Dünyadan uzak deryaya yakın, deryadan uzak dünyaya yakın yeryüzü köşelerindeki Göztepelilerin ahir ömürlerinden yedi gün daha geçip gitti. Dünyadaki yaklaşık 100 ülkeden daha kalabalık bir nüfusu olan, şehr-i memleket İzmir’i beş sezondur ülkenin süper olarak betimlenen “bitik liginde” (yaklaşık yarım yüzyıldır olmamış bir şekilde) arka arkaya beş sezondur temsil etmeye devam etmeyi başarmış olan ve eğer ligden düşme, üçüncü dünya ülkelerine has trajikomik hakem devinimleri nedeniyle kalkmazsa, altıncı sezonu görememeyi haftalar öncesinden garantileyen Göztepemiz... Artık taraftarları hatta muhtemelen diğer paydaşları “Yönetim Kurulu” ve futbolcuları açısından da kürek cezası tadında devam eden lig sürecinde bir haftayı daha, Vavacars Fatih Karagümrük karşısında, trajik ama gerçekçi bir betimlemeyle –neyse ki üç gollü mağlubiyetle- kapatarak sevenlerini kahretmeye devam etti...
Maçın kısa öyküsü
Takımın asları sanki “KAPATIYORUZ” mağazasından gönderildikçe, kalitesi daha da düşen Göztepe maça gol yememeyi, en azından “7 gol yememeyi hedefler” (!) gözükerek başladı... Neyse ki rakibin de öldürücü bir temposu yoktu. İlk çeyrekte, Göztepe bolca gol kaçırma geleneğine devam etse de kalite farkı dakikalar ilerledikçe ağır basmaya başladı. Rakp 30. dakikada, pek çok Göztepelinin “Keşke bizim olsa....” dediği isimlerden, rakibin kaliteli ayaklarından Borini ile attığı jeneriklik golün ardından devreyi 1-0 önde kapattı... Devre 0 - 0 biterken, ikinci devre başında, Göztepe, çocuğu Halil Akbunar’ın asistinde Makana Baku ile 1-1’i yakalasa da... Ardından vites yükselten rakip, Emre Mor ile bir jeneriklik gol daha buldu, akabinde Göztepe’den bir hediye gol daha gelince maç 3-1 bitti.
Göztepe’den bağımsız bir anekdot
Güzel yurdumuz bir “Üçüncü Dünya” ülkesi olduğu için futbolda da adalete ulaşmak kolay olmuyor. Bu yüzdendir ki Trabzonspor’un Antalyaspor karşısında şampiyonluğunu ilan ederken yaptıkları, oyun sahasına binlerce kişi girme (Göztepe’de sahaya girenler nedense hep sorgusuz sualsiz direkt 6222lendi, Eskişehirspor maçı finali sonrası üç maç ceza alındı), Antalyaspor kalecisini dövme gibi eylemler, Göztepe ile karşılaştırırsak, neredeyse ceza almadan geçilmiş oldu...
Velhasıl-ı kelam; ülkeyi geçtik, dünya nüfusunun kayda değer bir kısmının Göztepe AŞ hisselerine talip olduğunu duyduğumuz şu günlerde ligden düşme iptal edilip edilmeyeceği belli olmadan manalı bir gelişme olacak gibi durmuyor. Alt lige düşmenin acısı bir taraftar olarak günden güne daha çok dokunurken ortadaki ağır belirsizlik hissi bütün camiayı rahatsız etmeye devam ediyor. Umarım Göztepe mevcut Yönetim Kurulu ve Göztepe A.Ş. mevcut çoğunluk hissedarı, Göztepe eski Başkanı Sayın Mehmet Sepil, çok geç olmadan ve gelecek sezonu da tehlikeye atmadan acilen ne yapacaklarına karar verirler! Olası sıkıntılı süreçte Göztepe’ye ceza vermekte Trabzonspor’a ya da Dörtlü Oligarşiye davranır gibi davranmayacakları kesin olduğundan, Beşiktaş maçının hem sahada hem de tribünde Göztepe’ye ve Göztepe taraftarına yakışır -gelecek sezon açısından zarar vermeyecek - bir şekilde geçmesini diliyorum...