Belediyeler hastane açmalı mı, işletmeli mi? Eğer gerçek sağlık hizmeti veriyorsa, halk sağlığına katkıda bulunuyorsa neden olmasın. Peki ülkemizde bunun örneği var mı? Var. İlk ve tek örneği Izmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hizmet veren Eşrefpaşa Hastanesi.
Sınırsız bütçelere sahip olan Ankara ve İstanbul'da niye düşünülmüyor?Çünkü onların işleri güçleri başka. Biri işi gücü bırakmış, futbol kulübü kurmuş, belediyenin imkanlarını olukla bu kulübe akıtıyor. Öte yandan bunyesindeki FETÖ'cülerden kurtulmaya çalışıyor. Diğeri şehri parsel parsel FETÖ'ye peşkeş çekmiş şimdi pisliklerini temizlemekle, günah çıkarmakla meşgul. Bir de yalakalık olsun diye oğluna futbol kulübü kurdurmuş maçlarda 'Ver Mehteri' çığlığı atıyor. Televizyonunda da ona buna çamur sıçratıyor.
İzmir Büyükşehir ise FETÖ kumpasçılarinın ordular halinde belediyeye gönderdiği müfettişleri bertaraf etmiş, yüzlerce yıl hapsi istenen davadan alnı açık, başı dik çıkmış, vakarla, gururla halka hizmet etmeye devam ediyor. O müfettişlerin çoğu şimdi FETÖ'den kodeste.
Kanımca bu hizmetlerin en önemlilerinden bir tanesi sağlık alanında veriliyor. Hafta içinde bir operasyon için İzmir Büyükşehir Belediyesi Esrefpaşa Hastanesi'nin konuğu oldum.
Konuğu oldum diyorum gerçekten tüm hastalara bir konuk muamelesi yapıldığının canlı tanığıyım. Hastaneden içeri adımınızı attığınız andan itibaren, güleryüzlü, canayakın, sempatik personelle muhatap oluyorsunuz.
Başhekim Ali Serdar Pedükcoşkun hastaneyi adeta bir senfoni orkestrası gibi yönetiyor. Falso yok, kakafoni yok, akort bozuklukları yok. Müthiş bir uyum ve armoni var. 1908 yılında kurulan, 1913 yılında dönemin Belediye Başkanı Eşref Paşa'nın adını alan hastanede yardımcı personelden hemşirelere, doktorlardan yöneticilere kadar herkes büyük bir nezaket ve saygı içerisinde, görevinin bilincinde hizmet veriyor. Üniversite ya da devlet hastanelerinde maalesef sık sık rastladığımız kaba muameleleri burada görmek mümkün değil. Tüm hastane personelinin 'Sen' hitabını hiç kullanmayip istisnasız hepsinin 'siz' şeklinde hitap etmesi doğrusu beni biraz şaşırttı. Hastanede kaldığım süre içinde görüştüğüm diğer hastaların da aynı izlenimleri edinmiş olmalarından da memnuniyet duydum.
Hastanenin teknik donanımı da özel hastaneleri aratmayacak ölçüde modern ve bakımlı. Ameliyathane personeli bir ekip değil adeta bir ordu. Cerrah ve doktorları ise üst düzey yetenek ve kariyere sahip. Operasyonumu yapan Cerrah Yıldıray Şirin'in hastanedeki lakabı 'Altın Eller'.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi, belediyelerin sorumluluğunda olan halk sağlığını koruma, hastalıklara karşı mücadele etme, halkı sağlık konularında bilgilendirme, muhtaç kişilere kucak açma anlayışının somut bir örneği olarak karşımızda dimdik durmakta...