2013’teki Gezi eylemleriyle ilgili süren soruşturma kapsamında, gazeteci İsmail Saymaz gözaltına alındı ve ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından ev hapsi talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Saymaz, sabah saatlerinde Çağlayan Adliyesi’ne getirildi.
Savcılık, Saymaz’ı “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçlamasıyla mahkemeye sevk ederken, Saymaz’ın avukatları suçlamaların mesleki faaliyetleriyle ilgisinin olmadığını savundu.
Destekçileri adliyede toplandı
Gazeteci Saymaz’ın gözaltına alınmasının ardından, çok sayıda gazeteci ve destekçisi Çağlayan Adliyesi’ne geldi. Eşi Şeyda Saymaz ile birlikte Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş da adliyeye gelerek gelişmeleri yakından takip etti.
Ayrıca, gazeteciler Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Şule Aydın ve Timur Soykan da Saymaz’a destek vermek için adliye önünde bekledi.
Saymaz: Açıkça susturulmak isteniyorum
İsmail Saymaz, dün Gezi ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınmasına ilişkin avukatı Aslı Kazan aracılığıyla mesaj paylaşmıştı. Saymaz, şunları söylemişti: “Can Atalay’ı, Gezi parkından önce de, sonra da toplumsal gelişmelerle ilgili tüm davaların avukatı olarak tanıdım. Görüşme yoğunluğumuz bundan ileri geliyor. Çiğdem Mater’i hem sosyal çevreden hem eşi ve annesi meslektaşım olduğu için biliyor ve tanıyorum. Mücella Yapıcı’yı haber kaynağı olarak aradım ve görüştük.
Gezi olaylarını, 1 Haziran’dan itibaren muhabir olarak takip ettim. Olay ve gelişmeleri yansız ve objektif olarak aktardım. Sokağa davet ve provokasyon diye yorumlanabilecek hiçbir paylaşımda bulunmadım. Siyasi iktidara yönelik antidemokratik yaklaşımlardan, Erdoğan ve ailesine yönelik saldırgan bir dilden uzak durdum. Gezi parkı eylemlerinin ne örgütlenmesinde ne ülke çapında yayılmasında ne de sürdürülmesinde rol aldım. Yalnızca, bu eylemler sırasında, başta Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesi olmak üzere insan hakkı ihlallerini kaleme aldım. Bu gazetecilik çabam hem ulusal hem de uluslararası basın örgütleri tarafından ödüllendirilmiştir.
12 yıl boyunca bir kez bile Gezi parkı eylemlerinden dolayı suçlanmadım ve sorumlu gösterilmedim. Hakkımda başka bir suç isnat edilemediği için, Gezi parkı dosyası içerisine atılmak isteniyorum. Gazetecilik çabam bu yolla engellenmeye çalışılıyor ve açıkça susturulmak isteniyorum. Bana güvenen ve inanan hiçbir vatandaşın yüzünü öne eğdirmedim. Haftalardır devam eden itibar suikastlarının ne denli karalamaya yönelik olduğu ortaya çıktı. Suçsuz ve masumum. Eşime, oğluma ve aileme sımsıkı sarılıyor, herkese selamlarımı iletiyorum.”