Futbolumuzun hem alaylısı, hem mekteplisi...
Can kere can, müthiş sempatik...
Benim için de insanı değerleriyle sayısız futbolcunun vefa borcunun olduğu "Yılmaz Abi" o!
Bir kitap yazdı Yılmaz Vural Hoca, adı, "İnadım İnat" yazdıkları, yaşamının bir özeti adeta.
Yazmasının amacı da -kendi ifadesi ile- yaşanmışlıklarının gelecek kuşaklara "el feneri gibi" yol göstermesi!

***

Hayatına dokunanları yazmış Yılmaz Hoca. Annesini, Babaannesi Kurşuncu Bahriye’yi. At arabaları, traktörlerin üzerine logo ve yazı çizen babasını. Ressam amcasını, futbolla tanıştıran hala oğlu Erdoğan’ı.
Sivaspor’da profesyonel futbolculuğa geçişini. Spor Akademisi’ne nasıl girdiğini... Köln Spor Akademisi'ni kazanmasını... Film konusu olacak Almanya yıllarını… Malatyaspor’da başlayan Teknik Direktörlük kariyerini.

***

Burada bir anekdota yer verelim hemen! Şenes Erzik Federasyonu Sepp Piontek’i Milli Takım'ın başına getirir, yardımcılığı da Yılmaz Vural’a önerilir.
Devamı Hoca’nın yazdıkları: "Ben yabancı antrenöre karşıyım. Bu görevi
kabul edersem kendimle çelişirim. (…) O şartlarda kabulu aklımdan bile geçirmemiştim. Görevi geri çevirince benim pozisyonuma Fatih Terim’i getirmişlerdi. Bazen verdiğiniz kararlar başkalarının hayatını değiştirebiliyor. Ben de o kararımla Fatih’in hayatını değiştirdim.
Ve bundan da hep gurur duydum. Türkiye büyük bir futbol adamını kazanmış oldu!’’

***

Bursaspor, Karşıyaka, Adanaspor, Gaziantepspor derken Eskişehirspor’la, Sarıyer’le şampiyonluk. Son anda bozulan Ali Şen’li Fenerbahçe’nin teknik direktörlüğü. İstifasını isteyen Konyasporlu yönetici ile tabancalı düello. Antalyaspor küme düşünce intihar girişimi. Mersin İdmanyurdulu dönemde stres ve üzüntüden kalp spazmı geçiriş. Ve Göztepe’yi şampiyon yapıp yıllar sonra Süper Lige çıkarış!
Hepsini yaşadı Yılmaz Vural hepsini!..

***

Tam 31 yıllık kariyere sahip Şenol Güneş’ten sonra en çok resmi maça çıkan, hakemlik belgesine de sahip bir teknik adam Yılmaz Vural!
"İnadım İnat"da hayallerini, umudunun kavgasını, korkularını,
sevdiklerini/sevenlerini, hayal kırıklıklarını ve trajikomik "maceralarını" anlattığı yapıtı!
"İnsanlar ikiye ayrılır; tanıdıkça büyüyenler, tanıdıkça küçülenler..."der
Aydınlanma Çağı'nın Fransız bilgesi Diderot...
Yılmaz Vural, tanıdıkça büyüyenlerdendir!
Onuruyla, dostluğuyla, birikimiyle...
Ve inadıyla!..

NOT:

Bir yazımda TBMM Başkanı Sayın İsmail Kahraman'ı, "meclis açılışında Mustafa Kemâl Atatürk’ü anmadığı için" eleştirmiştim. TBMM Basın Halka İlişkiler Başkanlığı, 1 Ekim 2017 tarihli meclis açılış konuşmasında İsmail Kahraman'ın “Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere, milli bekamızı temin etmek gayesiyle büyük bir azimle hizmet edenleri” diyerek Atatürk'ü andığını belirten bir açıklama göndermiş.
Kendilerine teşekkür eder, devamını dilerim.