İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketlerinden İZBETON hakkında yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianame kapsamında 56 sanığın yargılandığı dava, İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmayla başladı. “İş makinesi ve araç kiralanması hizmet alımı” dosyasında, sanıkların tamamı hakkında “edimin ifasına fesat karıştırma” suçundan hapis cezası talep ediliyor.

Parkta oyun oynayan 4 çocuğu elektrik çarptı
Parkta oyun oynayan 4 çocuğu elektrik çarptı
İçeriği Görüntüle

Duruşmaya, dosyada tutuksuz yargılanan çok sayıda sanığın yanı sıra, kooperatif davası kapsamında cezaevinde bulunan eski genel müdür Heval Savaş Kaya da getirildi. Kimlik tespitlerinin ardından mahkeme heyeti, sanıklara tek tek söz vererek savunmalarını dinlemeye başladı.​

İç denetim raporu tartışması

İlk ifade veren isimlerden biri, İZBETON bünyesinde makine mühendisi olarak görev yapan A.G. oldu. Kendisine yöneltilen suçlamaları reddeden A.G., hiçbir ihale komisyonunda görev almadığını ve süreçlere teknik personel olarak dahi dahil edilmediğini anlattı.

Sanık, işlemlerde hukuka aykırı bir durum görmediğini belirterek, “İhale süreçlerinde yer almadım, yalnızca teknik sorumluluk çerçevesinde görev yaptım, herhangi bir usulsüzlük tespit etmedim” sözleriyle savunma yaptı.

A.G.’nin ardından söz alan eski genel müdür Heval Savaş Kaya, suçlamaların dayanak noktası olan iç denetim raporlarına sert tepki gösterdi. Kaya, “İç denetim raporlarından uydurulan suçlar iddianameye girdi, bu iş alt taşeron işi değil, tamamen araç kiralama işidir” diyerek kendisine yöneltilen iddiaların gerçeği yansıtmadığını savundu.

'Takip sistemini hiç kullanmadık' savunması

Tutuksuz sanıklardan, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde kontrol teşkilatı görevlisi olarak çalışan B.A. da mahkeme huzurunda ayrıntılı bir savunma yaptı. Hak ediş tablolarının hazırlanmasında görev aldığını belirten B.A., iç denetim biriminin rapor hazırlarken sahada çalışan ekiplere hiçbir şekilde danışmadığını söyledi.​

B.A., araçların takibi konusunda da iddianamede adı geçen sistemle kendi uygulamaları arasındaki farkı vurguladı. “Araçlarda iddianamede yer verilen takip sistemini değil, yıllardır Mobilİz isimli sistemi kullanıyoruz; iddianamede bahsi geçen yazılımı hiç kullanmadık” diyen sanık, kayıtların talep edilmesi halinde bu durumun kolayca görülebileceğini ifade etti.

Sanık, ayrıca şirketin ve belediyenin Sayıştay denetiminden de geçtiğini hatırlatarak, “Bu denetimlerde herhangi bir kamu zararı tespit edilmedi, buna rağmen bugün burada yolsuzlukla suçlanıyoruz” sözleriyle suçlamaların haksız olduğuna dikkat çekti.

Mahkeme heyetinin dinlediği diğer tutuksuz sanıklar da benzer şekilde üzerlerine atılı suçları reddetti ve işlemlerin mevzuata uygun yürütüldüğünü savundu. Savunmalarda ortak vurgu, iddianamenin iç denetim raporlarına dayandığı ve bu raporların sahadaki pratik uygulamalarla örtüşmediği yönünde oldu​

Salonda avukat–hakim gerilimi

Duruşmanın ilerleyen bölümünde bu kez söz, sanık avukatlarına geldi ancak burada da mahkeme salonunda tansiyon yükseldi. Mahkeme hakimi, sanık ifadelerinin perşembe gününe kadar tamamlanacağını, avukatların ayrıntılı beyanlarının ise cuma günü alınacağını belirterek duruşma planını açıkladı.

Bu uygulamaya itiraz eden isimlerden biri, sanık müdafileri arasında yer alan avukat Özkan Yücel oldu. Yücel, savunma hakkının kısıtlanmaması gerektiğini, avukatların ifadelerinin sanık beyanlarıyla aynı celsede dinlenmesinin davanın sağlıklı yürütülmesi açısından önemli olduğunu dile getirdi.

Hakim ile avukat arasındaki kısa süreli sözlü tartışmanın ardından mahkeme heyeti, duruşmaya devam edilmesine karar verse de salondaki gergin hava bir süre daha hissedildi. Yoğun savunma trafiğinin ardından mahkeme, öğle arası verilmesine hükmetti ve sanıkların dinlenmesine ilerleyen celselerde devam edileceğini bildirdi.

Kaynak: DHA