Suriye ve Irak’ta gelişen olayları sünni IŞİD, Kürtler ve Şiiler arasında bir egemenlik savaşı olarak görmek yanıltıcı olabilir.
Temelinde, Amerika ve Rusya’nın enerji kaynaklarını kontrol edebilme olayına dayanan bugünkü gelişmeler, Berlin Duvarı’nın yıkılmasından önceki güç dengelerine dönülme sürecine dönüşmektedir. Kürtler içlerinde "homojen" bir yapı kurma güçlerini yitirmiş görünüyorlar. Suriye’deki PYD’ye yardım konusunda çıkan sorunlar bunun göstergesidir.
Rusya'nın Suriye'de deniz ve hava üstleri kurması İran ile birlikte Saddam'ın aralarında yer alması dengeleri bölgede değiştirmiş, Amerika'nın uygulamak istediği politikaların yönünü değiştirmiştir. "Büyük Kürdistan" olayı 1989 Berlin duvarının yıkılmasından önceki "güç-güç" dengelerinin konumuna dönmüştür. Bu cepheye Çin ve Hindistan'ın destek vermesi olayın boyutunu dahada genişletmiştir. Üsteki bu "güç dengeleri arasındaki çatışma" alanda Rusya yanlısı Talabani ile, Amerikan'ın desteklediği Barzani'nin alandaki erk savaşına da yansımıştır.
Talabani’nin KYP’si ile Barzani’nin KDP’si arasında kurulan ittifak çözülme sürecine girmiş gibi görünmektedir.
Rusya ve İran’ın eskisi gibi desteğini alan Talabani, Kobani ve Suriye’deki Kürt bölgelerine ve Salih Müslim’e destek vererek, burada kurulması öngörülen "Özerk Kürt Bölgesine" egemen olmak, oluşturulmak istenen "Büyük Kürdistan"ın oluşumunda söz sahibi olmak istemektedir.
Bu nedenle Barzani’nin peşmergelerinin yoğun bir şekilde bölgeye gelmesine karşı çıkmışlardır. Öcalan’ın 21 Mart 2013 Nevruz bayramında Diyarbakır meydanında okunan mesajında, Barzani’yi ve ABD’yi hedef alarak, uygulanan politikaların gerçekleşmesi için salt Barzani’nin politikalarının yeterli olamayacağını belirtti.
PEJAK ve Kandil bölgesini kontrol altında tutan "amca" lakaplı Talabani’nin sürecin "en etkin aktörü" olduğuna işaret ediyor. Talabani olmadan Irak’ta bir bütünlük sağlamayacağının sinyalini verdi.
2013 Eylül ayında Kuzey Irak’ta ki başbakanlık seçimleri sırasında GORAN hareketi lideri Neşirvan Mustafa’nın, Talabani’ye yakın bir politik duruş sergilemesi, 14 Nisan 2014’te yapılan parlamento seçimlerine yansıması homojen yapı için kurulan KYP-KDP ittifakının dağıldığını gösteriyor.
Türkiye’deki çözüm süreci de bu gelişmelerden etkilenmiştir. Öcalan, HDP ve Kandil arasındaki söylem kargaşası, Öcalan’la hükümet arasında "yol haritasının" tüm taraflarca benimsenmesi sivil itaatsizlik çağrıları ve tırmanmaya başlayan terör olayları, Kobani’nin neden önemli olduğunun göstergesidir.
Kobani ve Suriye Kürt bölgesindeki gelişmeleri, Kürtler arasındaki "GÜÇ SAVAŞI" olarak nitelendirmek yanlış olmaz.
Suriye deki gelişmeleri bir de bu gözde değerlendirmek de yarar vardır.