Öğrenenler de öğretenler de sokakta!

Neden "Hak, hukuk adalet" diyor?

Pardon; öğrenciler hapiste!

Önce eylem yapmak istediler; ama onlara okullarının kapıları kapatıldı. Disipline sevk edilme tehdidi dikenli sopa olarak gösterildi!

Yetmedi hapishanelere elleri kelepçeli olarak cop ve biber gazları itildiler! Eskiden "Kışlalar doldu, boşaldı" şarkıları diyorduk; Artık bu şarkı tornistan edilip "Hapishaneler doldu, boşaldı" demeye başladık...

Öyle ya, belli hapishane dolunca yenilere yer açılmak için boşaltılıp çevredekilere dağıtıldılar...

Neden?

Kalın duvarlar ardında böyle kalabalıklar oluşmasın diye!

Oysa ki, "açılan her yeni okul bir hapishaneyi kapatır" deniliyordu değil mi?

Tersi olacak diye kara kara düşünmeye başladık! 

Kısacası, içeridekiler, dışarıdakiler konusu her ortamda fıkralardaki gibi karikatürize ediliyor!

Tabii ki, neden öğretenler ve öğrenenler?

Günlük gazeteler, sosyal medya, görüntülü basında her gün bu ve buna benzer haberler ve de yorumlar yazılıp çiziliyor, vatandaşlara mikrofonlar uzatılıyor. El cevap: "öğrenmesinler, öğretmesinler" denilmeye getiriliyor galiba!

Bu sözler ve görüntüler karşısında hepimiz donup kalıyoruz!

***

Öğretmen atamalarının çöpe, öğrenciler hapislere atılıyor!

Karşı tarafta vuran vurana! 

Ha sahi bu arada çiftçimizi hayat şartlarının yanı sıra bir de "don" vurmaz mı?              

Yaşamak zorlaştı! 

Gelin görün ki, en doğal hakkımız "yaşamak, yaşatmak" değil mi?

Evet "Yaşamak güzel şey" ...

Melih Cevdet ANDAÇ ' ta "Çok güzel şey" şiirinde bakın ne diyor:

"Yaşamak güzel şey doğrusu / Üstelik hava da güzelse / Hele gücün kuvvetin yerindeyse/ Elin ekmek tutmuşsa /bir de

Hele tertemizse gönlün/ Hele kar gibiyse alnın / Yani kendinden korkmuyorsan / Kimseden korkmuyorsan dünyada / Dostuna güveniyorsan / İyi günler bekliyorsan / hele

İyi günlere inanıyorsan / Üstelik hava da güzelse / Yaşamak güzel şey

Çok güzel şey doğrusu."

***

Değerli okurlarım, yazımın başlığına uygun düşer diye şu fıkra ile noktayı koymak istiyorum:

"Dünyaca ünlü doktorumuz 'Mazhar Osman' Manisa'ya akıl hastanesi kurduktan kısa bir süre sonra, yoldan geçen

 ve kendini çok akıllı zanneden biri, hastanenin telli duvarına yanaşıp, orada tedavi gören hastalardan birine sırıtarak

 seslenmiş; "Hiişşttt!.. Hemşerim, siz içeride kaç kişisiniz!?" diye sormuş.

 Akıl hastası, dışarıdan seslenen adamı süzerek bakıp; 'Bizim buradaki sayımız belli de, şimdi sen söyle bakalım,

 siz dışarıda kaç kişisiniz ha!?'"

Gelecek haftaki köşemde buluşmak üzere selam ve sevgiler.