Milyonlarca çalışanın ve ailesinin gözü kulağı yarın başlayacak olan 2026 yılı asgari ücret belirleme maratonundayken, sürecin en kritik aktörlerinden biri olan işveren tarafına en üst perdeden bir çağrı geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK)’in 29. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, yarın ilk toplantısını yapacak olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na dair önemli mesajlar verdi.
Konuşmasında doğrudan TİSK heyetine seslenen Erdoğan, pazarlık sürecinde işverenlerin alacağı tutumun belirleyici olacağını vurguladı. “Komisyonda işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum” diyen Erdoğan, işverenlerin bu süreçte cömert davranması gerektiğini ima etti. Bu sözler, hükümetin yeni asgari ücretin belirlenmesinde işçinin beklentilerini gözeten, ancak işverenin de desteğini arayan bir denge politikası izleyeceğinin ilk işareti olarak yorumlandı.
“Geride hayırla yâd edilen bir miras bırakmak asıl zenginliktir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, işverenlere yönelik çağrısını sık sık kullandığı bir deyişle pekiştirdi. “Hep söylerim, kefenin cebi yok. İster siyasetçi ister işveren olalım, eğer geride hayırla yâd edilen bir miras bırakabiliyorsak, işte asıl zenginlik budur, bahtiyarlık kaynağı budur” ifadelerini kullanan Erdoğan, iş dünyasına maddi kazancın ötesinde manevi bir sorumlulukları olduğunu hatırlattı.
Erdoğan, işçi ve işveren arasındaki ilişkilerin adil ve hakkaniyetli bir zemine oturtulmasının, sosyal barışın tesisi için vazgeçilmez olduğunu belirtti. Bu ilişkinin sağlıklı yürümemesi durumunda sömürü ve adaletsizliğin ortaya çıkacağını, bunun da toplumsal dayanışmaya zarar vereceğini söyledi. Erdoğan, “İşçi kardeşlerimize yönelik atacağınız her olumlu adım, size verimlilik, kazanç ve bereket olarak dönecektir” diyerek, yapılacak zammın aynı zamanda işverenin de lehine olacağı mesajını verdi.
Enflasyonda tek hane hedefi ve fırsatçılıkla mücadele vurgusu
Ekonomideki genel duruma da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyon ile mücadelenin kararlılıkla sürdüğünü ve nihai hedefin tek haneli rakamlara ulaşmak olduğunu bir kez daha yineledi. Orta Vadeli Program (OVP) rehberliğinde atılan adımların sonuç vermeye başladığını belirten Erdoğan, kasım ayında beklentilerin altında gelen enflasyon verisinin doğru yolda olunduğunu teyit ettiğini söyledi.
Hayat pahalılığının en önemli sebeplerinden biri olarak gördüğü “fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın” yavaş yavaş düzeldiğini ifade eden Erdoğan, “Fırsatçılıkla mücadelemiz ise hız kesmeden devam ediyor” diyerek, fahiş fiyat artışlarına göz yumulmayacağını belirtti. Bu sözler, asgari ücrete yapılacak zammın ardından piyasada yaşanabilecek olası zam furyasına karşı da bir uyarı niteliği taşıyordu.
“Kâr hırsıyla tek bir emekçinin burnu kanamamalı”
Konuşmasında iş sağlığı ve güvenliği konusuna da özel bir parantez açan Erdoğan, bu konuda en büyük sorumluluğun işverenlerde olduğunu vurguladı. Özellikle son dönemde yaşanan ve yürekleri yakan iş kazalarına atıfta bulunan Cumhurbaşkanı, “Şayet ihmal, özensizlik, dikkatsizlik veya daha fenası kâr hırsı sebebiyle tek bir emekçimizin bile canı yanıyor, burnu kanıyorsa, bunun vebalini başta işverenlerimiz olmak üzere hiçbirimiz taşıyamayız” diyerek net bir uyarıda bulundu. İnsan hayatını ilgilendiren bu konuda işin asla şansa bırakılmayacağını ve her türlü tedbirin eksiksiz alınması gerektiğini söyledi.
İstihdam teşvikine 2026’ya kadar uzatma müjdesi
Erdoğan, konuşmasında iş dünyasına bir de müjde verdi. Halihazırda uygulanmakta olan ve kadınlar, gençler ile mesleki yeterlilik belgesi olanların istihdam edilmesini destekleyen teşvik programının süresinin uzatılacağını açıkladı. “Bu teşvik programının 2026 yılı sonuna kadar uzatılacağına dair müjdeyi de bugün burada paylaşmak istiyorum” diyen Erdoğan, bu adımla istihdam piyasasını canlı tutmayı ve işverenin üzerindeki yükü hafifletmeyi amaçladıklarını belirtti. Bu teşvik, 24 ila 54 ay arasında değişen sürelerde sosyal güvenlik prim desteği sağlıyor.





