İzmir'de tıp camiasını ve kamuoyunu sarsan "e-imza hırsızlığı ve reçete vurgunu" davasında yargılama süreci devam ediyor. Doktorların elektronik imzalarını çalarak, yeşil ve kırmızı reçeteye tabi, uyuşturucu etkisi bulunan ilaçları temin edip piyasaya sürdükleri iddiasıyla haklarında dava açılan 47 sanık, Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı.
36 yıla kadar hapis isteniyor
İddianamede, aralarında doktor, eczacı kalfası ve çeşitli meslek gruplarından kişilerin bulunduğu sanıklar hakkında, "bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık", "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama", "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak" ve "bilişim sistemine izinsiz girme" suçlamaları yer alıyor. Sanıkların, bu suçlamalarla 16 yıldan 36 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları talep ediliyor.
Sanıklar beraat istedi
Duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Mahkemede söz alan sanıklar, üzerlerine atılı suçlamaları reddederek beraatlerini ve tahliyelerini talep etti. Avukatlar da müvekkillerinin suçsuz olduğunu savunarak tahliye talebinde bulundu.
Savcı bir tahliye istedi, mahkeme üç verdi
Duruşmada mütalaasını açıklayan Cumhuriyet savcısı, sanıklardan sadece O.İ.'nin tahliyesini, diğer tutuklu sanıkların ise tutukluluk hallerinin devamını istedi. Ancak mahkeme heyeti, savunmaları ve dosya kapsamını değerlendirerek farklı bir karara imza attı. Mahkeme başkanı, tutuklu sanıklardan K.G., M.H. ve O.İ.'nin tahliye edilmesine karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Ne olmuştu?
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, 2023 yılı Kasım ayında İzmir merkezli olmak üzere İstanbul, Antalya ve Aydın'da eş zamanlı operasyonlar düzenlenmişti. Operasyonlarda, doktorların e-imza cihazlarını çalarak sistem üzerinden usulsüz reçete düzenledikleri ve bu reçetelerle temin ettikleri ilaçları yasa dışı yollarla sattıkları iddia edilen 47 şüpheli gözaltına alınmıştı. Adliyeye sevk edilen şüphelilerden 15'i tutuklanmış, 4'ü ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
