AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Vakfı'nın (KADEM) 5. Olağan Genel Kurulu'nda kamuoyunun gündemine oturacak açıklamalarda bulundu. Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Erdoğan, aile kurumu, nüfus politikaları ve kadın hakları konularında çarpıcı değerlendirmeler yaptı.
Nüfus azalması savaştan daha tehlikeli
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının önemli bir bölümünü demografik sorunlara ayırdı. Türkiye'nin karşı karşıya olduğu nüfus azalması tehlikesine dikkat çeken Erdoğan, "Bu, ülkemiz için savaştan çok daha önemli bir tehdittir" diyerek konunun ciddiyetini vurguladı.
Erdoğan, bu soruna ilişkin siyasi bir çerçeve de çizerek, "Batı'nın bile kurtulmak için yollar aradığı cinsiyetsizleştirme politikalarının ülkemizdeki savunuculuğunu muhalefet yapıyor" ifadeleriyle muhalefet partilerini sert biçimde eleştirdi. Bu sözlerle Cumhurbaşkanı, son dönemde sıkça gündeme getirdiği toplumsal cinsiyet tartışmalarındaki duruşunu pekiştirmiş oldu.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefeti "Milletin kaynaklarını sapkın akımlara peşkeş çekmekten utanmıyorlar" sözleriyle hedef aldı, "kadın düşmanı zihniyetin AKP iktidarıyla tarihe karıştığını" savundu.
Erdoğan,Kadın ve Demokrasi Derneği'nin (KADEM) 5. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu.
Kadın haklarıyla ilgili kampanyaları eleştiren Erdoğan, "Erkek ile kadın arasında ne bir rekabet ne bir üstünlük yarışı söz konusu değildir. Medeniyetimiz kadın erkek demeden yaratılanı eşit görür" dedi.
İstanbul Sözleşmesi'ne işaret eden Erdoğan, "6284 Sayılı Kanunun tavizsiz uygulanmasına verdiğimiz önemi bugün bir kere daha ifade ediyorum. Sözleşme değil, kanun yaşatır" diye konuştu.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kimi toplumlara sirayet etmiş kimi uygulamaları kabul etmiyoruz. Kötü örnekler ve pratikler esas değil, istisnadır. Bertaraf edilmesi gereken marazlardır. Bizim ülkemize kadınlarla ilgili sizlerle omuz omuza verdiğimiz mücadelenin özünde bu yaklaşım vardır. Sorunları halının altına süpürmedik. Her meselemizle cesaretle yüzleştik. Kimi zaman töre kimi zaman güya dinimize atfedilerek hatalı uygulamalar yerine doğruyu, güzeli, iyiyi ikame etmeye çalıştık.
Hangi engellerle karşılaştığımızın en yakın şahidi sizlersiniz. Bu mücadelede çoğu zaman rüzgara karşı yürüdük. 1960'lı yıllardan itibaren siyasi, sosyal ve ekonomik politikalar işimizi zorlaştırmıştır. Kadınlarla ilgili sorunlarımızı farklı bir mecraya taşımıştır.
SOSYAL MEDYA UYGULAMALARI
Televizyon, radyo, gazete, dergi gibi medya araçlarının sosyal medya platformlarının yıkıcı etkileri karşısında direnebilmek meşakkatliydi. Aynı zorlukları iliklerimize kadar hissediyoruz. Sosyal medyanın kaotik atmosferi çabalarımızı güçleştiriyor. Kendi insanımızın inancıyla, siyasi algısıyla, sosyal çevresiyle bambaşka dünyalara kapılıp gitmenin önünü alamamanın acısını yaşıyoruz. Çocuklarımızın zihinleri ve gönülleri kontrolü tamamen bizim dışımızda olan sanal dünyanın tesiri altındadır. Batılı devletler dahil herkes, insanın ortaya çıkardığı Frankenstein ile mücadele içindedir."
BİR KEZ DAHA 'AİLE' VURGUSU YAPTI
Nüfus istatistikleri hakkında değerlendirmelere bulunan Erdoğan, bir kez daha 'aile kurumu'nun Türkiye'de "tehdit ve tehlike altında" olduğunu savundu.
