Ayfer Elmastaşoğlu, “Ayfer Kaptan’’...
Üç ağabeyi de futbolcuydu…
(Enver, Nail ve GS’li Yavru Ayhan…)
Alsancak’ta doğup büyüdüler.
Altay’a gönül verdi Ayfer. “Altay’ın göbeğinde doğdum ben, ilkokuldaydım, Altay miniklerde oynuyordum” der sohbetlerinde. Tepeden tırnağa Altay’dı o, Büyük Altaylı Ayfer.
İlk 1962’de Genç Milli Takım’da Ay-Yıldızlı formayı giydi. 3’ü A Milli, 11 kez Türkiye’yi temsil etti.
Dile kolay, 22 yıl Siyah-Beyazlı formayı kuşandı.
Ege’de Yılın Sporcusu seçildi.
Jübilesinden sonra da antrenör olarak çok sevdiği kulübüne hizmet etti.
Siyah-Beyaz’da “hem oyuncu hem çalıştırıcı’’ olarak Türkiye Kupası Kupası (1966-67) şampiyonluğu yaşayandı.
İlk kez düştüğü 2. Lig’den ertesi yıl 1. Lig’e çıkmasını sağladı Altay’ın (1983-84)
108 yıllık armanın unutulmazları arasında ilk sıralardadır Ayfer Elmastaşoğlu.
Altaylılar, futbola gönül verenler, yıllarca onu maçlarında bir futbol aşığı, ve spor yazarı olarak da izleyen bizler; Ayfer Kaptan'ı hep yüreğiyle oynayan futbolcu olarak anımsarız...
xxx
1977'de jübilesini yaptığı gün; onun için bir veda yazısı kaleme almıştı Gündüz Kılıç çalıştığı Hürriyet'te…
Şu dizelerdi Baba Gündüz’ün kaleminden çıkan:
“Yeşil sahalarımızdan zevkle seyredilecek bir futbolcu daha eksiliyor…
Bu ayrılışa üzülmemek elde değil.
Fakat ben asıl onun gerçek büyüklüğü tam anlamı ile anlaşılmadan kireçli çizgileri terk edişine üzülüyorum.
Altay kulübünün antrenörlüğünü yaparken Ayfer’i yakından incelemiştim.
Böyle bir futbolcunun bütün futbol tarihimizde zirveleşenlerin arasına rahatça girebileceğini söyleyebilirim.
Olağanüstü bir top kontrolü ve oyun kavrayışı vardı onda.
Ancak türlü nedenlerle bu yeteneklerini yeteri kadar sahaya dökemediğini de iddia edebilirim.
Onunla beraber çalıştığım günleri hatırlıyorum da, güzel bir eser okur, nefis bir müzik dinler gibi seyrederdim o şahane hareketlerini, o akıl almaz top cambazlıklarını!’’
xxx
Statlarda kaleleri titreten Ayfer Kaptan seyircisine son derece saygılıydı..
Yüreğindeki tükenmez sıcak sevgisiyle.
O futbol kılıklı bataklıkta nergis gibi kalabilendi!
Kendi destanını yazan bir futbol emekçisidir Ayfer Elmastaşoğlu.
Mezunu olmakla onurlandığım NeKeLe’nin (Namık Kemal Lisesi’nin) en çok sevilenlerindendir. Her Aşure Günü’nde çevresi dostlarınca sarılır.
Tevazu sahibidir. Kimseyi kırdığı görülmemiştir.
xxxx
Yazının bundan sonrası İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve NeKeLe’li okul arkadaşım Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’a hitabımdır.
Alsancak’taki Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nin eski adı Mesudiye Caddesi’dir. O caddedeki apartmanlardan birinin adı da -Ayfer Kaptan’ın çocukluğu, gençliği geçmiştir- Elmastaşoğlu’dur.
Önerim; İzmir’in, Altay’ın simgesi , “Altaylı doğdum Altaylı öleceğim” diyen Ayfer Elmastaşoğlu’nun adının Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ne açılan sokaklardan birine verilmesi.
Bizim kalbimizden geçen, onun da kalbinden geçiyordur mutlaka.
“Efsaneler yaşarken anılmalı” diye düşünenlerdeniz.
İyi insanlara, ahlaklı sporculara, bilime kültüre sanata katkıları olanlara vefasını ve değerini gösteren Soyer ve Batur’un, Ayfer Kaptan’ı da yaşarken sevindireceklerine inanıyoruz.
Yaşarken anmak gibisi yok!
Alsancak’a yolum düştüğümde Melih Cevdet’in “Anı’’sından dizeleriyle de anmak dileğiyle Ayfer Kaptan’ı; adı bir sokağa verildiği zaman;
“Sevdiğim çiçek adları gibi/ Sevdiğim sokak adları gibi/ Bütün sevdiklerimin adları gibi/ Adınız geliyor aklıma Ayfer Kaptan!”