İzmir ve çevresinin su kaynakları için hayati öneme sahip barajlarda Temmuz 2025 itibarıyla yapılan son ölçümler, endişe verici bir tablo çiziyor. Özellikle geçen yılın aynı ayında yüksek doluluk oranlarıyla dikkat çeken birçok baraj, şimdi oldukça düşük seviyelere gerilemiş durumda.

Güzelhisar Barajı, 2024 Temmuzunda yüzde 75,3 olan aktif doluluk oranını yüzde 57,9’a düşürerek neredeyse dörtte bir oranında su kaybetti. Toplamda 120 milyon metreküp suya sahipken, bu miktar 95 milyon metreküpe indi ve kullanılabilir su hacmi de 108 milyon metreküpten 83 milyona geriledi.

Benzer şekilde:

Bu dramatik azalmalar, özellikle barajların sadece doluluk değil, kullanılabilir su hacmi açısından da kritik rezerv kaybını gözler önüne seriyor.

Kullanılabilir su miktarları tarımı tehdit ediyor

Barajların toplam su hacmi azalsa da, kullanılabilir su miktarındaki gerileme daha ciddi sorunlar yaratıyor. Örneğin Gördes Barajı’nda geçen yıl 29 milyon metreküp civarında kullanılabilir su varken, bu yıl sadece 360 bin metreküp kaldı. Bu, bölgede sulama ve içme suyu temininde büyük sıkıntı yaratabilecek bir seviyedir.

Tahtalı Barajı’nda 67 milyon olan kullanılabilir hacim, 25 milyon metreküp civarına inerken; Alaçatı ve Ürkmez barajlarında da benzer kayıplar yaşandı. Bu azalmalar, çiftçilerin suya erişimini kısıtlarak tarımsal üretimi olumsuz etkileyecek ve yerel ekonomide ciddi daralma riskini beraberinde getirecek.

Su seviyeleri tarihi alt sınırların yakınında

Her baraj için belirlenmiş minimum ve maksimum su yükseltme değerleri bulunuyor. Mevcut su seviyeleri bu sınırların neresinde yer aldığı suyun sürekliliği açısından önemli. Örneğin Güzelhisar Barajı’nda göl su yükseltisi 94,9 metre ile yaklaşık ortalama seviyenin biraz altında yer alırken, Balçova ve Tahtalı Barajı daha kritik durumda bulunuyor.

Tahtalı’da mevcut seviye, 60,5 metrelik maksimumdan oldukça uzak, 40,5 metre bandında seyrediyor. Bu durum, özellikle yaz aylarında suyun hızla tüketildiği ve kış yağışlarına kadar rezervlerin kritik seviyeye inebileceğini işaret ediyor.

İklim değişikliği su kaynaklarına baskı yapıyor

Son yıllarda Türkiye’nin birçok bölgesinde gözlemlenen kuraklık, özellikle Ege Bölgesi’ni vurdu. İklim bilimi uzmanları, sıcaklık artışları ve değişen yağış rejimleri nedeniyle su kaynaklarının daha hızlı tükenme riski taşıdığını belirtiyor. İzmir’deki barajlar, bu küresel eğilimin yerel yansımaları olarak, uzun vadede su yönetimini zorlaştırıyor.

Mevsim normallerinin altında kalan yağışlar, su rezervlerinin yenilenmesini engellerken, artan nüfus ve tarımsal su ihtiyacı da kaynakları zorluyor. Kanallar ve su altyapısı planlamalarında acil tedbirler alınmaması halinde önümüzdeki dönemde su kıtlığı ve enerji üretiminde kesintiler yaşanması olası.

Önümüzdeki aylarda su tasarrufu şart

Barajlardaki doluluk oranlarının düşmesi, İzmir halkının ve kurumların su kullanımında daha temkinli davranmasını zorunlu kılıyor. Yetkililer, kamuoyu ile yaptığı uyarılarda, özellikle sulamada tasarrufun önemine vurgu yapıyor ve gereksiz su tüketiminin engellenmesini talep ediyor. Ayrıca, su kaynaklarının korunması için altyapı iyileştirmeleri ve kaçak su kayıplarının önlenmesi için çalışmalar hızlandırılıyor.

Yaz sonu ve sonbahar aylarındaki hava koşulları, barajların doluluk oranlarını önemli ölçüde etkileyeceği için İzmir’in su yönetiminde kritik kararlar alınması bekleniyor.

Baraj dolulukları enerji üretimini de etkiliyor

Barajlar sadece içme ve kullanma suyunun sağlanması için değil, aynı zamanda hidroelektrik santrallerin enerji üretimi için de kritik öneme sahip. Su azlığı, enerji arz güvenliğinde sorun yaratabilir ve elektrik zammı gibi olumsuz ekonomik etkileri tetikleyebilir.

İzmir ve çevresinde bulunan bu barajlardaki su seviyelerinin azalması, özellikle yaz aylarında hidroelektrik santrallerin verimli bir şekilde çalışmasını engelleyebilir. Bu da, enerji ithalatı ihtiyacını artırıp ülke ekonomisine ek yük getirebilir.

2025 yılının Temmuz ayında İzmir’de su kaynaklarının durumu, uzun vadeli planlamalar ve etkin koruma zorunluluğunu bir kez daha ortaya koydu. Bölge halkı ve tarım sektörü için hayati önem taşıyan barajlarda, geçen yıla göre gözle görülür doluluk kayıpları yaşanırken, iklim değişikliğinin yarattığı baskılar giderek artıyor. Önümüzdeki dönem, hem tasarruf hem de altyapı geliştirme açısından önemli adımların atılması gereken kritik bir süreç olacak.

Kaynak: HABER MERKEZİ