İzmir Barosu tarafından “Kırıklar Cezaevinde İnsanlık Suçu İşleniyor” denilerek yapılan basın açıklamasında cezaevindeki tutukluların yaşadığı sorunlara değinildi. İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, “Koğuşlarda 16 kişilik yatak var ve kapasite yine aşılarak bu koğuşlarda 35 kişi kalıyorlar o sebeple 3 vardiya şeklinde sırayla uyuyorlar. Bu insanlık dışı bir muameledir.” Dedi.
Hastaneye sevk edilmeleri aylar sürüyor
İzmir Barosu Cezaevi Komisyonundan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Ceren Şen Tosun, Kırıklar Cezaevi’nde yaşanan hak ihlallerini şöyle anlattı:
“Cezaevi İdaresi’nin tamamen keyfi uygulamalarıyla, daha önce içeri alınmasına izin verilen kitaplara el konuluyor. Haftada 10 saat olması gereken sohbet hakkı, yalnızca 2 saat ile sınırlandırılmış durumda. En ciddi sorunlardan biri sağlık hakkına erişimin engellenmesi. Cezaevi revirine çıkarılmak bile ortalama 2-3 ay sürüyor. Hastaneye sevklerde ise bekleme süresi 7-8 ayı buluyor
Beslenme koşulları da oldukça kötü. Verilen yemekler hem besin değeri açısından yetersiz hem de lezzetsiz. Mahpuslar dış kantine mecbur bırakılıyor. Ancak kantin ürünlerinin fahiş fiyatlarla satılması nedeniyle sağlıklı beslenme büyük ölçüde engellenmiş oluyor. Mahpuslar, havalandırma ve sohbet hakkından mahrum bırakılırken, disiplin cezalarıyla görüş hakları da ellerinden alınıyor. Tüm bu uygulamalar, insan hakları ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmamakta.”
İzmir Barosu tarafından hazırlanan ve hak ihlallerinin sıralandığı raporun tamamı şöyle:
1. Süreli ve süresiz yayınlardan yaralanamama
Talep edilen basın yayın dokümanına erişim sağlanamaması (yalnızca yayınların verilmesi). Getirilen kitaplar olması halinde bunların işaretli veya altı çizili olduğu gerekçesi ile teslimi yapılmıyor. Posta yoluyla gelen veya elden teslim edilen kitaplar idare tarafından bekletiliyor ve çoğu zaman el koyulup verilmiyor, tahliyesi gerçekleşen kişilerin kitaplarına el konularak çıkarılıyor. Odalarda 20 kitap, atölyede 5 kitap bulundurma sınırının var olması nedeniyle cezaevi koşulları arasında cezalandırma amaçlarından biri olan ıslah etme amacına tamamen aykırı bir uygulamanın varlığı gözlenmiştir
2. Sohbet hakkının tam uygulanmaması
2007 yılında Adalet Bakanlığı'nın 45/1 No’lu genelgesi ile yasal hale gelen haftada 10 saat sohbet hakkı bugüne kadar tam olarak uygulanmadığı, pandemi boyunca hep yasaklandığı, pandemi sonrası ise haftada 4 saat uygulandığı bildirilmiştir.
3. Kültürel ve sportif faaliyetlerden gerektiği gibi faydalanamama
Yasal olarak atölyeye katılma hakkı var olmasına rağmen keyfi engellemeyle birlikte atölyelerde havalandırma vantilatörleri bulunmaması ve atölyelerde durulmasının fiziken mümkün olmamasının önüne geçilmediği anlaşılmıştır. Atölyelerde gerekli malzemelerin çoğunlukla yasak olduğunun söylenmesi ile temininin yapılmaması. Havalandırma ve atölye çalışmasına götürülürken üst araması yapılması ve ayakkabıların çıkartılması dolayısıyla işkence yasağına aykırı muameleye maruz bırakıldığı gözlemlenmiştir.
4. Sağlık hakkına erişimin engellenmesi
Cezaevi revir doktorunun mahpusları muayene etmediği, ilgisiz davranarak yalnızca hastane sevklerini yaptığı, hastaneye sevklerin ise 8-9 ay sonra yapılmasından ötürü tedavi olma hakkının geciktirilmek suretiyle engellendiği, A.Y isimli mahpusa yaklaşık 7-8 defa anestezi verilmesine rağmen ameliyatı yapılmadığı bildirilmiştir. Bilhassa hastaneye sevklerde çift kelepçe uygulamasının zorunlu tutulduğu, hastanede muayene ve röntgen dahil kelepçenin çıkarılmadığı, bu şekilde muayene yapıldığı anlaşılmıştır.
