İzmir Emniyet Müdürlüğü Trafik Birimleri, kentteki trafik güvenliğine dair önemli veriler sunan 11-17 Ağustos 2025 tarihleri arasındaki yaralanmalı kaza oranları raporunu kamuoyuyla paylaştı. Geçtiğimiz hafta yayımlanan ve 25 binden fazla trafik cezasının kesildiğini gösteren denetim sonuçlarının ardından gelen bu kaza raporu, kural ihlallerinin ne denli trajik sonuçlara yol açtığını acı bir şekilde gözler önüne serdi. Rapor, İzmir'deki sürücülerin, yayaların ve özellikle motosikletlilerin ne kadar büyük bir risk altında olduğunu ortaya koyarken, kazaların oluş şekilleri ve nedenleri üzerine ciddi bir analiz yapma gerekliliğini de beraberinde getiriyor.

Bir hafta boyunca yaşanan yaralanmalı kazaların mercek altına alındığı bu çalışma, kentin trafik akışındaki en zayıf halkaları ve en tehlikeli noktaları işaret ediyor. Motosikletlerin karıştığı kazaların ezici üstünlüğü, kavşaklardaki kontrolsüzlük ve basit dikkat hatalarının yol açtığı çarpışmalar, tablonun en endişe verici başlıklarını oluşturuyor. Bu veriler, sadece birer istatistik olmanın ötesinde, her bir rakamın ardında bir insan hayatının, bir ailenin dramının yattığı gerçeğini yüzümüze çarpıyor.

En savunmasız olanlar zirvede: Motosiklet kazaları

Raporun belki de en şok edici ve üzerinde en çok durulması gereken bulgusu, yaralanmalı kazaların oluş şekillerine göre dağılımında ortaya çıkıyor. Verilere göre, bir hafta içinde meydana gelen yaralanmalı kazaların %72'si motosiklet kazası olarak kayıtlara geçti. Bu oran, İzmir yollarında yaşanan neredeyse her dört kazadan üçünde bir motosikletlinin yer aldığını gösteriyor. Bu durum, kentteki motosiklet sürücülerinin ne kadar büyük bir tehlike altında olduğunu ve trafik güvenliği zincirinin en savunmasız halkası olduklarını kanıtlar nitelikte.

Motosiklet kazalarının bu denli yüksek olmasının ardında yatan birçok neden bulunuyor. Diğer araç sürücülerinin motosikletleri fark etmemesi, şerit ihlalleri, ani manevralar ve en önemlisi, bir önceki denetim raporunda da vurgulandığı gibi, kask gibi koruyucu ekipmanların yeterince kullanılmaması, bu kazaların sonuçlarını daha da ağırlaştırıyor. Bir otomobil için küçük bir hasarla atlatılabilecek bir temas, bir motosiklet sürücüsü için ölümcül veya kalıcı sakatlıklarla sonuçlanabiliyor. Bu %72'lik oran, hem motosiklet sürücülerinin daha dikkatli ve donanımlı olması gerektiğini hem de diğer araç sürücülerinin trafikteki bu "iki tekerlekli" paydaşlara karşı çok daha duyarlı ve saygılı davranması gerektiğini acı bir şekilde hatırlatıyor.

Kavşaklar ve yandan çarpmalar: Kazaların en sık yaşandığı senaryo

Kaza raporu, ihlal şekillerine göre de önemli ipuçları sunuyor. Yaralanmalı kazaların %36'sı "yandan çarpma" şeklinde meydana gelmiş. Bu, kazaların en sık yaşandığı senaryonun, genellikle araçların birbirinin yoluna çıktığı durumlar olduğunu gösteriyor. Yandan çarpma kazalarının en büyük tetikleyicisi ise hiç şüphesiz kavşak ihlalleri. Rapor, bu bağlantıyı net bir şekilde teyit ediyor; zira kazaların %16'sı doğrudan kavşak ihlallerinden, %4'ü ise ışık ihlallerinden kaynaklanıyor.

Bu iki oran birleştirildiğinde, kazaların en az %20'sinin kavşaklarda kurallara uyulmamasından kaynaklandığı görülüyor. Sürücülerin geçiş önceliğine dikkat etmemesi, kontrolsüz bir şekilde kavşağa girmesi veya kırmızı ışıkta durmaması, "T-bone" olarak da bilinen ve genellikle ağır yaralanmalarla sonuçlanan yandan çarpma kazalarına davetiye çıkarıyor. Bu veriler, şehir içi trafik planlamasında kavşak güvenliğinin artırılması, sinyalizasyon sistemlerinin iyileştirilmesi ve sürücülerin bu noktalarda çok daha dikkatli olmaları gerektiğinin altını çiziyor. Listenin üçüncü sırasında ise %9'luk oranla arkadan çarpma kazaları yer alıyor ki bu da takip mesafesine uyulmamasının ne kadar yaygın bir sorun olduğunu gösteriyor.

