Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından bu yıl sekizincisi düzenlenen Uluslararası Efes Opera ve Bale Festivali, görkemli bir yapıtla kapılarını açtı. Selman Ada tarafından bestelenen ve Halit Ziya Uşaklıgil’in aynı adlı romanından sahneye uyarlanan “Aşk-ı Memnu” operası, antik tiyatronun büyüleyici atmosferinde izleyiciyle buluştu.
Aşkın yıkıcı gücü, notalarla yeniden anlatıldı
Efes Antik Kenti, bu kez tarihî taşların arasında yankılanan dramatik bir aşk öyküsüne ev sahipliği yaptı. 19. yüzyıl İstanbul’unda geçen eserde, yüksek sosyeteye mensup bir ailenin içsel çöküşü ve gizli ilişkilerin yarattığı trajedi gözler önüne serildi. Ada’nın müziğiyle anlam kazanan bu aşk hikayesi, seyirciyi hem duygusal hem de estetik olarak etkisi altına aldı.
Batı ve Doğu müziğinin senteziyle yazılmış özel bir yapıt
Aşk-ı Memnu operası, yalnızca edebiyatın değil, müzik sanatının da sınırlarını zorlayan bir eser olarak öne çıkıyor. Selman Ada, Batı klasik müziğinin teknik altyapısını kullanırken, Türk müziğinin melodik yapısını ustalıkla işleyerek eşsiz bir sentez yaratıyor. Böylece hem evrensel hem de yerel bir opera dili kurmayı başarıyor.
Zarif bir yolculuk
Boğaziçi kıyısında geçen ilk sahneyle açılan opera, seyirciyi 1800’lerin sonundaki İstanbul’a götürüyor. Eserdeki dekor, kostüm ve ışık tasarımları dönemin ruhunu yansıtarak anlatının dramatik yapısını pekiştiriyor. Seyirciler, Bihter, Behlül, Firdevs Hanım ve Adnan Bey gibi karakterlerin iç dünyalarına doğru derin bir yolculuğa çıkarılıyor.
Seyirciden dakikalarca ayakta alkış
Festivalin en çok merak edilen gösterilerinden biri olan Aşk-ı Memnu operası, başta solistler olmak üzere tüm sahne kadrosunun gösterdiği üst düzey performansla dikkat çekti. Sanatçılar, güçlü vokalleri ve sahne enerjileriyle izleyiciyi etkileyip dakikalarca ayakta alkışlandı. Antik tiyatronun taş duvarlarına çarpan alkışlar, sanatın gücünü bir kez daha hissettirdi.