“Gazeteci”ydi. İyi gazeteciydi. Çok iyi insan olduğu kadar!
İzmir’de, ülkede her an haber neredeydi; o göbeğindeydi.
Örneğin; Gezi’de meslektaşları çoktan tüyerken hafızalara
kazınan Divan Oteli direnişini en iyi o aktarmıştı.
Astımını bile hiçe saymıştı yediği gazlara.
Artvin Cerattepe’de ahalinin küfürbaz müteahhide karşı verdiği mücadeleyi de,
İzmir’de her türlü inşaat rantından tutun Urla’daki kaçak villalara
kadar yaptığı haberler, gazetesinin manşetlerindeydi.
Tepeden tırnağa haberciydi o!
19 Mayıs’ta komedi filmlerine konu olacak şekilde “gözaltına alındı’’
Suçu; “Örgüt içerisinde hiyerarşik yapıya dahil
olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek’’ti(!)
26 Mayıs’tan beri de Silivri Hapishanesi’nde şimdi!
FETÖ’cülerle yıllardır mücadele etmiş “Gazeteci”,
şimdi FETÖ’cü diye hapis şimdi. İyi mi?

***

Bir başka “Gazeteci”…
O da yıllardır çile çekmiş, gazetecilikten başka işi olmamış gazeteci!
Köşesindeki yazıları, hep haber verir içerikli.
Asla allama pullama okuyamazsınız kaleminden!
Topluma en doğru bilgiyi aktarır; dayanağıyla belgeleriyle!
Sayısını unutmuştur beraat ettiği hakkındaki davaların...
Aldığı tehditlere de gülüp geçer.
Günümüzün güçlülerine karşı yazdığı kitap, en çok okunanlardandır.

***

Nedense…
Sadece bu “Gazeteci”, Silivri’deki meslektaşının
kentteki inşaat rantçılarına karşı yaptığı mücadele
nedeniyle hapse atıldığı iddiasını dillendirir köşesinde
her yazısında! Bıkmadan. Usanmadan!
(İlginçtir; Gökmen'li yazılarına da tekzip gelmez, erişim engeli gelir hemen mahkemeden.)
Nedense başka kimse yazmaz!
Gazetecilik mi yitmiştir?
Ya da korku iklimi gazetecileri de mi etkilemiştir?

***

İki “Gazeteci”…
Ortak noktaları; muhaliflik!
Onurla haysiyetle doğru gazetecilik yapmak...
Emirle haber yapmamak, yazı yazmamak…
Halkın ağzı olmak, bilgilenme hakkına hizmet etmek!
Kalemleriyle demokrasiyi korumak için direnenlerden.
Kimisi yürüyerek, oturarak, konuşarak, okuyarak direniyor ya!
İki Gazeteci de “yazarak” direnenlerden!
İkinci “Gazeteci”, mesleğe -Emre Kongar Hoca’nın benzetimiyle- “namussuz, haysiyetsiz, şerefsiz ve vicdansız olanların da sızdığını” her fırsatta yineleyendir de!

***

Birinci “Gazeteci”, Gökmen Ulu’dur!
İkinci “Gazeteci”, Serdar Öztürk’tür!
İkisi de yiğit meslek kardeşlerimdir.
Benim de Serdar’ın da aklı; Gökmen’de!
Mediha’da. Kadri Gürsel’de. Güray Öz’de. Hakan Kara’da.
Hala hapis 145 meslektaşta…
Gazetecilikten başka işi olmamış meslektaşlarım!
Sizin nerede? Nerede?

***

Gazetecilik, haber suç değildir, kamuya hizmettir!
Romancı Gabriel Garcia Marquez’in ifadesiyle, “Gazeteci, yaşadığı çağın tanığıdır!” Sanığı değil!
Haber ve bilgiye serbestçe ulaşma hakkı ve özgürlüğü, demokrasinin temel hak ve özgürlüklerinin başında gelir.
Demokrasi de gazetecilerin yaptıkları haberler/yazdıkları yazılar için hapse atıldığı rejim değildir!
Hele, meslektaşlarıyla dayanışan gazetecilerin bile hapse yollandığı, yazılarının sansürlendiği rejim hiç değildir!..