5. Hastane sevklerinde çift kelepçe uygulaması
Çift kelepçeye itiraz eden mahpuslara şiddet uygulandığı tespit edilmiştir. Örneğin: G.T isimli mahpusa çift kelepçe uygulaması dayatılmış ve G.T bunun üzerine itirazda bulunmuş ve “Çift Kelepçeye hayır” diye slogan atınca jandarma tarafından yerde sürüklenip ve ağzı kapatılmıştır. Bu hak ihlalinin her defasında yaşanması üzerine G.T çift kelepçeyi artık kabul etmemiş ve sağlık hakkından mahrum kalmıştır. Mahpusları darp edip, işkence uygulayan cezaevi personelinin hiçbir yaptırıma maruz bırakılmaması, işkenceye ilişkin bildirimde bulunulmaması yaşanan bir diğer sorundur.
6. Oda değişimi yapılmaması
Yaklaşık 8 metrelik bir oda içinde kişilerin günün yaklaşık 21 saatinin geçirdiği anlaşılmıştır. Oda temizliklerinin ayda bir defa yapıldığı, çamaşırlarının yakınmasının ücret karşılığında yapıldığı ve talep edilen temizlik malzemelerinin verilmemesi ile kişileri yaşanmaz hale getirdiği anlaşılmıştır. İdarenin bulunduğu kat ve koridorlar her gün yıkanıp temizlenirken mahpusların bulunduğu yerlerin 2 ayda bir yıkanıp temizlendiği, temizlik esnasında da üst kat pencere yıkandığında suyun alt odaya girmesine neden olduğu ve akan sulardan vb. durumlardan giderlerin sürekli tıkandığı yaşanan sorunlardandır.
7. Beslenme sorunu
Yemeklerin sağlığa zarar veren şekilde yapıldığı ve sunulduğu ve ayrıca lezzetli de olmadığı için yemenin zor olduğu, hep aynı yemeklerin verildiği, içme suyunun temiz olmadığı, arıtma talebinin karşılanmadığı, mahpusların dış kantin ihtiyaçlarının sınırlandırıldığı, fiyatlarının yüksek olduğu ve malzemelerin yüksek fiyata rağmen çürük olduğu bildirilmiştir.
8. Ağırlaştırılmış müebbet cezası alan mahpusların koşulları
Ağırlaştırılmış müebbet cezası alanların; atölye, spor vb. etkinliklere çıkarılmadığı, havalandırma haklarını kullanamadığı, 3 saat olan havalandırma haklarının 2 saate indirildiği, havalandırmaya çıkarılanlar bakımından da havalandırmalarda pencerelerde kullanılan Fens tellerinin sıklığının içinden ancak bir kalemin geçebileceği şekilde dar olmasından kaynaklı güneşi fazla çekmesi nedeniyle sıcaklığı artırırken buna dayalı olarak da havalandırmayı imkânsız hale getirdiği anlaşılmıştır.
9. Görüş hakkının kısıtlanması
Ziyaretçi ile görüşler olsun avukatlarla görüşler olsun hepsinin İdari Gözlem Kurulu’nun keyfi kararları ile engellenmesi ve bu konuda yapılan yazılı başvurulara ve bu başvurularda yer verilen taleplere dönüş yapılmaması, idarenin belirlediği saatler dışında kimseyle iletişim ve temas kurulmasına izin verilmediği buna diğer mahpus ve arkadaşları ile görüşmelerin de dahil edilerek bu görüşmelere de izin verilmediği, görüş saatlerinin 1 saat, telefon görüşmelerinin 10 dakika olarak verildiği, görüntülü görüşme talebinin İnfaz Hakimliği tarafınca kabul edilmesine rağmen cezaevi idaresi tarafından imkân olmadığı gerekçesi ile reddedildiği, ankesörlerin bozuk veya arızalı olması nedenleriyle telefon görüşmelerinin sağlıklı şekilde yapılamadığı anlaşılmıştır. Görüş için kabul edilen kişilerin Cezaevi içinde ayrı uygulamayla karşılaştıkları, Yüksek Güvenlikli Cezaevine kabul edilen kişilerin F Tipi Cezaevinde görüşçü olarak kabul edilmediği bildirilmiştir.
