Geçen hafta İzmir’de kitapların şenliği vardı. TÜYAP’ın 23. kez kapılarını açtığı İzmir Kitap Fuarı, 9 gün boyunca kitabın kokusunu, kalabalığını, dost buluşmalarını, özlem gidermelerini, tatlı yorgunluğunu taşıdı insanlara. Nisan baharının coşkusuyla…
Özellikle cumartesi, pazar günleri kitap fuarına girmek için oluşan uzun kuyrukları hem coşkuyla izledim, hem de insanların o kuyruklarda uzun süre beklemelerinin sıkıntılarını duyumsadım. Bunca insan ne kadar kitap aldı, ne tür kitapları torbasına, çantasına doldurdu bilemiyorum.
Geçen hafta İstanbul’daydım. Ancak içim içimi yedi durdu, dayanamadım; yetiştim fuarın son iki gününe. Şiirden Yayınları’nın küçük sergiliğinde DİNGİN SÖZLER AVLUSU şiir kitabımın imzasına…
Zaman buldukça başka yayınevlerinin sergiliklerine gittim, dostlarımı esenledim, ayaküstü görüştüm.
Açık oturumlar, söyleşiler, imzalar… Kitap sevgisini her yaştan insana doğru biçimde yaygınlaştırmak ne güzel. Fuar alanında kitap sergilerinde gezinmek, kitaplara dokunmak, eski dostlarla karşılaşmak, yeni dostlar edinmek, söyleşmek heyecanı, coşkuyu çoğaltmaz mı hiç.
İzmir Kitap Fuarı benim için de dostlar buluşması, kitap bayramı… Her gidişimde ne çok kitaba dokunurum, bir çoğunu çantama doldururum. Bu kez de öyle oldu; Yüksel Pazarkaya’dan, Sina Akyol’dan, Niyazi Yaşar’dan, Hilal Karahan’dan, Nesrin Kültür’den, Yıldız İlhan’dan, Mehmet Büyükçelik’ten, Eşref Karadağ’dan, Metin Cengiz’den, Muzaffer Sarıgül’den, Süreyya Akçay’dan, Kader Durmuş’tan…Onların dost imzalarıyla yüklenerek…
Bu yıl İzmir Kitap Fuarı’nda onur konuğu, onur yazarı seçimi yapılmamıştı. Dergici, şair, yazar Enver Ercan’ın ölümünden dolayı mı, diye düşündüm. Çünkü o, her yıl onur yazarının armağan kitabını hazırlıyordu. Bence bunun sürmesi gerekir diye düşündüm. İzmir’den yazına, sanata emek vermiş bir şairin, yazarın, öykücü ya da romancının, sanat insanının seçilmesi, adına etkinlikler düzenlenmesi güzel bir davranış oluyor.
Sevgili dostlar, ben bu kitap fuarlarının en çok dostça buluşmalarını, kucaklaşmalarını seviyorum. Kuşkusuz yayınevleri kira ödedikleri yerlerden para kazanacaklar, kitaplarını sergileyecekler; ama biz okurlar, yazın emekçileri de bir biçimde uzaklardaki dostlarımızla buluşacağız, özlem gidereceğiz. En güzel yanı bu benim için.
Ankara’dan Ahmet Özer, Sevgi Özel, Ertuğrul Özüaydın, İstanbul’dan Niyazi Yaşar, Metin Cengiz, Müesser Yeniay, Dilruba Nuray Erenler, Mersin’den Sabit Kemal Bayıldıran, İskenderun’dan Ali-Emel Kurt dostlarla bu kitap fuarı olmasaydı, nasıl buluşurduk yoksa? Kuşkusuz uzaklardan gelen birçok yazın dostumla buluşamadığım, söyleşemediğim için de üzüldüm.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Dil Derneği, Caz Kedisi, Berfin, Atadost, Şiirden, Bence, Top, Kanguru, Özgür, Ozan, Hayal, Kibele, Etki yayınlarının sergiliklerinde dostlara selam verdim, sevgiler sundum, içtenlikli sesler duydum.
Biliyorum önce İstanbul’da, sonra İzmir’de başlayıp daha geniş salonlarda okurlarını ağırlayan kitap fuarları, artık büyük kentlerin dışında küçük kentlerde de açılmaya, okurlarla, kitapseverlerle buluşmaya başladı. Ankara, Manisa, Eskişehir, Kocaeli, Ordu, Van, Batman, Tokat,Tekirdağ, Edremit, Çorlu, Mersin, Adana, Diyarbakır, Bartın, Elazığ, Malatya, Merzifon, Samsun, Osmaniye, Siirt, Antalya, Kadıköy, Denizli…
Dilerim kitap fuarları tüm illerimize, ilçelerimize yayılsın. Kitap okurun ayağına gitsin, kitleselleşsin; ama ayağa düşmesin. Nitelikli okurlar oluşsun. Kitap dostlukları eksilmesin…