Erdoğan, şunları söyledi:
"Demografik yapımızdaki dramatik değişimi bundan ayrı göremeyiz. Birileri tehditlere karşı gözlerini kapatmış durumda. En iyimser projeksiyonlar bile Türkiye nüfusunun azalışa döneceğine işaret ediyor. İçinde bulunduğumuz asrın sonunda nüfusumuzun 10 milyon gerilemesi bekleniyor. Ülkemizi ve milletimizi nüfus konusunda endişe verici gelecek bekliyor.
Biz içi boş kavramlar uğruna kavga ederken, milli bünyemizi böyle zayıflattılar. Ülkemize büyük bir pusu kurdular. Yanlış eğitim politikasıyla, yanlış nüfus politikasıyla milletimize güç ve zaman kaybettirdiler. Aynı ihaneti muhalefet eliyle devam ettirmeye çalışıyorlar."
MUHALEFETİ HEDEF ALDI
Muhalefeti cinsiyet politikaları üzerinden hedef alan Erdoğan, "Milletin kaynaklarını sapkın akımlara peşkeş çekmekten utanmıyorlar. LGBT paçavralarıyla donattıkları belediyelerdeki yolsuzlukları ibretle takip ediyoruz" dedi.
Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Toplumun temeli olan aile kurumu ülkemizde de tehdit ve tehlike altında. Ailenin, aile kurmanın, çocuk sahibi olmanın örselendiği bir dönemin içindeyiz. Mesele sadece muhalefetin ihanetiyle sınırlı değil, Neoliberal kültürün özendirdiği hayat tarzının olumsuz etkileriyle de karşı karşıyayız.
Kendi nüfusumuzu kendi insanımızla artırmak için bir dizi önlem aldık ve uygulamaya başladık. Meselenin inanç, kültür ve medeniyet tasavvuru olduğunu unutmamalıyız. Zihinleri değiştirmeden, yanlış algıları yıkmadan hedeflediğimiz noktaya varamayız.
Yitik kaybedildiği yerde aranır. Biz irfanımızı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Ecdat on yıllar süren savaşlar, yokluklar, baskılar, zulümler döneminin taşlı yollarını irfanın rehberliğiyle aşmayı başarmıştır. Önce irfanımıza sahip çıkacağız, dirilteceğiz ve kendimize geleceğiz."
"SÖZLEŞME DEĞİL, KANUN YAŞATIR"
6284 Sayılı Kanunun tavizsiz uygulanmasına verdiğimiz önemi bugün bir kere daha ifade ediyorum. Sözleşme değil, kanun yaşatır. Bu anlayışla bu konudaki dirayetli tutumumuzu devam ettireceğiz. İş dünyası, eğitim ve siyaset başta olmak üzere kadınların kazanımlarında geriye gidişe izin vermeyiz. Kadınların başörtülerinden, inançlarından, düşüncelerinden dolayı ayrımcılığa uğradığı karanlık günler geride kaldı.
Kadınlar sizin kibir kokan düzeninizi yerle bir etti. Yıllarca titizlikle inşa ettiğiniz cam tavanlar paramparça oldu. Kadınların başörtüsüne, kılık kıyafetine, inancına saygı duymayı öğreneceksiniz. Kamunun ve özel sektörün tepe noktalarında daha fazla kadın görmeye alışacaksınız. Kadınların hayatın her alanında özgürce yer aldığı, inançlarını özgürce yaşadığı yeni Türkiye'ye eninde sonunda uyum sağlayacaksınız. Kadın düşmanı zihniyet AK Parti iktidarıyla artık tarihe karışmıştır.
Cumhur İttifakı olarak az konuşup çok iş yaparak terörsüz Türkiye çalışmalarımıza sizlerden güçlü destek bekliyoruz. 40 yıldır ağır bedeller ödediğimiz terör sorunu en fazla kadınlara zarar verdi. Terörün olmadığı Türkiye'den en büyük faydayı kadınlar görecektir."