Ege'nin incisi İzmir, kavurucu yaz sıcaklarının etkisinden kurtulamazken, kentin su kaynaklarında sessiz ve derinden ilerleyen bir kriz patlak verdi. Vatandaşlar mevsim normallerinin üzerindeki sıcak havanın tadını çıkarmaya çalışırken, kentin yaşam kaynakları olan barajlardan gelen veriler, yaklaşan tehlikenin boyutlarını gözler önüne serdi. İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin (İZSU) 5 Eylül 2025 Cuma sabahı yayımladığı son baraj doluluk oranları raporu, kelimenin tam anlamıyla bir "kuraklık" tablosu çiziyor. Kentin içme suyu ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayan barajlardaki su seviyeleri, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yarı yarıya, hatta bazı barajlarda neredeyse tamamen tükenme noktasına gelmiş durumda. Yağışsız geçen bir yaz ve artan su tüketimiyle birleşen bu durum, İzmir'i su kesintileri ve ciddi bir su stresiyle karşı karşıya bırakma riski taşıyor.
Kentin can damarı Tahtalı kuruma noktasında
İzmir metropolünün içme suyu ihtiyacının yarısından fazlasını tek başına karşılayan ve kentin en stratejik su kaynağı olan Tahtalı Barajı'ndan gelen veriler, durumun vahametini en net şekilde ortaya koyuyor. İZSU'nun son ölçümlerine göre, Tahtalı Barajı'ndaki aktif doluluk oranı, tehlike sınırının çok altına inerek yüzde 5,45'e kadar geriledi. Geçen yılın aynı tarihinde bu oranın yüzde 18,92 olduğu düşünüldüğünde, bir yıl içinde yaşanan erime korkutucu boyutlara ulaşıyor. Rakamlar, durumu daha da çarpıcı kılıyor: Geçen sene bugünlerde 54,3 milyon metreküp kullanılabilir suyu bulunan barajda, bugün sadece 12,6 milyon metreküp su kalmış durumda. Bu, bir yıl içinde 41,6 milyon metreküpten fazla suyun buharlaştığı veya tüketildiği anlamına geliyor. İzmir gibi büyük bir metropol için hayati önem taşıyan bu devasa su kaynağının adeta kuruma noktasına gelmesi, önümüzdeki sonbahar ve kış aylarında beklenen yağışların ne denli kritik olduğunu gösteriyor.
Gördes barajı'nda su tamamen bitti
Manisa'da bulunmasına rağmen İzmir'in su ihtiyacına destek olması amacıyla inşa edilen ve büyük umutlar bağlanan Gördes Barajı'nda ise tablo çok daha trajik. İZSU verilerine göre, Gördes Barajı'ndaki aktif doluluk oranı yüzde 0,00 olarak kayıtlara geçti. Bu, barajda kente verilebilecek "kullanılabilir su hacminin" tamamen tükendiği anlamına geliyor. Baraj, şu anda minimum göl hacmi olan 15,5 milyon metreküplük ölü hacim seviyesinde bulunuyor. Geçen yılın aynı döneminde yüzde 4,85 doluluk oranıyla 24,1 milyon metreküp kullanılabilir suya sahip olan barajın bir yıl içinde tamamen işlevsiz hale gelmesi, İzmir'in su arz güvenliğine indirilen büyük bir darbe olarak yorumlanıyor. Gördes'in devreden çıkması, tüm yükün zaten can çekişen diğer barajların, özellikle de Tahtalı'nın üzerine binmesine neden oluyor.
Turizm cenneti Çeşme'nin barajı da kurudu
İzmir'deki kuraklık tehlikesi, sadece merkezle sınırlı değil. Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden olan Çeşme ve Urla bölgesine su sağlayan barajlarda da durum içler acısı. Özellikle Çeşme yarımadasının su kaynağı olan Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı, adeta çöle dönmüş durumda. Barajdaki aktif doluluk oranı, inanılması güç bir seviyeye inerek sadece yüzde 0,56 olarak ölçüldü. Geçen yıl yüzde 15,06 gibi kabul edilebilir bir seviyede olan barajın bu denli kuruması, yaz aylarında nüfusu milyonları bulan bölge için büyük bir risk teşkil ediyor. Benzer bir tablo, Seferihisar ve Menderes'in su ihtiyacını karşılayan Ürkmez Barajı'nda da yaşanıyor. Geçen yıl yüzde 15 doluluk oranına sahip olan Ürkmez Barajı, bu yıl yüzde 6,11'e kadar geriledi. Balçova Barajı'nda da durum farksız; geçen sene yüzde 31,37 olan doluluk, bu sene yüzde 14,42'ye düşerek yarıdan fazla eridi.
En iyi durumdaki baraj bile alarm veriyor
İzmir'e su sağlayan barajlar arasında mevcut duruma göre en "iyi" konumda olan Güzelhisar Barajı'ndaki veriler bile aslında tehlikenin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Geçen yıl bu zamanlar yüzde 70,92 gibi sağlıklı bir doluluk oranına sahip olan Güzelhisar Barajı'nın bugünkü doluluk oranı yüzde 52,50'ye gerilemiş durumda. Yani en dolu baraj bile geçen yıla oranla yaklaşık yüzde 20'lik bir su kaybı yaşamış. Bu durum, kuraklığın bölgesel değil, tüm havzayı etkileyen genel bir sorun olduğunu kanıtlıyor. Barajlardaki toplam tabloya bakıldığında, İzmir'in su rezervlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 50'den fazla azaldığı görülüyor. Bu, kentin bir yıllık su birikiminin yarısını kaybettiği anlamına geliyor ve acil önlem alınmazsa önümüzdeki aylarda ciddi su kesintisi riskini beraberinde getiriyor. Uzmanlar, vatandaşları suyu her damlasına kadar tasarruflu kullanmaya davet ederken, gözler sonbahar yağmurlarına çevrilmiş durumda. Ancak iklim uzmanları, beklenen yağışların barajları eski seviyesine getirmesinin zaman alacağını ve tasarruf alışkanlıklarının kalıcı hale getirilmesi gerektiğini vurguluyor.