10. İletişim hakkının kısıtlanması
Posta yoluyla gelen her türlü fotokopinin engellendiği, başka hapishanelerden veya dışarıdan gönderilen fotokopiler içerik incelemesine dahi tabi tutulmadan verilmediği, H.D’ye gelen 20 sayfa fotokopiye Eğitim Kurulunca el konduğu, karara yapılan itiraz İzmir 1. İnfaz Hakimliğince kabul edildiği (24,06, 2024 tarih, 2024/9604 Esas, 2024/10667 Karar sayılı karar), ancak Cumhuriyet Savcısının İzmir 1. ACM'ye itirazı sonucu bu karar iptal edilerek Eğitim Kurulu Kararı onandığı ve fotokopilerin verilmediği (16,07,2024 tarih, 2024/2593 D. İş sayılı karar).
Posta yoluyla gelen her türlü fotoğrafa “aile ferdi olup olmadığının anlaşılamadığı” gerekçesiyle el konulduğu, bu konuyla ilgili Anayasa Mahkemesi’nin kararları da uygulanmadığı tespit edilmiştir.
11. Hasta mahpusların infaz sürecinde yaşadıkları
Z.O için ortopedik yatak hastane tarafından yazılmış olmasına rağmen temin edilmedi bilgisi verilmiştir. F.Y Hepatit B ileri derecede, yüksek tansiyon, astım, prostat, varikosel, boyun bel fıtığı, kaslarda zayıflık, miyop, gözde sulanma, mide rahatsızlıkları, ileri derecede hemoroidi, kalp anjiyosu, kasık fıtığı ameliyatı olmuş. Anal fistül ameliyatı olması gerektiği; 10 Mart 2025 tarihinde Yeşilyurt Hastanesine götürüldüğü; Hastane nezarethanesinin bulunduğu yerde muayene olursa kelepçe takılmadığı ancak başka bir kata çıkarılırsa jandarmanın bir kelepçeyi kendisine bir kelepçeyi mahpusa takmak istediği hatta bazen ters kelepçeye ısrar edildiği; Hastanede genel olarak kelepçeli şekilde muayene edildiği bilgisi verilmiştir. E.P Kronik hastalıklar ve dermatolojik ilaçlar ücreti ödendiği halde güvenlik gerekçesi ile verilmiyor, anılan konuda revir doktorunun da oluru ve reçetesi var. S.Y Kronik hastalıklar ve dermatolojik ilaçlar ücreti ödendiği halde güvenlik gerekçesi ile verilmiyor, anılan konuda revir doktorunun da oluru ve reçetesinin olduğu bildirilmiştir.
12. Diğer Hak İhlalleri
Cezaevi idaresi arkadaş ziyaretçisi olarak yazılan isimleri kabul etmemektedir. Cezaevi idaresi kapüşonlu hırkadan akord cihazına, el işi malzemesinden daksile kadar mahpusların ihtiyacı olan birçok malzemeyi vermediği, sıcak ve soğuk suyun limitli şekilde verilmesi ve bu limitli halin yetersizliği, sıcak su günde 4 saat ve 150 litre kotalı şekilde verildiği anlaşılmıştır, İdari Gözlem Kurulu’nun keyfi kararları ile mahkumların infaz süresini uzatması, infaz koruma memurlarının beyanları esas alınarak disiplin cezaları verilmesi, koridorlarda 6 oda bulunması ve havalandırmanın yalnızca koridor sonunda var olması, havalandırma kapısının sürekli olarak kapalı tutulup, yalnızca havalandırma saatlerinde 2 saat süreli olarak açılması, İdare’nin sert tutumu ve keyfi hareket etmesi üzerine de özellikle bu gibi olaylar akabinde mahkumların üzerinde tehdit ile baskı kurarak sıklıkla hücre cezası verilmesi ile sonuçlanması, adliler ile bir arada tutma, siyasi mahpusların DAEŞ veya adli hükümlülerin yanına yerleştirilerek ayrı uygulamaya maruz bırakıldığı anlaşılmıştır.
