Süper Lig'de 2025-2026 sezonu, İzmir'den esen sarı-kırmızılı bir fırtınaya sahne oluyor. Sezona mütevazı ancak potansiyeli yüksek bir kadroyla başlayan Göztepe, ilk altı haftalık periyotta sergilediği performansla tüm futbol otoritelerini kendine hayran bıraktı. Son olarak, şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri olan Beşiktaş'ı Gürsel Aksel Stadı'nın büyüleyici atmosferinde 3-0 gibi ezici bir skorla mağlup eden Göz-Göz, bu galibiyetle sadece üç puan kazanmakla kalmadı, aynı zamanda tüm rakiplerine "Bu sezon biz de varız" mesajını en güçlü şekilde verdi. Bu sonuçla birlikte puanını 12'ye çıkaran ve averajla ikinci sırada yer alan İzmir temsilcisi, ligde yoluna namağlup devam eden ender takımlardan biri olarak dikkat çekiyor.

Kurduğu genç, dinamik ve mücadeleci kadro yapısıyla ligde fark yaratan Göztepe, birçok kulüp için "örnek model" olarak gösterilmeye başlandı. Sezon başında yapılan transferlerde astronomik rakamlardan kaçınan, bunun yerine potansiyelli ve başarıya aç isimlere yönelen sarı-kırmızılı yönetim, bu stratejisinin meyvelerini ilk haftalardan toplamaya başladı. Sahada basmadık yer bırakmayan, takım savunmasını birlikte yapan ve hücuma da hep birlikte çıkan bir takım kimliği oluşturan Göztepe, taraftarlarını mest ederken, şimdi gözünü Cumartesi günü deplasmanda oynayacağı zorlu Eyüpspor maçına çevirdi. Beşiktaş zaferinin moraliyle bu maça iddialı hazırlanan Göztepe, İstanbul'dan da üç puanla dönerek zirve takibini sürdürmek istiyor.

Altay'ın umudu Yusuf Şimşek
Altay'ın umudu Yusuf Şimşek
İçeriği Görüntüle

Gol makinesi değil, gol takımı

Göztepe'nin bu sezonki başarısının arkasında yatan en önemli sır, takımın gol yükünü tek bir oyuncunun sırtına yüklemek yerine, tüm takımın skor katkısı yapması. Geride kalan altı haftada rakip fileleri tam 10 kez havalandırmayı başaran sarı-kırmızılı ekipte, bu goller tam 9 farklı oyuncudan geldi. Bu istatistik, Göztepe'nin ne kadar kolektif bir hücum anlayışına sahip olduğunun ve her oyuncunun bir gol potansiyeli taşıdığının en net kanıtı. Takımın herhangi bir yıldıza bağımlı olmaması, rakiplerin savunma stratejilerini de altüst ediyor. Bir forveti marke etmenin yetmediği, orta sahadan ve kanatlardan gelen her oyuncunun tehlike yarattığı bu sistem, Göztepe'yi ligin en zor tahmin edilen takımlarından biri yapıyor.

İzmir ekibinde şu ana kadar takımın en skorer ismi, attığı 2 golle orta sahanın dinamosu Nijeryalı Dennis. Onun dışında ise gol sevinci yaşayan isimlerin listesi oldukça uzun: Bokele, Olaitan, Janderson, Efkan, Juan, Rhaldney ve Sabra, birer kez fileleri havalandırarak takımlarına katkı sağladı. Listede dikkat çeken bir diğer isim ise, sezonun başında takımdan ayrılmasına rağmen adını skorerler arasına yazdıran Brezilyalı golcü Emersonn. Deplasmanda 3-0 kazanılan Çaykur Rizespor maçında takımın son golünü kaydeden Emersonn, bu golden kısa bir süre sonra Fransa'nın Toulouse takımına transfer olarak kulübe önemli bir bonservis geliri de kazandırmıştı. Bu durum bile, Göztepe'nin oyuncu satmasına rağmen sisteminin işlemeye devam ettiğini ve skor üretmekte zorlanmadığını gösteriyor.

Tek suskunluk Fenerbahçe'ye karşı

Göztepe'nin bu etkileyici hücum performansı, geride kalan altı haftanın beşinde gol sevinci yaşamasını sağladı. Sarı-kırmızılılar, ligdeki tek suskunluğunu, şampiyonluğun bir diğer güçlü adayı olan Fenerbahçe karşısında yaşadı. Ligin ikinci haftasında, Gürsel Aksel Stadı'nda oynanan ve taktik savaşlarının ön plana çıktığı o zorlu mücadele, 0-0'lık golsüz beraberlikle sona ermişti. O maçta rakibine gol atma fırsatı vermeyen ancak kendisi de skor üretemeyen Göztepe, yine de dev rakibinden aldığı bir puanla namağlup unvanını korumayı başarmıştı.

Bu maç dışında oynadığı tüm karşılaşmalarda rakip fileleri sarsan Göztepe, ligin en istikrarlı hücum hatlarından birine sahip olduğunu kanıtladı. Sezon açılışında Sivasspor'u 2-1 yenen Göz-Göz, ardından Fenerbahçe ile 0-0 berabere kaldı. Üçüncü haftada Çaykur Rizespor deplasmanından 3-0'lık net bir galibiyetle dönen İzmir ekibi, dördüncü haftada Kasımpaşa ile 1-1 berabere kaldı. Beşinci haftada Kayserispor'u tek golle geçen sarı-kırmızılılar, son olarak da Beşiktaş'ı 3-0'lık skorla bozguna uğrattı. Bu sonuçlar, Göztepe'nin sadece gol atmakla kalmayıp, aynı zamanda kalesini de iyi savunduğunu ve zor gol yiyen bir takım kimliğine büründüğünü gösteriyor.

Takım ruhu ve Stanimir Stoilov faktörü

Göztepe'nin bu başarılı grafiğinin arkasındaki en büyük mimarlardan biri de şüphesiz takımın teknik direktörü Stanimir Stoilov. Geçen sezon takımın başına geçen ve takımı Süper Lig'e taşıyan Bulgar teknik adam, bu sezon da kurduğu sistem ve oyuncularından aldığı maksimum verimle takdir topluyor. Disiplinli, çalışkan ve takım oyununu her şeyin önünde tutan bir felsefeye sahip olan Stoilov, eldeki mütevazı kadroyu bir şampiyonluk adayı gibi oynatmayı başarıyor. Her oyuncusundan skor katkısı alması, takım savunmasını bir bütün olarak yaptırması ve maç içinde yaptığı doğru hamleler, Stoilov'un başarısının temel taşlarını oluşturuyor.

Tecrübeli teknik adam, Beşiktaş zaferinin ardından yaptığı açıklamada da takım ruhuna vurgu yaparak, "Bizim bir yıldızımız yok, bizim yıldızımız takımın kendisidir. Sahada mücadele eden, birbirinin açığını kapatan ve birlikte sevinen bir oyuncu grubuna sahibim. Bu galibiyet, bu ruhun bir eseridir" ifadelerini kullandı. Bu alçakgönüllü ve takım odaklı yaklaşım, oyuncular üzerinde de olumlu bir etki yaratıyor. Herkesin kendini sistemin önemli bir parçası olarak hissettiği bu yapı, Göztepe'nin başarısının tesadüf olmadığını ve sezon sonuna kadar bu yarışın içinde kalıcı olabileceğinin sinyallerini veriyor. İzmir, yıllar sonra yeniden bir Süper Lig şampiyonluğu hayali kurmaya başladı.

Kaynak: HABER MERKEZİ