İstanbul'un Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda, oğlu Mattia Ahmet Minguzzi'nin öldürülmesinin ardından infaz yasasının daha caydırıcı hale getirilmesi için tek başına oturma eylemi başlatan anne Yasemin Minguzzi'ye destek ziyaretleri sürüyor. Kamuoyunda "Adalet Nöbeti" olarak da anılan eyleme, daha önce farklı sanatçıların da katılmasının ardından, bu kez sanatçı Gülben Ergen destek verdi.
Eylem alanına gelen Ergen, bir süre Yasemin Minguzzi ile birlikte oturarak, acılı annenin adalet talebine ortak oldu. Ziyareti sırasında bir açıklama yapan Ergen, konunun toplumsal bir sorun olduğuna dikkat çekerek, bu tür şiddet olaylarının önlenmesi için yasal düzenlemelerin önemini vurguladı. Sanatçının ziyareti, eylemin kamuoyunda daha geniş bir yer bulmasına ve konuya ilişkin farkındalığın artmasına katkı sağladı.
Oturma eyleminin gerekçesi: Mattia Ahmet Minguzzi cinayeti
Yasemin Minguzzi'nin başlattığı eylemin temelinde, 14 yaşındaki oğlu Mattia Ahmet Minguzzi'nin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olay yatıyor. Edinilen bilgilere göre, Mattia Ahmet Minguzzi, 24 Ocak'ta, kaykay malzemesi almak için arkadaşlarıyla birlikte İstanbul'un Kadıköy ilçesine bağlı Hasanpaşa Mahallesi’nde bulunan bir pazara gitmişti.
Burada, B.B. ve U.B. isimli kişilerle aralarında henüz belirlenemeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine, şüphelilerden B.B.'nin, Mattia Ahmet Minguzzi'yi bıçakladığı iddia edildi. Saldırının ardından ağır yaralanan genç, olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesi sonrası hastaneye kaldırıldı. Ancak, hastanede yaklaşık iki hafta süren yaşam mücadelesini 9 Şubat'ta kaybederek hayatını kaybetti. Bu olayın ardından anne Yasemin Minguzzi, faillerin hak ettikleri cezayı alması ve benzer olayların yaşanmaması için infaz yasasının yeniden düzenlenmesi talebiyle "Adalet Nöbeti" eylemini başlattı.
Ergen: 'Bu acının tarifi yok, başka canlar yanmasın'
Ziyareti sırasında basın mensuplarına ve çevredeki vatandaşlara kısa bir açıklama yapan Gülben Ergen, Yasemin Minguzzi'nin mücadelesinin önemine dikkat çekti. Kendisinin de geçmişte kardeşini kaybetmesi nedeniyle evlat acısı yaşayan bir annenin kızı olduğunu hatırlatan Ergen, bu tür acıların tarifinin olmadığını belirtti.
Gülben Ergen, Yasemin Minguzzi'nin mücadelesinin sadece kendi oğlu için değil, gelecekte başka canların yanmaması ve başka annelerin aynı acıyı yaşamaması için de büyük bir anlam taşıdığını ifade etti. Sanatçı, bu tür şiddet eylemlerinin faillerinin, yasalardaki boşluklardan veya indirimlerden faydalanarak hak ettiklerinden daha az cezalarla kurtulmaması gerektiğini, adaletin tam olarak tecelli etmesinin toplumsal vicdan için bir zorunluluk olduğunu dile getirdi. Ergen, sorumluların en ağır cezayı alması yönündeki beklentisini yineleyerek, adalet çağrısında bulundu.
Gündemdeki talep: İnfaz yasasının yeniden düzenlenmesi
Yasemin Minguzzi'nin eylemi, Türkiye'de kamuoyunda sıkça tartışılan infaz yasası ve "cezasızlık algısı" konularını yeniden gündeme getirdi. Özellikle kasten işlenen ağır suçlarda, faillerin, çeşitli infaz indirimleri, denetimli serbestlik veya af benzeri düzenlemelerle, mahkemeler tarafından verilen cezaların önemli bir bölümünü cezaevinde geçirmeden serbest kaldığına yönelik eleştiriler, uzun süredir hukukçular ve sivil toplum kuruluşları tarafından dile getiriliyor.
Bu durumun, hem mağdur ailelerin adalet duygusunu zedelediği hem de suç işlemeye eğilimli kişiler üzerinde caydırıcı bir etki yaratmadığı savunuluyor. Yasemin Minguzzi'nin başlattığı ve Gülben Ergen gibi tanınmış isimlerin de destek verdiği eylem, bu yasal düzenlemelerin, suçluyu değil, mağduru ve toplumun genel güvenliğini koruyacak şekilde yeniden gözden geçirilmesi talebini güçlendiriyor. Eylemin, siyasi ve hukuki karar alıcılar üzerinde bir kamuoyu baskısı oluşturarak, infaz yasası ile ilgili yeni bir tartışma ve düzenleme sürecini tetikleyip tetiklemeyeceği, önümüzdeki günlerde netleşecek.