AÇLIK GREVLERİ
Kırıklar Kampüsünde Bulunan Yüksek Güvenlikli Cezaevleri’nde Kalan Mahpusların Açlık Grevi Yapma Sebepleri:
• Kuyu tipi hapishanelerin kapatılması,
• Mahpusların aynı kampüsteki diğer kurumlara sevki,
• Sohbet hakkının hukuka uygun bir şekilde kullandırılması,
• Kitap yasaklarının kaldırılması,
• Hasta mahpusların serbest bırakılması,
• Sürgün sevklerin durdurulması,
• Hasta mahpus Ufuk Keskin'in diyetine uygun yemeğe erişimi ve arkadaşlarının bulunduğu bir hapishaneye sevki taleplerinin olduğu öğrenilmiştir.
Türk Tabipler Birliği, İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı raporları dahil olmak üzere kendi tespitlerimiz dahil olmak üzere yüksek güvenlikli cezaevleri ile ilgili belirlemeler şu şekildedir;
Yüksek güvenlikli hapishanelerde her blokta beş koridor (kısım) ayrı bir blok olarak inşa edilirken, hücrelere “modül” adı verilmektedir. Hücrelerin kapıları, kulübeden basılan otomatik düğmeyle açılıp kapanmaktadır. Bu kulübeye Lokal Kapı Paneli (LKP) denilirken, ayrıca LKP’leri izleyen Merkezi Kapı Paneli (MKP) bulunmaktadır. Böylece tutukluların her hareketi izlenirken, tüm iletişim ise megafon ve butonla sağlanmaktadır.
“Modül” hücreleri banyo-tuvalet ve mutfak tezgahıyla birlikte 12-13 metrekare büyüklüğünde olurken, “güneşlik” denilen ve apartman boşluğuna benzeyen boş bir alana açılan birer pencere yer almaktadır. Birinci ve ikinci katlarda bulunan pencereler, demir korkuluk dışında eleğe benzeyen çelik bir ağla kapatıldığından gökyüzünü dahi görmek mümkün olmamaktadır. Kafesi andıran bu pencerelere (güneşlik) hücrelerin içini görecek şekilde kameralar takılmıştır. Ayrıca üç kişilik hücrelerin içerisinde de kamera bulunmaktadır. Havalandırma 63 metrekare büyüklüğünde olurken, birbirini gören iki koridorun havalandırması çapraz hizalarda olacak şekilde tasarlanmış, dört tarafı duvarla örülü hapishane; elektrikli tellerle çevrilmiş, tek açık yer olan tavan dahi tellerle kapatılarak, adeta bir kafes görünümü vermektedir.
Bu tür cezaevlerinin sosyal izolasyon, insansızlaştırma ve yalnızlaştırmayı kolaylaştıracak tarzda projelendirildiği görülmektedir. Bunun yanı sıra her hücrenin tek penceresinin olması ve tüm pencerelerin apartman boşluğu gibi tanımlanabilecek tek alana açılıyor olması nedeniyle herhangi bir hücredeki en hafif gürültünün bile tüm hücrelerde duyulması veya yankılanması şeklinde kurgulanmış mimari yapılanma, günün 24 saati gürültüye maruz kalma gibi ciddi bir soruna neden olmaktadır.
Diğer cezaevlerinde havalandırma hakkı, ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olanların dışındaki mahpuslar için, sabah sayımında havalandırma kapısının açılması ve akşam sayımında kapatılması şeklinde uygulanırken; yüksek güvenlikli ve Y tipi hapishanelerde havalandırmanın 1,5 saat olması ile yasalara aykırı biçimde mahpusların havalandırma hakkı kısıtlanmakta, havalandırma alanının mahpusun hücresi ile direk ilişkili olmaması nedeniyle bu 1,5 saatlik sürede yağmurdan ve güneşten korunma, tuvalet gibi acil ve kişisel gereksinimlerinin karşılanması olanaksız kılınmakta, insanca havalandırma hakları ellerinden alınmaktadır.
Kırıklar kampüsündeki yüksek güvenlikli cezaevinin binasının güneşe ters yapıldığı, koğuşların çok nemli, tozlu olduğu ve hava almadığı; iki pencereyi açarak mahpusların cereyan yaptırdıklarını ancak teklilerde tek pencere olduğu için tuvalet kapısının açılarak cereyan yaptırılmaya çalışıldığı tespiti yapılmıştır.
