Gökçek direniyor…
Direnmekle kalmayıp, gizli mesajlarla tehdit de savuruyor.
Yalnız da değil; Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Uğur onu izliyor.
Gökçek’in neden ve nasıl direndiğini anlamak için ABD'nin Virginia eyaletinde yaşayan FETÖ firarisi Emrullah Uslu’nun Twitter hesabından yazdığı tehdit mesajına bakalım:
“Pissst Melih Gökçek DM'ye gel sana bir şey diyeceğim. Gelmezsen eski DM'leri açıklarım çok zor durumda kalırsın çok ciddiyim…” (DM: direkt mesaj)
Uslu, saatler sonra yine Gökçek’i etiketleyerek bir mesaj daha yazdı:
“Teşekkürler başkan Melih Gökçek ARO” (ARO: Allah Razı Olsun)
Yani “Gökçek ile anlaştık” diyordu, Uslu. Erdoğan’a karşı tehdit olarak kullanabileceği yeni bilgi veya belgeler mi sunmuştu yoksa?
Gökçek ile görüşme sonrası Erdoğan’ın sessizliği, şimdilik de olsa, ‘ikna’ olduğunu gösteriyor. Gökçek’in yine Twitter’dan gönderdiği mesaj ise çok ilginç:
“Sn Cumhurbaşkanıma külliye'nin karşısına yapılacak müze ile ilgili projenin tüm detaylarını sundum... Ayrıca Büyükşehir'in devam eden projeleri konusunda çeşitli bilgiler verdim...”

Müze ne anlama geliyor?
Mesajın açık ve bilinçaltına yönelik (subliminal) birçok mesaj içerdiğini ve buram buram ‘FETÖ’ koktuğunu düşünüyorum.
Açık mesaj Aydınlık’taki köşe yazısında “Saray’a yakın bir ismin Gökçek için söylediği şudur: ‘Reis kesin kararlı, Melih’i artık müzeye kaldıracak.’” diye yazan Sabahattin Önkibar’a ve ‘Saray’daki yakını’na yönelik…
Ana mesaj ise şu:
“Ben ‘Müzelik’ olursam, sen de olursun”
‘Devam eden projeler’ ifadesi ‘İstifa etmeyeceğim’; ‘projenin tüm detaylarını sundum’ ise ‘Beni istifaya zorlarsa, başına gelecekleri ayrıntılarıyla anlattım” anlamına geliyor, sanırım. Müzenin Külliye’nin ‘karşısında’ yer alması da ilginç.
“Bu mesaj Pennsylvania’dan Emre Uslu aracılığı ile dikte edilmiş olabilir mi?”
“Erdoğan’ın karizması derin bir çizik yedi mi?”
Yorum sizin…

Yetenekler hapsedilemez:
İbrahim Yazıcı
Hiçbir başarının ‘cezasız’ kalmadığı; başarılı, yetenekli ve vatansever insanların hapsedildiği bir ülkede yaşıyoruz… Ama yetenek hapsedilemiyor ve belki de en başarılı eserler hapiste ortaya çıkıyor.
Dünya çapındaki orkestra şefimiz İbrahim Yazıcı da Türkiye’ye hapsedilmiş durumda. Hiçbir suçu olmamasına karşın yurt dışına çıkmasına izin verilmiyor. Haksızlığa isyanını gizli kalmış yeteneğiyle dile getirmiş, Yazıcı. Beste yapmış.
Artık tam zamanlı çalıştığı Olten Filarmoni’nin çok başarılı Açılış Konserinin (özellikle Kemancı Daniel Röhn’ün kusursuz Çaykovski yorumu) son bölümünde Soprano Selva Erdener’in seslendirdiği dört İbrahim Yazıcı bestesinden en çok ‘Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var’ı (Sözler Ataol Behramoğlu) beğendim. Ve içindeki “Yaşadın mı büyük yaşayacaksın hayatı” sözlerini…
Sanata ve sanatçıya sahip çıkan Sevgili Fatma ve Ceyhan Olten’e; başarıda büyük pay sahibi Sevgili Akgün Çavuş’a çok teşekkürler…