İsviçre’nin Basel kentinde düzenlenen Eurovision Şarkı Yarışması’nda İsrail’in elde ettiği ikincilik, yarışmanın tarihine damga vurdu. Finalde jüri puanlarıyla gerilerde kalan İsrail’in, halk oylamasında aldığı yüksek puanlarla ikinci olması, başta İspanya olmak üzere birçok ülkenin yayın kuruluşu ve temsilcisi tarafından “adaletsiz” ve “şüpheli” olarak yorumlandı.
Yayın kuruluşlarından şeffaflık çağrısı
İspanya, Hollanda, Belçika, Slovenya ve İrlanda’nın kamu yayıncıları, Avrupa Yayın Birliği (EBU)’ya halk oylamasının şeffaflığı konusunda endişelerini iletti. Özellikle İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının gölgesinde yarışmaya katılması ve üst sıralarda yer alması, eleştirileri daha da artırdı. İspanya devlet televizyonu RTVE, halk oylaması sonuçlarının detaylı incelenmesini talep etti ve yarışmanın adil olmadığını savundu.
Siyaset ve müzik iç içe geçti
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, İsrail’in Eurovision gibi uluslararası yarışmalardan men edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Kültürde çifte standarda izin veremeyiz” dedi. Sanchez, Rusya’nın Ukrayna işgali sonrası yarışmadan çıkarıldığını hatırlatarak, aynı uygulamanın İsrail için de geçerli olması gerektiğini savundu.
Katılımcı ülkelerden ve sanatçılardan sert tepkiler
Hollanda ve Belçika’nın yayıncıları, jeopolitik gerginliklerin yarışmaya taşındığını belirterek, EBU ile bu konuyu masaya yatırmak istediklerini açıkladı. Belçika’nın VRT kanalı ise, halk oylamasındaki şüpheler giderilmezse Eurovision’a katılımlarını gözden geçireceklerini duyurdu. Slovenya ve İrlanda da benzer endişeleri paylaştı.
Finlandiya temsilcisi Erika Vikman, İsrail’in oyları manipüle ettiğini öne sürerken, Belçika temsilcisi Red Sebastian ise yarışmanın siyasete dönüştüğünü söyledi. Belçika’yı 2016’da temsil eden Laura Tesoro, ülkesinin İsrail’e 12 puan vermesine tepki göstererek, “Filistin’de çocuklar ölüyor, biz ise İsrail’e puan veriyoruz. Bu delilik,” dedi. Estonya temsilcisi Tommy Cash ise, “İş biraz siyasete kaydı,” ifadelerini kullandı.
