Olumlu duygular bulaşıcıdır.
Ama olumsuz duygular daha da bulaşıcıdır.
Bu yüzden eteğinizden çeken, durmadan eleştiren, yaşadığı ülkeyi, şehri ve sizi beğenmeyen, kıskanan, iğneleyen, küçümseyen, veremeyen, alamayan ve değişmemekte direnen ve tüm bunların "sözde" prensipleri olduğunu söyleyen kişilerden uzak durun.
Onlar; olumsuz duygularımızı, yaralarımızı ve hasta yanımızı tetiklemekte uzmandırlar.
10 metreden daha fazla yakınınıza sokmayın.
Bu insanlar yalnız kalamazlar.
Onlarla gezmeyin, eğlenmeyin, sevişmeyin, evlenmeyin, çocuk yapmayın.
Yalnız kalın, düz duvara bakın ama yanınıza yaklaştırmayın.
***
Bu satırlar Uzman Psikolog Emre Konuk'a ait..
Altına imza atmak kesmez beni, alnıma neonlu tabela ile asmak isterim.
Konuk, "Onlarla gezmeyin, eğlenmeyin, sevişmeyin, evlenmeyin, çocuk yapmayın" demiş ya, ben daha da ileri gidiyorum, hatta eşinizi dostunuzu uyarın onlar da görüşmeyi kessin bu enerji emicilerle, diyorum.
Son yıllarda edindiğim ve bütün hayatımın akışına sirayet eden bir davranış biçimi bu.
Sabit insanlardan uzak durmak.
Düşüncelerinde, davranış şekillerinde, hayat felsefelerinde bir yere çapa atıp oradan bir milim bile kımıldayamayan insanlar.
Kımıdamak istemeyenler.
Ne kadar hata yaparlarsa, ne kadar yalnız ve mutsuz olurlarsa olsunlar yine de dönüp "Acaba hata bende mi? Tavrım değişirse kaderim de değişir mi?" diye sormayı akıl edemeyen ya da sormak işlerine gelmeyenler.
Değişimi reddeden, kendini geliştirmek adına tek bir adım bile atmayanlar.
Çok yorucular... Ve hiç eğlenceli değiller.
***
Hayat ve ülke şartları yeteri kadar zorlayıcı.
Hayal aleminde gezmek de olmaz ama en azından çevremizde enerjimizi harcayacağımız yüksek frekanslı ruhlar olsun.
Değişime ve gelişime açık olan.
Sevmeyi bilen, adalet duygusu gelişmiş, kendini seven ama bencillik zehriyle kendini hasta etmeyen, paylaşımcı, iyilik yapınca karşı taraftan bedel beklemeyen ve güleryüzünü sakınmayan...
Var öyle insanlar... Azlar ama varlar.
Az olsun, ama çevrenizde hep ve sadece onlar olsun.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ekmek arası ıstakoz
Amma uzattınız şu 240 liralık hamburger işini.
Artık çok eskide kalmış ama anladığım kadarıyla hala işe yarayan bir PR çalışması bu.
Küçücük muhabir bir kızdım, bu tip haberler yapardık.
Bir mekan basında yer alsın diye böyle abuk sabuk bir ürünü fahiş bir fiyata vitrine koyar biz de bunun haberini yapar, magazin sayfalarına malzemeyi verirdik.
Çeşme'deki bir beach club da mönüye koyduğu ıstakozlu, havyarlı bir ekmek arasıyla adını epey duyurdu.
İnsanlar bunu ciddiye alıp sinirlendi falan. Yok asgari ücret ne kadarmış, bir hamburgere bu para verilir miymiş?
Tut ki bu ıstakoz burger gerçekten söylenildiği gibi yok satıyor!
Bir kere bu yemek sepetinden sipariş edeceğiniz bir yiyecek değil.
Halk plajında da satılmıyor.
Parası olan yesin size ne, bize ne?
Memlekette gelir adaletsizliğinin tek göstergesi bu mu kaldı yani?
Öf! Bitsin yaz, kapansın şu mekanlar ve gitsin bu insanlar... Saçmasapan konular, abuk sabuk gündemler!