Tarih boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapan ve topraklarının her karışından adeta tarih fışkıran İzmir’de, geçmişin izlerini gün yüzüne çıkarma seferberliği hız kesmeden devam ediyor. Kentin kültürel mirasını korumak, restore etmek ve gelecek nesillere aktarmak misyonuyla hareket eden İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2025 yılı projeksiyonunda aslan payını arkeolojik kazılara ayırdı. Turizmde dünya markası olma hedefini, sahip olduğu tarihi zenginliklerle birleştirmek isteyen yerel yönetim, bu yıl için belirlediği yol haritasında kazı başkanlıklarına can suyu olacak bütçeleri onayladı. Tarihi dokunun modern kent yaşamıyla bütünleşmesini hedefleyen bu vizyon kapsamında, şehrin dört bir yanındaki şantiyelerde hummalı bir çalışma yürütülmesi planlanıyor.
On altı antik kente milyonluk bütçe ayrıldı
Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen "Maddi Destek Programı", İzmir’in sadece merkezini değil, en uzak ilçelerindeki tarihsel değerleri de kapsayacak şekilde genişletildi. 2025 yılı bütçe planlamasında, arkeolojik kazı çalışmalarının kesintisiz sürmesi ve eserlerin daha hızlı ortaya çıkarılması amacıyla toplamda 25 milyon liralık bir kaynak tahsis edildi. Bu destekten, kentin kuzeyinden güneyine kadar uzanan geniş bir coğrafyadaki 16 farklı antik yerleşim faydalanacak.
Destek kapsamına alınan bölgeler arasında; Foça’daki Phokaia, Çeşme’nin incisi Erythrai, Bayraklı’daki kentin ilk kurulduğu yer olan Eski Smyrna ve Bornova’nın 8 bin 500 yıllık tarihine ışık tutan Yeşilova Höyüğü bulunuyor. Ayrıca Seferihisar’daki sanatçılar kenti Teos, Menderes’teki kehanet merkezi Klaros, Menemen’deki Panaztepe, Urla’nın zeytinyağı işlikleriyle ünlü Klazomenai ve su altı kazılarının yapıldığı Limantepe de listede yer alıyor. Destekler bunlarla sınırlı kalmayıp Kemalpaşa’daki Nif Dağı ve Ulucak Höyük, Torbalı’daki Metropolis, Selçuk’taki Ayasuluk Tepesi ve Aliağa’daki Myrina antik kentlerine kadar uzanıyor. Belediye, il sınırlarını da aşarak Manisa’da bulunan ancak bölge tarihi için kritik öneme sahip Aigai Antik Kenti kazılarına da katkı sunmayı sürdürüyor.
Kentin kalbindeki hazine için özel destek paketi
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın, kentin turizm destinasyonları arasında "amiral gemisi" olarak gördüğü Smyrna Antik Kenti, bu dönemde pozitif ayrımcılıkla destekleniyor. Şehrin tam merkezinde, modern yapıların arasında bir vaha gibi duran Smyrna Agorası ve hemen yamacında yer alan Antik Smyrna Tiyatrosu için uzun vadeli bir finansman modeli oluşturulmuş durumda. Başkan Tugay’ın özel önem verdiği bu bölge için 2027 yılı sonuna kadar toplamda 34,5 milyon liralık ek bir destek paketi devreye sokulacak. Bu hamleyle, kazıların hızlanması ve restorasyon süreçlerinin tamamlanarak bölgenin bir açık hava müzesi niteliğinde ziyaretçilere tam kapasiteyle açılması hedefleniyor.
İkinci Efes doğuyor: 20 bin kişilik devasa miras
Yapılan yatırımların odak noktasında yer alan Antik Smyrna Tiyatrosu, ortaya çıkarıldığında kentin turizm kaderini değiştirecek potansiyele sahip. Kadifekale ile tarihi Kemeraltı Çarşısı arasındaki yamaçta, yüzyıllardır toprak altında uyuyan bu devasa yapı, yaklaşık 20 bin kişilik kapasitesiyle dikkat çekiyor. Uzmanlar, bu kapasitenin dünyaca ünlü Efes Antik Tiyatrosu ile yarışır büyüklükte olduğunu belirtiyor. Büyük İskender’den sonra kurulan kentin en görkemli yapılarından biri olan tiyatronun tamamen gün yüzüne çıkarılmasıyla, İzmir merkezinin turistler için vazgeçilmez bir durak haline gelmesi bekleniyor. Bölge, sadece bir arkeolojik alan değil, aynı zamanda kültür ve sanat etkinliklerinin düzenlenebileceği yaşayan bir tarih sahnesine dönüştürülmek isteniyor.
Toprak altındaki tarih dünya vitrinine çıkıyor
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sağladığı bu finansal destekler, sadece kazı yapmakla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda İzmir’in UNESCO Dünya Mirası yolculuğuna da stratejik bir katkı sunuyor. Hem kalıcı hem de geçici listede birçok değeri bulunan İzmir’de, insanlığın ortak mirası kabul edilen bu alanların korunması, küresel ölçekte bir prestij meselesi olarak görülüyor. Kazı alanlarında çalışan arkeologlar, restoratörler ve bilim insanları, belediyenin sağladığı imkanlarla çalışmalarını daha verimli sürdürürken, elde edilen bulgular İzmir’in tarih kitaplarındaki yerini sağlamlaştırıyor. Kültürel miras bilincini artırmayı ve kentin turizm gelirlerini çeşitlendirmeyi amaçlayan bu hamleler, İzmir’in "tarih ve turizm kenti" kimliğini 2025 ve sonrasında çok daha güçlü bir şekilde vurgulayacak.





