EZGİ DİLEKÇİ- Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümünden mezun olduktan sonra, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsünde yüksek lisansını tamamlayan heykel sanatçısı Varol Topaç, sanatında doğayı merkezine alıyor. Şu anda Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir Resim ve Heykel Müzesinde Müdür Yardımcısı olarak görevine devam eden Topaç, hem sanatsal hem de çevresel farkındalık yaratma amacını taşıyor.

Bir Lik

Sanatında kalıcılık kaygısını bir kenara bırakan Topaç, doğanın sunduğu malzemeleri spontan bir şekilde kullanarak geçici eserler yaratıyor. Eserleri, doğa ile kurduğu derin bağları ve döngüsünü izleyiciye aktarırken, doğanın gücüne ve değişime olan saygısını özgün bir şekilde dile getiriyor. Her bir çalışması, hem estetik hem de çevresel bir mesaj taşıyor, izleyiciyi sadece sanatsal bir yolculuğa çıkarmakla kalmayıp doğa ile iç içe bir farkındalık oluşturmaya davet ediyor.                              

Heykeltiras Varol Topac Contemporary Istanbul 2

1.        Sürdürülebilirlik kavramı sizin için ne ifade ediyor? Bu kavramın sanata yansıması sizin çalışmalarınızda nasıl şekillendi?

Sürdürülebilir sanat yapayım diye yapmadım, yaptıklarımın sürdürülebilir olduklarını gördüm.

Birçok malzeme kullanıyorum heykel ve sanatsal çalışmalarımda, bunlar taş, ahşap, demir, hurda, çeşitli atık malzemeler.

           Kinetik heykellerimde çok uzun zamandır budanan ağaç dallarını kullanıyorum, bu malzeme kullanımı benim çalışmalarımda bir ileri dönüşüm sağlıyor. Sonuçta ileri dönüşüm bir sürdürebilirlik olarak da öne çıkıyor.

 Varol Rhm 038

2.        Yeşil dönüşüm kavramı, sanatsal çalışmalarınıza nasıl ilham verdi? Bu süreçteki en büyük motivasyon kaynağınız ne oldu?

Erken dönem çalışmalarımdan günümüze kadar hep doğadan beslendim. Doğanın matematiği, kuralları, karşı çıkılmaz bir olgu olarak önümdeydi hep.  Doğayla bir olma yolundaki engelleri zamanla sanatsal uygulamalarımla fark ettim. Bu bendeki çevre bilincini derinleştirdi ve yapıtlarıma yansıdı.

Varol Topaç Eser

Duayen Gazeteci Okan Yüksel 'Merhaba'lar eşliğinde son yolculuğuna uğurlandı Duayen Gazeteci Okan Yüksel 'Merhaba'lar eşliğinde son yolculuğuna uğurlandı

3.        İzmir’de sergilenen ve çok ilgi gören çağdaş sanat eserlerinizden ‘Bir-lik’ adlı çalışmanızın ortaya çıkış hikayesini ve bu eserin ilham kaynağını bizimle paylaşabilir misiniz?

Farklı çaplarda, uzunluklarda ve renklerdeki budanmış ağaç dallarını bir kompozisyon dahilinde bir araya getirerek yapıtlar oluşturuyordum. Bu yapı,  dalların birim olarak flexible (kanvas) bir yüzeye montajlanmalarıyla oluşuyor ve ben bu kurguları uzun zamandır yapıyordum. Bu yapıtları hareketli görme isteğiyle yaptığım denemelerle elektrikli motor ve harekete duyarlı sensörler kullanarak izleyiciyi de çalışmayla diyalog haline sokan bir interaktif sonuç elde ettim.

Bir-lik isimli çalışma bu interaktif kinetik heykellerimin ilk kez duvara uygulanmış halidir.

4.          Doğa Sanatı uygulamalarınızda süreç nasıl işliyor? Doğada malzemelerle karşılaştığınızda kompozisyonu nasıl belirliyorsunuz?

 

Doğadan referans aldığımı belirtmiştim, bir de direk doğada doğanın kendisiyle doğrudan iletişim –etkileşim içinde Doğa Sanatı uygulamaları yapıyorum. Bu çalışmalarda kalıcılık kaygısı yok hepsi geçici, ömrü kadar var oluyorlar. Doğada doğanın kendisinin sunduğu sonsuz bir atölye imkanıyla, dallar, yosunlar, taşlar, akan sular, damlacıklar, toprak, kar, buz… farklı renkler, tonlar, şekiller kendi içlerindeki matematikleri ve varoluşlarıyla orada duruyorlar.

Doğa sanatçısı onlarla karşılaşması sonucunda spontane oluşturuyor kurgularını, düzenlemelerini ve onları fotoğraf - video olarak belgeliyor. Bu belgeler o anda doğada olmayan izleyiciler için paylaşım araçları oluyor. Arazi sanatı uygulamalarımda ise heykel formasyonumdan kaynaklı biraz daha doğa şartlarına dayanıklı formlarda yapıyorum. Doğa Sanatı ve Arazi Sanatı uygularımın gelişimi açısından Güney Kore Doğa Sanatçıları derneğinin düzenlediği Doğa Sanatı Bienaline 2006 yılında ilk kez katılmamın çok önemli katkısı olmuştur.

Daha sonraları Patika Sanat Grubu adı altında Doğa Sanatı uygulamaları yaptığımız bir değerli sanatçı arkadaşlarımla bir grup kurduk.

Bütün mevsimler doğa sanatı atölyeleri düzenliyoruz Ulusal –Uluslararası birçok etkinlik düzenledik. Bu çalışmaları halka açık yaptığımız dönemler de oluyor.

Doğa sevgisi ve bilinci yaratma ve farkındalık yaratmada çok değerli buluyorum yaptıklarımızı.

5.  Sanatınızı uluslararası arenada temsil etmek, farklı ülkelerde eser bırakmak sizde nasıl bir duygu ve sorumluluk yaratıyor?

Ulusal – Uluslararası birçok etkinlikte yer alarak anıtsal heykel uygulamaları gerçekleştirdim. Bu üyeliklerim katıldığım etkinler sonucunda oluşan bir durum. Katıldığım etkinliklerde ve başka ilkelerde kalıcı olarak yer alan anıtsal heykellerimle tabii ki bir Türk sanatçı olarak gurur duyuyorum. Ülkemizi plastik – görsel sanatlar alanında ne kadar çok yer alırsak o kadar medeniyeti yakalayabiliriz diye düşünüyorum ve bu yolda genç sanatçı adaylarını – sa0natçıları her zaman destekliyorum.

6.      Sanatınız aracılığıyla yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik alanında geleceğe yönelik nasıl bir vizyon çiziyorsunuz?

Çalışmalarıma devam ediyorum ve daha çok doğada sürdürülebilir bir yol içinde olacağımı umuyorum.

7.      Çevresel ve sosyal amaçlara olumlu katkıda bulunan sanatçı adaylarına ne tavsiye edersiniz?

Genç arkadaşlarımıza sosyal sorumlulukları önemsemelerini tabi bunu yaparken emeklerini de korumalarını tavsiye ediyorum. Her diyalogun (bu çevreyle – doğayla olabilir, insanla olabilir) kendilerine yeni kapılar açabileceğini unutmamalarını diliyorum.

Kaynak: EZGİ DİLEKÇİ