Fenerbahçe Kulübü, son günlerde gündemi meşgul eden olağanüstü genel kurul çağrısı için toplanan imzalarınayrıntılı sonuçlarını paylaştı. Yüksek Divan Kurulu Toplantısı’nda açıklanan verilere göre, toplam 9.954 imzatoplanmasına rağmen, yapılan incelemelerde 1.127’si geçersiz sayıldı.
Bu veriler ışığında geçerli sayılan imza adedi 8.468 oldu. Ancak Fenerbahçe Tüzüğü'ne göre erken seçimli genel kurulun toplanabilmesi için gereken asgari imza sayısı 10.995. Dolayısıyla bu kampanya, yasal barajı geçememiş oldu.
Hangi imzalar neden geçersiz sayıldı?
Kulüp yönetimi tarafından yapılan detaylı açıklamada, geçersiz sayılan 1.127 imzanın gerekçeleri şöyle sıralandı:
-
Mükerrer imza: 280
-
Geri çekilen beyanname: 22
-
Kongre üyesine ait olmayan beyanname: 37
-
Geçersiz beyanname: 1.023
-
Çift yevmiyeli beyanname: 124
Bu dağılım, sürecin teknik takibinde yaşanan dikkat hataları ya da üyelik doğrulaması sorunlarını da gözler önüne serdi.
10 bin 995 barajı geçilemedi
Fenerbahçe Tüzüğü’ne göre olağanüstü seçimli genel kurul yapılabilmesi için, toplam kongre üyelerinin en az %10’unun imzası gerekiyor. Bu da mevcut üye sayısı baz alındığında 10.995 imzaya denk geliyor. Ancak elde edilen 8.468 geçerli imza, bu yasal sınırın yaklaşık 2.500 altında kaldı.
Bu durum, erken seçim taleplerinin şu aşamada tüzük gereği işleme alınamayacağı anlamına geliyor.
Süreci başlatanlar nasıl bir adım atacak?
İmza kampanyasına öncülük eden isimler henüz yeni bir yol haritası açıklamadı. Ancak kulüp çevrelerinde, “yeni bir imza kampanyası başlatılır mı?, yoksa genel kurul takvimine kadar mevcut yönetimle yola devam mı edilir?” soruları şimdiden konuşulmaya başlandı.
Başkan Ali Koç ve yönetimi, seçim baskısının yoğunlaştığı bu süreçte, geçerli imza sayısının yetersiz kalmasıyla şimdilik pozisyonunu korumuş oldu. Ancak imza sayısının azımsanamayacak düzeyde olması, genel kurul sürecine kadar kulüp içi muhalefetin güçlü kalmaya devam edeceğinin de sinyalini veriyor.
Divan’da tansiyon düşmedi
Yüksek Divan Kurulu toplantısında bu rakamların açıklanması sonrası, bazı üyeler tarafından geçersizlik gerekçeleri ve denetim süreci de sorgulandı. İmza sahiplerinden gelen tepkiler, özellikle “mükerrer ve geçersiz beyanname” tanımının netleştirilmesi gerektiğini ortaya koydu.
Bazı üyeler ise, bu sürecin kulüp tarihinde bir “demokrasi provası” olduğunu belirterek, yönetimle üyeler arasındaki şeffaflık ilişkisinin yeniden tanımlanması gerektiğini vurguladı.
