Cumhurbaşkanı açıklıyor. Tam 177 Gazeteci cezaevinde. Ancak bunlar Erdoğan'a göre gazeteci değil. Şöyle diyor medya patronlarına verdiği davette;
“Mesleğini gazeteci olarak ifade ederek cezaevlerinde bulunan 177 kişiden sadece ikisi sarı basın kartı sahibidir. Bu 177 kişiden biri cinayet suçundan, diğerleri de terör örgütleriyle ilişkileri sebebiyle cezaevinde bulunuyor.”
Neresini düzeltelim? Bir kere cezaevinde bulunanlardan benim tanıdığım en az 10-15 tanesinin sarı basın kartı var. Bir kısmının basın kartları ise sürekli kart. Ayrıca terör örgütleriyle ilişki ne kadar subjektif bir kavram. Bu kavramla basın özgürlüğünü nasıl kısıtlarsınız?
Bu gazetecilerin gazetecilik yaptıkları, haber peşinde koştukları ve yalnızca gerçeği kovaladıkları için tutuklandıklarını bilmeyen var mı? Ayrıca hüküm kesinleşinceye kadar tutuksuz yargılanmaları esas değil midir? Kaldı ki pek çok gazeteci hala hangi suçtan yargılandıklarını dahi bilmiyor.
Enis Berberoğlu savunmasında ne diyordu;
“Hukukçu değilim. Ama aynı suçla önüne geleni itham etmenin gayri ciddi bir iş olduğunu görecek kadar bilgi ve görgüm mevcut. Tıpkı rahmetli üstad Uğur Mumcu'nun söylediği gibi bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamalı.”
Sözcü Gazetesi'ne yapılan kumpasa bakın. Gökmen Ulu, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz Gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “Meydanlara inin!” çağrısını Türkiye'ye ilk duyuran haberci. Mediha Olgun, Mavi Marmara baskınını yaşamış, Sedat Simavi Gazetecilik ödülünü kazanmış bir gazeteci. İki kripto FETÖ'cünün tanıklığıyla bu örgütle ilişkilendiriliyorlar.
Bütün bunlar olurken Erdoğan'ın medya patronlarını toplayıp, Kılıçdaroğlu'nun 'Adalet Yürüyüşü'ne, “Terör Yürüyüşü” demesinin anlamı nedir sizce? Gayet açık. Bu terör yürüyüşüne televizyonlarınızda, gazetelerinizde yer vermeyin veya görmezden gelin demek değil midir?
Venedik Komisyonu Raporu'nda açıklanmış; Türkiye, Hukuk Devleti sıralamasında 113 ülke arasında 99. sıraya yükselmiş. Bence bize torpil yapmışlar. Önümüzdeki 14 ülkeye haksızlık var gibi.
Gökmen Ulu ve Mediha Olgun bugün tutsaklıklarının 26. gününde.
Bu adaletsizliğin daha fazla uzamadan bir an evvel bitmesi en büyük temennimiz. Gökmen'in cezaevinde bir kitap yazma hazırlığında olduğunu biliyoruz. Kendisine yazacağımız mektuplar O'na ciddi bir moral olacağı gibi, yazacağı kitaba da ışık tutacaktır. Gökmen'in adresi söyle;
Bekir Gökmen Ulu
Silivri 9 Nolu F tipi Kapalı Cezaevi. C8 61 Koğuş.
Silivri-İstanbul.