Türk Sineması çok önemli bir değerini; Yönetmen Şerif Gören'i kaybetti. "Kurgucu" olarak adım atmıştı sinema dünyasına. Osman F.Seden, Yılmaz Atadeniz, Memduh Ün, Atıf Yılmaz ve Yılmaz Güney gibi dönemin farklı yönetmenleriyle çalışmıştı. Sinema eleştirmenleri onun için "kendi sinema dilini oluşturmuş; bugün en üretken, yaratıcı yönetmenlerden biri" ifadesini kullanır.
Yılmaz Güney ile birlikte çalışmıştır.
"Acı", "Ağıt", "Baba", "Umutsuzlar", "Arkadaş" "Umut", "Endişe" filmlerinde emeği büyüktür.
"Endişe" ile Altın Portakal kazanmıştır.
Sinemada sendikal savaşımın kavgasını vermiştir.
Örgütlü mücadelesi sırasında yargılanmış, hapis yatmıştır.
Komedi de çekmiştir, melodram da.
O filmlerde işçinin emekçinin memurun ezilmesine, sömürülen halkın sorunlarına, kadının sorunlarına yer vermiştir.
Yine eleştirmenler bu konuda şu görüşleri dillendirir;
"Şerif Gören filmlerinde toplumda yaşanılan değişimlerin bireyler üzerindeki etkileri gibi, insan, doğa, gelenek, modern, aydın, halk, kent, taşra ikiliklerinde toplumdaki çatışmaları ve mücadeleleri ticari kaygılardan uzak, toplumcu bir anlayış üzerinden ortaya koyar. "Köprü", "Deprem", "İstasyon", "Derdim Dünyadan Büyük", "Derviş Bey", "Evlidir Ne Yapsa Yeridir", "Gelincik", "Almanya Acı Vatan", "Derman", "Tomruk", "Katırcılar", "Kurbağalar", "Gizli Duygular", "Firar",
"Sen Türkülerini Söyle", "Beyoğlu'nun Arka Yakası", "Ay Büyürken Uyuyamam" önemli örneklerdir.
****
1982'de hapisten çıkar, Yılmaz Güney’in "Yol" filminin yönetmenliğini üstlenir.
"Yol" Cannes'da Costa Gavras’ın Kayıp (Missing) filmi ile büyük ödül Altın Palmiye’yi kazanır.
Bu ödül hem Şerif Gören hem Yılmaz Güney sinemasında hem de sinema tarihimizde de önemli bir yer tutar.
O süreci şöyle anlatır Gören;
“Yılmaz Güney’in senaryosunu yazmıştı. O zaman cezaevinden yeni çıkmıştım. Elime bir senaryo verdiler ve bunu oku dediler. Okudum, ertesi gün Yılmaz ağabeylerin evinde Tarık Akan ve Fatoş Güney buluştuk. Yılmaz ağabey, senaryoda 11 mahkum hikayesini anlatıyordu. Ben 11 kişi çekmeyeceğimi 6 kişi olursa çekebileceğimi söyledim. 'Olur mu öyle şey?' deyip sinirlendi. Seslerimiz de yükseldi ama sonuçta 'nasıl çekersen çek, yeter ki bu filmi yap' dedi. Böylece Yol filmine başlamış olduk. Nitekim film Fransa’da Cannes Film Festivali’nde ödül alarak bizi gururlandırdı.”
Almanya'da da Kemal Sunal'ın "Polizei" filmini çeker.
9 ayrı öyküyü içeren "10 Kadın" filmi de onun imzasını taşır .
Bir röportajındandır bu sözleri; “Asi bir delikanlı olarak girdiğim sinemada sansüre karşıyım, Amerikan tröstlerine, sinema tekellerine, darbeye, işkenceye karşıyım. İçimdeki oto sansüre de karşıyım. Onun için Çarşıyım!" (Beşiktaşlı'ydı da)
Kırkı aşkın filmin yönetmenliğini üstlenmiş efsane bir yönetmendi Şerif Gören.
“Sinemamızın kırılma anlarından ona yön verendir. Filmlere dokunuşu bir başkaydı.(Şenay Aydemir tespitidir)
Sinema Yazarı ve Gazeteci Uğur Vardan: “Sevgili Şerif Abi sinemamızın çalışkan, mahir üretken ve yerelden evrensele uzanan en önemli yaratıcılarındandı. İyi bir öykü anlatıcısıydı, sürükleyici stile sahipti. Seyirciyi hemen içine çeken yapıtların usta yönetmeni unvanı onundur.”
Ona "Ezileni Konuşturan Yönetmen" de derlerdi.
Usta Tiyatrocu Orhan Aydın ardından ne güzel yazmış;
"Sinemamız kardeşliğin-barışın-eşitlik-özgürlük ve aşkın en temel yaratıcıların birini yitirdi.
Toprağınız çiçekler kokacak ağabey. Asla unutulmayacaksınız. Asla…"
"En üretken olduğu dönemde toplumcu akımın etkisiyle çektiği sanat sineması örneklerinin yanı sıra "gişe filmleri" de unutulmayacak.
Sinemaya bıraktığı izlere, anısına saygı ile...
(Yararlanılan Kaynak: Ali Karadoğan-Film Çeviriyorum Abi: Şerif Gören Sineması’nda Öykü Söylem ve Tematik Yapı. Deniz Çakmak-Onun Tarihi Ülke Sinemasının Tarihidir)