Yayalar hedefte: Kazaların yüzde 15'i yaya çarpması

Trafikteki en savunmasız gruplardan bir diğeri olan yayalar da kaza bilançosunda endişe verici bir paya sahip. Rapora göre, yaralanmalı kazaların %15'i yaya kazası olarak gerçekleşmiş. Bu, neredeyse her 6-7 kazadan birinde bir yayanın yaralandığı anlamına geliyor. Özellikle şehir içlerinde, yaya geçitlerinde, okul önlerinde ve durak çevrelerinde yaşanan bu kazalar, sürücülerin dikkat dağınıklığının ve yaya önceliğine saygı göstermemesinin acı bir sonucu.

Geçtiğimiz hafta açıklanan denetim raporunda, seyir halinde cep telefonu kullanma ihlalinin ne kadar yaygın olduğu görülmüştü. İşte bu dikkat dağınıklığı, çoğu zaman bir yayanın fark edilmemesine ve trajik kazaların yaşanmasına neden oluyor. Bu %15'lik oran, sadece sürücülerin değil, aynı zamanda yayaların da karşıdan karşıya geçerken daha dikkatli olmaları gerektiğini hatırlatıyor. Ancak asıl sorumluluk, tonlarca ağırlıktaki bir metal yığınını kontrol eden sürücülerin omuzlarında.

'Gündüz tehlikesi' şaşırtıyor

Raporun ilginç bulgularından biri de kazaların zaman dilimine göre dağılımı oldu. Genel kanının aksine, kazaların büyük bir çoğunluğu gece saatlerinde değil, gündüz saatlerinde yaşanıyor. Verilere göre, yaralanmalı kazaların %63'ü gündüz, %37'si ise gece meydana geliyor. Bu durum, tehlikenin sadece karanlık ve görüş mesafesinin az olduğu saatlerle sınırlı olmadığını, asıl riskin trafiğin en yoğun olduğu gündüz saatlerinde ortaya çıktığını gösteriyor.

Gündüz kazalarının daha fazla olmasının ardında birkaç neden yatıyor olabilir. Trafik yoğunluğunun artması, sürücülerin daha stresli ve sabırsız olmasına yol açabilir. Ayrıca, "gündüz gözüyle bir şey olmaz" şeklindeki aşırı güven ve rehavet, sürücülerin daha fazla risk almasına neden olabilir. Güneşin yansıma yaparak görüşü engellemesi gibi faktörler de gündüz kazalarını tetikleyebilir. Bu veri, trafik güvenliği için günün her saatinin dikkat ve konsantrasyon gerektirdiğini net bir şekilde ortaya koyuyor.

İzmir'de bir haftalık trafik bilançosu: 25 bin sürücüye ceza yağdı, hız ihlali zirvede!
İzmir'de bir haftalık trafik bilançosu: 25 bin sürücüye ceza yağdı, hız ihlali zirvede!
İçeriği Görüntüle

Sonuç: Kurallar hayat kurtarır

İzmir Emniyet Müdürlüğü'nün art arda yayımladığı bu iki rapor, kural ihlalleri ile trajik kazalar arasındaki doğrudan ve kopmaz bağı gözler önüne seriyor. Hız limitini aşmak, kırmızı ışıkta geçmek, emniyet kemeri takmamak veya direksiyon başında telefonla konuşmak gibi "küçük" görünen ihmaller, günün sonunda yaralanmalarla, sakatlıklarla ve hatta ölümlerle sonuçlanıyor.

Bu veriler ışığında, İzmir'de trafik güvenliğini sağlamak için hem denetimlerin kararlılıkla sürdürülmesi hem de sürücü, yaya ve motosikletlileri kapsayan kapsamlı eğitim ve farkındalık kampanyalarının düzenlenmesi gerektiği açıkça görülüyor. Unutulmamalıdır ki, trafikteki her bir kural, yaşanmış acı tecrübelerden sonra, hayatları korumak için konulmuştur. Bu kurallara uymak, sadece bir ceza korkusuyla değil, bir yaşam sorumluluğu bilinciyle gerçekleştirilmelidir.

Kaynak: HABER MERKEZİ