Teksaslı bir ailenin 6 çocuğundan en küçüğüydü. Anne- babasından ve çocuk korosundan geçen müzik aşkını bir adım ileriye taşımak, üniversitede eğitim almak için Los Angeles'a taşındı. Uzun yıllar Michael Jackson ve Whitney Houston başta olmak üzere birçok ünlü sanatçının vokalistliğini yaptı. Türkiye’ye sık sık gelen Della Miles'ı sonunda dinleme fırsatı buldum. Geçtiğimiz günlerde Türk tiyatrosuna büyük emeği geçen Suat Taşer'in adını taşıyan Bostanlı'daki sahnede nefis bir konser verdi. Türk müzisyenlerden oluşturduğu grubuyla, müthiş sesiyle harika bir performans sergilerken sanatın evrenselliğini ve birleştirici gücünü bize bir kez daha kanıtladı.

***

Sanatın bir de geliştirici ve iyileştirici gücü var ki, Medical Park İzmir Hastanesi bunun farkında olan kurumlardan. Della Miles gibi müzik için doğmuş çocuklardan bir koro kuruyorlar. Şifa Veren Sesler Çocuk Korosu'nun çok yakında Türk müziğine yeni sesler kazandıracağı kesin. Birbirinden değerli müzisyenlerle birlikte çalışacak olan çocuklar, sahneye çıkarak billur sesleriyle şifa olacaklar. Ayrıca hastane, taburcu olan hastalarına verilmek üzere konunun uzmanları tarafından terapi amaçlı hazırlanan bir de "Geçmiş Olsun" CD'si hazırladı.

Ses terapisinin başlangıcı binlerce yıl öncesine, mistik enstrümanların tedavi amaçlı kullanıldığı zamanlara kadar uzanır. Ses titreşimlerden ibarettir ve bildiğimiz gibi titreyen atomlar yaşamın merkez noktasıdır. Enstrümanına göre, yayılan titreşimler ile hücre seviyesinde etkilenebiliriz. Beyin dalgalarında olumlu etkiler yaratır.
Başka bir deyişle, beyninizi rahatlatarak daha sakin, canlı ve gençleştirici bir ruh haline müzik dinleyerek ulaşmak mümkün. Medical Park İzmir Hastanesi'nin hazırladığı CD'de Türk Sanat Müziği'nin çeşitli makamlarından oluşan şarkıları bulabiliyorsunuz. Bu şarkılarla da uzmanlar; "Akıl- duygu dengesi sağlanır, stres ve kaygınız azalır, konsantrasyonunuz ve hafızanız iyileşir, uyku kaliteniz artar, bağışıklığınız güçlenir ve daha fazla yaratıcılık sağlarsınız" diyorlar. Bunları duyunca ben de bu CD'den kendime bir tane aldım.
Aynı zamanda kanun da çaldığını bildiğimiz Genel Müdür Veysi Kubba'ya ve ekibine, bu değerli çalışmaları için teşekkür ederiz.

***

Peki bu kadar mı sanatın gücü? Aslında en önemlisini sona sakladım... Sanatın ekonomik gücü... İşte size Amerika'dan bir araştırma sonucu...

gokmen1. 2006- 2013 arasındaki süreçte yapılan bir çalışma, sanat endüstrisinin ABD ticaret dengesi genelinden daha iyi performans göstererek ulusal geliri fazladan on kat artırdığını ortaya koyuyor.
2. Sanat, ekonomik büyümeyi yerel, ulusal ve dünya çapında desteklemektedir.
3. Sanat, fiziksel ve zihinsel iyileşmeyi teşvik ederek halk sağlığını desteklemektedir. Sağlık giderlerinde azalma saptandığı için Amerikan sağlık kurumlarının yaklaşık yüzde 50'si hastalar, aileleri ve çalışanları için sanat programları sunmaktadır. (Daha da artırılmalıdır diyor.)
4. Sanat, daha eğitimli, yenilikçi bir nüfus yetiştirir.
5. Sanat eğitimi, Amerikalıları yaratıcı ekonomiye girmeye hazırlar. Şu anda yayıncılık, yayımcılık, yaratıcı reklamcılık, film ve sahne sanatları 4.7 milyon işçiden oluşmaktadır.
6. Sanat, sosyal olarak kaynaşan dolayısıyla daha güçlü bir ekonomiyi teşvik eden topluluklar yaratır.
Rapor, bu başlıklar altında rakamlarla yayınlanmış ve sonuçta diyor ki ekonomik, iş gücü, sağlık ve eğitim açısından güçlenme bekleniyorsa sadece ve sadece sanata daha çok yatırım yaparak olur.

Sanatla daha fazla iç içe olacağımız günler dilerim!

DİP NOT:

Amerika'daki bu rapordan bilgi sahibi olmamı sağlayan ve Türkiye'de sanat yapacak yeterli ortamı bulamadığı için Iowa'ya yerleşen sahne sanatları mezunu, yazar ve yoga eğitmeni Ece Türkmut'a teşekkür ederim. Bir teşekkür de Medical Park İzmir Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Zeki Hozer'e. Kendisini geniş vizyonuyla, yaptığı çalışmalar ve çevresindeki insanlara yardımlarıyla tanıyorum ve bundan büyük mutluluk duyuyorum.