Türkiye'nin denizel biyoçeşitliliği, son yıllarda sessiz sedasız ama hızla yayılan yeni bir misafiri ağırlıyor: Japon denizhıyarı (Apostichopus Japonicus). İlk olarak 2023 yılında İzmit Körfezi kıyılarında varlığı tespit edilen bu tür, aradan geçen kısa sürede Marmara'dan Ege kıyılarına kadar yayılarak önemli popülasyonlar oluşturdu. Uzak Doğu mutfağının ve geleneksel tıbbının en değerli ürünlerinden biri olan bu canlının Türk sularındaki varlığı, bilim dünyasını ve su ürünleri sektörünü harekete geçirdi. Bu potansiyeli değerlendirmek amacıyla Ege Üniversitesi (EÜ) Su Ürünleri Fakültesi, kapsamlı bir araştırma projesi başlattı.

Mağara duvarına kaynaşmış kafatası
Mağara duvarına kaynaşmış kafatası
İçeriği Görüntüle

TÜBİTAK destekli öncü proje

EÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Tolga Tolon'un yürütücülüğünde hazırlanan "Japon Denizhıyarının Moleküler Tanımlanması, Üreme Biyolojisi ve Larval Dönem Yetiştiriciliği İncelemeleri" başlıklı proje, TÜBİTAK'ın prestijli 1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. 15 ay sürecek olan proje, hem bilimsel bir merakı gidermeyi hem de ciddi bir ekonomik potansiyeli ortaya çıkarmayı hedefliyor. Proje kapsamında, Türkiye kıyılarındaki Japon denizhıyarlarının genetik varyasyonları incelenecek, üreme biyolojileri ve larval yetiştiricilik koşulları araştırılacak. Bu çalışmalar, türün kontrollü koşullar altında üretilip üretilemeyeceğine dair ilk ve en önemli verileri sağlayacak.

Milyar dolarlık ekonomik değer

Proje yürütücüsü Doç. Dr. Tolon, Japon denizhıyarının dünya pazarındaki önemine dikkat çekiyor. Bu türün, dünya denizhıyarı ticaretinde en çok talep gören ve en yüksek fiyata alıcı bulan tür olduğunu belirten Tolon, yıllık ekonomik değerinin yaklaşık 1 milyar 631 milyon doları bulduğunu ifade etti. Türkiye'nin bu dev pazardan pay alabilmesi için türün özelliklerinin ve yetiştiricilik imkanlarının bilimsel olarak ortaya konması gerektiğini vurgulayan Tolon, projenin bu amaca hizmet edeceğini kaydetti. Proje, sadece yeni bir ekonomik kapı aralamakla kalmayacak, aynı zamanda aşırı avcılık nedeniyle popülasyonları tehdit altında olan yerel denizhıyarı türleri üzerindeki baskıyı da azaltabilecek alternatif bir çözüm sunma potansiyeli taşıyor.

Geniş akademik kadro ve burs imkanı

Bu öncü proje, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nin deneyimli akademik kadrosunu bir araya getiriyor. Projede, Prof. Dr. Adnan Tokaç, Prof. Dr. Şule Gürkan, Doç. Dr. Serhat Engin ve Dr. Öğr. Üyesi Emel Özcan Gökçek gibi alanında uzman isimler araştırmacı olarak yer alıyor. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi'nden Doç. Dr. Raziye Işık Kalpar'ın da danışman olarak katkı sağlayacağı proje, aynı zamanda genç bilim insanlarının yetişmesine de olanak tanıyacak. Proje kapsamında, bir lisans ve bir lisansüstü öğrenciye burs sağlanarak, geleceğin su ürünleri uzmanlarının bu önemli konuda deneyim kazanması hedefleniyor.

Kaynak: AA