Hayvan sevgisi, insan yaşamının ilk yıllarından başlayan ve mezara kadar giden değişmez, sarsılmaz bir kişilik özelliği bence.
“Eskiden hayvanlardan nefret ederdim ama sonradan sevdim” diyeni pek duymadım. Varsa da eminim çok nadirdir.
Hayvan seven herkesin hatırlayabildiği en küçük yaşlarından itibaren anıları vardır minik dostlarımızla...
Mesela ben daha annemin dizine kadar geldiğim yaşlardan itibaren sokaklarda hayvan peşindeydim. Özellikle kedi görünce akan sular dururdu benim için.
Annemle yan yana sokakta yürürken gözüm hep arabaların altında, çöp tenekelerinin yanında olurdu. Kedi görürsem fırlayıp yanında biter, sevebildiğimi sever, istemeyenden de patiyi yerdim.
Kedi çiziklerim elimden eksik olmadı hiç. “Gülü seven dikenine katlanır” sözünden hareketle, onları bile sevdim.
Tabii öğrendim de: Bir kedi sevilmek, mıncıklanmak istemiyorsa saygı göster, ilişme!
Bizim evden sokak hayvanlarına giden peynirin, köftenin haddi hesabı olmazdı. Annem sokağa salmazsa balkondan atardım. Hayvanlar alışmıştı, eğer aşağı inmezsem gözleri bizim balkonda olurdu.
Dedem mesela... Kışın soğuk, yağmurlu havalarda cebinde kedilerle az gelmemiş eve. Annemle birlikte, odunlukta yer yapar, kışı geçirmeleri için bakarlarmış, ananemden gizli.
Babanemin bahçesinden kedi eksik olmazdı. Büyük sevgi ve saygısı vardı her bir cana. Bana da öyle öğretti.
Halam, babam... hep hayvansever. Tabii böyle ortamlarda, böyle ailelerde büyüyen insanlar şanslı. Çünkü hayvan sevgisi özel ve güzel bir duygu. İnsanı doğaya bağlayan, yaşama saygı duymayı öğreten, insanı besleyen bir özellik.
O yüzden insanın ailesinde, yakın çevresinde hayvanseverlerle iç içe olması önemli. Başta dediğim gibi hayvan sevgisi erken yaşta insanın ruhuna işlemeli.
Okullarda son yıllarda sokak hayvanları ile ilgili artan bir farkındalık var.
Geleceğin büyükleri, sokak hayvanları için projeler yapıyor. Onlar için evler tasarlıyor. Barınakları ziyaret ediyor, mama topluyor. Böyle haberleri sık duyar oldum. Okudukça keyifleniyorum; “Aferin çocuklara” diyorum.
Bunda gönüllü hayvanseverler ve STK'ların okullarda yürüttüğü eğitim çalışmalarının, duyarlı öğretmenlerin, kentlerimizde hayvan hakları bilincinin artması için afiş ve billboardlarla reklam desteği veren yerel yönetimlerin katkısı büyük. Bu tip çalışmaların katlanarak artması en büyük dileğimdir.
Daha aydınlık bir ülke için; çocuklarımız bilimsel eğitimle, Atatürkçü, sorumluluk sahibi, bilinçli bireyler olarak yetişmeli ama bunun yanında onlara hayvan ve doğa sevgisinin aşılanması da hayati önem taşıyor.