar olarak değil, uzun vadeli ve stratejik bir planın parçası olarak okuduğunu gösteriyor. Bu yaklaşım, İYİ Parti'nin dış politika ve ulusal güvenlik konularına ne denli önem verdiğini ve bu alanlarda da söz sahibi olma niyetinde olduğunu ortaya koyan net bir mesajdı.

Kaynak: HABER MERKEZİ