Koğuşlarda iki adet ışık vardır. Işıklar tek anahtarla birlikte açılıp kapanmaktadır; ışıklardan birinin yatakların üzerinde olması sebebiyle mahpusların biri uyurken ışıkları tamamen söndürmeleri gerekmektedir. Ayrıca, koridordaki bütün odaların pencerelerinin aydınlatma boşluğuna bakmaktadır. Gece boyunca odaya doğrudan suni ışık vurmaktadır ve bazı mahpusların gece uyumak için cama çöp poşeti çekmektedir.
Mahpus ve yakınlarının aynı mekânı paylaştıkları açık görüşmeler yerine ziyaret günlerinin her mahpus için ayrı ve tek olması, diğer mahpuslarla da görüşmeyi ve sosyalleşmeyi engelleyerek sosyal izolasyona neden olmaktadır.
Yüksek güvenlikli hapishanelerin pencerelerinde demir parmaklıkların yanı sıra güneş ışığına izin vermeyen sık örülmüş tel örgü bulunması da hem hava almayı hem de güneşten yararlanmayı engellemektedir. S tipi hapishanelerin en önemli özelliklerinden biri ise hücrelerde kamera bulunmasıdır. Gün içerisinde 22,5 saatini bir hücrede geçiren mahpusların en mahrem halleri bile izlenmektedir.
Fiziksel ve ruhsal sağlığın korunabilmesi için “yeterli, uygun ve değişken dış uyaranlara” ihtiyaç mutlak gerekliliktir. Uzun süren izolasyonun insan sağlığı üzerinde geri dönüşümsüz pek çok zarara yol açtığı bilimsel olarak tanımlanmıştır.
İzolasyon duysal ve algısal uyaranların azlığı, algı ve duyu bozukluklarının gelişmesine neden olabilmektedir. Bu durum bazı psikiyatrik hastalıklara yol açabileceği gibi, görme ve işitme duyusunda azalma, yer, zaman, mekân oryantasyon bozuklukları, dikkat ve duygu durum bozuklukları gibi problemlere yol açmaktadır. Dış ortamdan tümüyle yalıtılma, bağışıklık sisteminin zayıflaması ile sonuçlanmaktadır.
Psikiyatrik rahatsızlıklar yaratmasının yanı sıra hücre tipi infaz sistemi; kısa-orta ve uzun vadede fiziksel olarak da birçok hastalığa yol açmaktadır. Dar, küçük ve güneş ışığı almayan bir alanda, yeterince hareket edemeden yaşamanın getirdiği bir yaşam; kas-iskelet sistemi hastalıkları, diyabet, hipertansiyon, kanser başta olmak üzere birçok hastalığa neden olmaktadır.
Tek kişilik hücrelerin mahpusun hiçbir canlı ile ilişki kurmasına olanak tanımayacak bir biçimde inşa edildiği düşünüldüğünde; havalandırma alanlarının 25 m2, etrafının 8 m yüksekliğindeki duvarlarla çevrili olması, bir mahpusun uzun yıllar sadece gökyüzü görerek tüm sosyal ve kültürel çevresinden izole bir biçimde yaşamaya mâhkum edilmesi ve ayrıca dışarıdan sürekli gözetim ve denetim altında tutulması durumu insan haklarına ve insan sağlığına aykırıdır.
Sercan Ahmet Arslan Süresiz açlık grevine devam etmektedir: ağız içi yaralarının bulunduğunu, gargara ve B1 vitamini kullandığını, cildinin hassas olduğu yerlerde yaralarının bulunduğu, yorgunluk ve denge sorunlarının olduğunu, unutkanlığının başladığını, yatarken kaburgalarının battığı; En son 130. Günde tartıldığı ve 61 kilo çıktığı, açlık grevine 86,8 kilo ile başladığı bilgisi verilmiştir. Kendisinin başlangıca nazaran daha halsiz ancak moralinin yüksek olduğu iletilmiştir. Görüşme sırasında mahpusun konuşurken dikkatinin sıkça dağıldığı ve bazen konuşma sürerken başta ne anlattığını unuttuğu gözlemlenmiştir.
Sercan Ahmet Arslan’ın Tehlikeli Mahpus statüsünde olmamasına rağmen Yüksek Güvenlikli Cezaevine sevk edildiği bilgisi verilmiştir. Başka bir cezaevine sevkinin yapılması, Baskı ve tecritin sona ermesi, arkadaşları ile bir araya gelme kitap, yayın haklarında sınırlamanın kalkması, sohbet hakkının sağlanması talepleri ile süresiz açlık grevine başlamıştır.