İzmir Konak’ta gerçekleşen REDI Türkiye (Roman Girişimciliğini Geliştirme İnisiyatifi) çalıştayına; İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Dr. Zafer Levent Yıldır, Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, Karşıyaka Belediye Başkanı B. Yıldız Ünsal, Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay ve Torbalı Belediye Başkanı Övünç Demir de katılım sağladı.

Dünyanın dört bir yanında ofisleri bulunan ve Roman topluluklarının ekonomik kalkınması amacıyla kurulmuş olan REDI, İzmir’de büyük bir başlangıç gerçekleştirdi. Çalıştay açılış konuşmalarını gerçekleştiren REDI yetkilileri, derneğin İzmir merkezli olmak üzere tüm Türkiye’de Roman vatandaşların yararlanabileceği ofisler kurulacağını açıkladı.

“FAALİYET SÜRECİMİZİ BAŞLATTIK”

Özgür Özel Büyükçekmece'den seslendi: Yüzde 29 ile seni orada oturtmayız
Özgür Özel Büyükçekmece'den seslendi: Yüzde 29 ile seni orada oturtmayız
İçeriği Görüntüle

Roman Girişimciliğini Geliştirme İnisiyatifi Derneği (REDI) Türkiye Temsilcisi Serkan Baysak, “İş birliği yapacağımız gerek belediyelerle gerekse yerel Roman sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkilerimizi oluşturmak amacıyla çalışmalarımıza başladık.” diyerek iş birliğini duyurdu. Temsilci Baysak konuşmasının devamında şu şekilde konuştu:


“Bu süreçte İzmir’de yedi belediyeyle, Trakya’da ise dört belediyeyle hem resmi olarak tamamlanmış iş birliklerimiz bulunuyor hem de hâlihazırda devam eden iş birliklerinin resmi süreçleri yürütülüyor. Bu nedenle bizim açımızdan başarılı bir süreç geçirdiğimizi düşünüyoruz. Ancak bizim için başarı ölçütü yalnızca yaptığımız iş birlikleri değildir. Asıl önem verdiğimiz konu, hedef kitlemiz olan Roman vatandaşlara sunduğumuz katkıdır. Dokuz aylık sürecin sonunda bu etkinliğin ardından artık gerçek işimize, sahada katkı sağlamaya hep birlikte başlayacağız. Kısaca REDI hakkında bilgi vermek istiyorum. REDI, Avrupa, Batı Balkanlar ve Türkiye’deki Roman topluluklarının ekonomik kalkınmasını desteklemek amacıyla kurulmuş bir kuruluştur. Aslında biz REDI’yi bir ağ, bir ekosistem olarak tanımlıyoruz. Çünkü REDI yalnızca bir sivil toplum kuruluşu değildir. Kendi içerisinde REDI Fonu, REDI Geri Dönüşüm, REDI Solar, REDI Popokraft gibi yapılanmalar ile farklı kurumları barındırmaktadır. REDI, 2016 yılında Romanya’da bir sivil toplum kuruluşu olarak kuruldu. Aynı yıl REDI Fonunu Lüksemburg’da kurduk. 2018 yılında Kuzey Makedonya’da geri dönüşüm şirketimizi faaliyete geçirdik. 2020 yılında ise ana çalışma alanlarımızdan biri olan REDI İş Kulüpleri ile büyümemizi sürdürdük. REDI Türkiye, resmi olarak Mayıs 2024’te kuruldu. Eylül 2024 itibarıyla da İzmir merkezli olarak hazırlık ve faaliyet sürecimizi başlattık. Belirtmek gerekir ki REDI yalnızca Türkiye’de değil, merkezi Belçika’da bulunan ve şu anda yedi farklı ülkede ofisi bulunan uluslararası bir kurumdur.”

“REDI düşünsel ve pratik adım atıyor”


Çalıştaya katılım sağlayan İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zafer Levent Yıldır, sözlerine “Hedef Roman vatandaşların ekonomik ve sosyal yaşama tam zamanlı katılımı.” şeklinde başladı. Yıldır konuşmasını şu şekilde sürdürdü:


“Eğer ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasal bir dönüşümden; bir paylaşım, dayanışma ve katılımdan söz ediyorsak, bunun son derece ayrıntılı ve ciddi biçimde ele alınması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. Nitekim gördüğünüz gibi, bu amaçla yaklaşık dokuz aydır yoğun bir hazırlık süreci içerisindeyiz. REDI'nin düşünsel ve pratik anlamda önemli bir adım attığını da söylemek isterim. REDI, 2016 yılında Romanya'da bir sivil toplum kuruluşu olarak kuruldu ve 2024 yılında Türkiye ofisini faaliyete geçirdi. REDI’nin amacı; Romanların ekonomik ve sosyal yaşama ayrımcılığa uğramadan, tam anlamıyla katılımını sağlamak. Bu hedef geçmişte birçok kişi ve kurum tarafından savunulmuş, bugün ise bu çabanın farklı bir boyut kazanarak sürdürüldüğünü görüyoruz. Özellikle Sayın Tugay’ın önceki dönemlerde gösterdiği çaba ve şimdi İzmir’de verilen emek, bu anlamda kayda değerdir. Roman topluluğunu anlamaya çalışırken onların hem bireysel hem kolektif kimliklerini eş zamanlı olarak taşıdıklarını göz önünde bulundurmak gerekir. Daha önce Roman tarihine dair araştırmalarım oldu, hatta derslerde de bu konuyu işledim. Bu çalışmalarda dikkat edilmesi gereken en önemli husus, bu topluluğun hem sistemin içinde hem de sınırlarında dolaşan bir yapıya sahip olmasıdır. 20. yüzyıl düşünürleri yıllarca sistemin dışında bir yer olup olmadığını tartıştı. Sonuçta sistemin dışının mümkün olmadığını, ancak sınırlarında varlık gösterilebileceğini savundular. Ben de Roman topluluğunun bu sınır hâlini anlamak için büyük bir fırsat sunduğunu düşünüyorum. Bu topluluk, bize çok şey öğretebilecek, düşünsel ve kültürel olarak önemli katkılar sunabilecek bir yapıdadır. Bu nedenle önümüzdeki tüm çalışmalarda, onların felsefesiyle, dünyaya bakışlarıyla, değerleriyle uyumlu bir ilişki kurmak ve süreci bu doğrultuda geliştirmek zorundayız.”

Kaynak: Haber Merkezi