Türk sanat müziği yorumcusu Yüceses, Kadriye Hanım ile marpuç ustası Halil Efendi'nin kızı olarak 20 Haziran 1915'te İstanbul'da dünyaya geldi.

İstanbul'da Hacı Kadın İlkokulunda eğitim gören ve sesinin güzelliğiyle çocuk yaşlarda dikkati çeken sanatçı, henüz 11 yaşındayken ailesinin yaşadığı maddi sıkıntılar nedeniyle sahneye çıkıp şarkı söylemeye başladı.

Hamiyet Yüceses, ilk konserini Burhaniye'de verdi. Ardından Anadolu'nun birçok şehrinde sahneye çıkan sanatçı, bir süre Gaziantep'te yaşadı.

Torba yasa geçerse Muğla’da 48 köy haritadan silinecek
Torba yasa geçerse Muğla’da 48 köy haritadan silinecek
İçeriği Görüntüle

Safiye Ayla ile 1931'de Beyoğlu'nda sahneye çıkmaya başlayan sanatçı, aynı yıl Kadıköy'de düzenlenen yarışmada "Türkiye Ses Kraliçesi" seçildi.

Başarılı sanatçı, besteciler Selahattin Pınar, Sadettin Kaynak, Yesari Asım Arsoy, Mısırlı İbrahim ve Bimen Şen'den özel dersler aldı.

İstanbul Radyosunda çeşitli programlara çıkan, Sahibinin Sesi, Columbia ve Odeon firmalarıyla plaklar yapan sanatçı, Halit Kıvanç ile 1978'de yaptığı röportajda, İstanbul'da ilk sahneye çıktığı yıllarda mikrofon olmadığını dile getirmişti.

Güçlü sesiyle gönüllerde yer edindi

Besteci Sadettin Kaynak'ın sesine uygun bazı besteler yaptığı şarkıcı, soyadı kanunu çıkınca Sadettin Kaynak ve Selahattin Pınar'ın ısrarıyla Yüceses soyadını aldı.

Yüceses'in 1940'ta evlendiği Deniz Astsubayı Fethi Bey, "Atılay faciası" olarak anılan, denizaltının batması olayında 14 Temmuz 1942'de hayatını kaybetti.

Bu üzüntünün ardından söylediği "Gitti de Gelmeyiverdi" şarkısıyla beğeni toplayan şarkıcı, asıl şöhreti ise sözleri Abdülhak Hamit Tarhan'a, bestesi Mehmet Baha'ya ait "Makber" şarkısıyla kazandı.

Sanatçı, 1944'ten 1955'e kadar Kemal Mollaoğlu ile evli kaldı, ardından 1956'da sahnede şarkı söylerken tanıştığı, tıp fakültesi öğrencisi Osman Sabuncu ile vefatına kadar süren 40 yıllık evliliğe imza attı.

İstanbul'da dönemin ünlü gazinolarında assolist olarak sahneye çıkan sanatçı, 1944'te İstanbul Belediye Konservatuvarı Türk Müziği İcra Heyetinde görev aldı.

Gazele sevgisini her fırsatta dile getiren şarkıcının, 1946'da Hacı Arif Bey'in "Bakmıyor Çeşm-i Siyah" eserini, bir gazelle birlikte okuması ilgi gördü.

Hamiyet Yüceses, 1949'da Yeni İstanbul Radyosunda çalışmaya başladı. Üniversite Talebe Birliği, her yıl düzenledikleri Edebiyat Yarışması'nda "Hamiyet Mükafatı" ödüllerini dağıttı.

Yüceses, TRT'de tambur üstadı Sadun Aksüt'ün sunuculuğunu yaptığı "Taş Plaktan Bugüne" adlı programdaki açıklamasında, "Bir Görüşte Aşık Oldum Gözlerine Ey Peri" adlı eserin plağa alınma hikayesini anlatarak, "Bütün aileyi etrafıma topladım. 'Çok küçük yaştayım. Allah hepimize ömür versin. Ölüm belli olmaz fakat ben öldüğüm zaman bu plağı benim mezarımın başında çalacaksınız. Vasiyet ediyorum size.' dedim." ifadelerini kullanmıştı.

Sahnelere 1981'de veda etti

"Efsuncu Baba", "Affet Beni Allah'ım", "Kanun Namına", "Soygun", "İncili Çavuş" gibi sinema filmlerinde şarkı söylerken görünen Yüceses, 1981'de sahneleri bıraktı.

Usta sanatçı, Pera Palas Oteli'nde 1987'de adına düzenlenen gecede, 1988'de ise Hürriyet gazetesinin Altın Kelebek Ödül Töreni'nde son kez sahneye çıktı.

"Akşam Oldu Hüzünlendim Ben Yine", "Ben Küskünüm Feleğe"nin de arasında bulunduğu Türk sanat müziği eserlerini yorumlayan Yüceses, yaşamı boyunca yaklaşık 1500 plak, 37 adet 45'lik ve 8 uzunçalar çıkardı.

Hamiyet Yüceses, tatil için gittiği Muğla'nın Marmaris ilçesinde kaldırıldığı hastanede, 10 Temmuz 1996'da 81 yaşındayken vefat etti. Yüceses'in cenazesi, Üsküdar'daki Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi

Kaynak: AA