İklim krizi ve kuraklık tehdidi altında olan İzmir'de, su yönetimi konusundaki stratejik adımlara bir yenisi daha eklendi. Kentin can damarı olan su kaynaklarının korunması ve dağıtımında sürekliliğin sağlanması amacıyla İZSU Genel Müdürlüğü, teknik altyapıyı güçlendirecek kritik bir ihale sürecini başlattı. Hazırlanan teknik şartname, İzmir’in su ihtiyacının karşılanmasında hayati önem taşıyan derin kuyuların bakım, onarım ve işletilmesinde yeni bir dönemi işaret ediyor. Özellikle yaz aylarında artan su talebi ve yaşanabilecek teknik aksaklıkların önüne geçmek isteyen idare, "bekle-gör" politikasından ziyade proaktif bir müdahale sistemini benimsiyor.

İzmir haritası masaya yatırıldı: Dört koldan operasyon

Operasyonel verimliliği artırmak isteyen İzmir Büyükşehir Belediyesi, kenti tek bir merkezden yönetmek yerine coğrafi zorlukları da dikkate alarak hizmet ağını dört ana bölgeye ayırdı. Bu stratejik planlamaya göre, İzmir ili sınırları içerisindeki 22 ilçe merkezi ve bağlı mahallelerdeki tüm içme suyu derin kuyuları, belirlenen dört farklı merkez üssünden yönetilecek.

Kuzey aksında operasyon merkezi Bergama olarak belirlenirken; bu bölge Kınık, Dikili ve Aliağa ilçelerini kapsayacak. Küçük Menderes havzasında ise iki ayrı merkez oluşturuldu. İkinci kısım çalışmaları Ödemiş merkezli yürütülerek Kiraz ve Beydağ ilçelerine hizmet verecek. Üçüncü kısım olarak adlandırılan bölgede ise Tire, Bayındır, Torbalı ve Selçuk ilçelerindeki kuyuların bakımı Tire merkezli ekiplerce sağlanacak. Kentin en yoğun nüfusunu barındıran metropol ilçeler ise dördüncü kısım kapsamında Evka-5 merkezli olarak yönetilecek; bu alan Bornova, Konak, Buca, Gaziemir gibi merkezi ilçelerin yanı sıra Çeşme yarımadası aksını ve Menemen'i de içine alıyor.

Susuzluğa tahammül yok

Yeni dönemde en dikkat çekici detay, arızalara müdahale sürelerindeki katı kurallar oldu. Vatandaşın mağduriyetini en aza indirmek isteyen İZSU, yüklenici firmalara adeta "dakikalarla yarışacaksınız" mesajı veriyor. Şartnameye göre, idare tarafından bir arıza bildirimi yapıldığı andan itibaren yüklenici firmanın en geç 4 saat içinde ekibini kurarak arıza mahalline ulaşması ve durum tespiti yapması zorunlu tutuluyor.

Tespitin ardından ise süreç daha da hızlanıyor. Yüklenici, gerekli personel, vinç ve ekipmanı sahaya sevk ederek, bildirimden itibaren en geç 12 saat içerisinde arızayı gidermek ve sistemi çalışır vaziyette teslim etmek zorunda. Bölgede aynı anda birden fazla arıza olması durumunda dahi bu sürenin en fazla 24 saate kadar esnetilmesine izin veriliyor, bu da İdarenin kesintisiz içme suyu konusundaki hassasiyetini gözler önüne seriyor.

Hata payı sıfır

İhale kapsamında yüklenici firmaların omuzlarına ciddi sorumluluklar yüklenmiş durumda. Sadece arızayı gidermek yeterli görülmüyor; yapılan işin kalitesi ve güvenliği de sıkı denetim altında tutulacak. Özellikle kuyularda yapılacak montaj çalışmaları sırasında yüklenici hatasından kaynaklı bir kaza yaşanırsa, örneğin pompa kuyuya düşürülürse, bedelini firma ödeyecek. Eğer kuyu kullanılamaz hale gelirse, yüklenici yeni bir kuyu açmakla ve eşdeğer bir pompa temin etmekle yükümlü kılınıyor.

Tarihte bugün neler oldu? 18 Aralık
Tarihte bugün neler oldu? 18 Aralık
İçeriği Görüntüle

Ayrıca iş güvenliği konusunda da taviz verilmeyecek. Yüklenici, personeline gerekli tüm İSG eğitimlerini vermek ve koruyucu ekipmanları eksiksiz sağlamak zorunda. Şartnamede belirtilen sürelerde arızaların giderilmemesi durumunda ise ağır mali yaptırımlar devreye girecek; gecikilen her iş için sözleşme bedelinin binde 5'i oranında ceza kesintisi yapılacak. 1 Mart 2026'da başlayıp 1 Ocak 2027'ye kadar sürecek bu zorlu maratonda, İzmir'in su güvenliği için en ufak bir aksaklığa bile geçit verilmemesi hedefleniyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