Hala Anayasa'yla uğraşıyorlar. “Türkiye'ye özgü Başkanlık” peşindeler.
Aslında fiilen bu sistemi kurdular. Muhalefet yok. Parlamento yok. Anayasa Mahkemesi denetimi yok. Dolayısıyla yargı yok. İstedikleri yasayı çıkartıyorlar. Gözlerini, kulaklarını Kaçaksaray'a çevirmişler, verilen talimatları Kanun Hükmünde Kararname altında yayınlıyorlar.
Muhalefet, kararname yayınlandıktan sonra konudan haberdar oluyor. Meclis'Ten geçmediği için Anayasa Mahkemesi denetimi de yok. Çift katlı kaymaklı ekmek kadayıfı. Bundan ala başkanlık sistemi mi olur?
Ne diyor Adalet Bakanı ;
“Bazı durumlarda OHAL, Anayasa'ya aykırı da olsa hüküm kurabilir.”
Yani Anayasa'da yer alan, ancak uygulamalarla Anayasa'ya aykırı olduğu açıkça ortaya çıkan OHAL'in Anayasa yerine geçtiğini itiraf ediyor. Şu anda fiilen yürütülmekte olan sisteme meşruiyet kazandırmaya çalışıyor.
Şimdi muhalefetin ağzına bir parmak bal çalmaya çalışıyorlar. KHK'lar için Meclis'Te bir komisyon kurmayı önerdiler. 5 Kişilik komisyonda grubu bulunan partilerden birer üye ve bir bakanın bulunmasını öngörüyorlar. CHP'li Özgür Özel, “Komisyonun kurulacağını eniştemden öğrendim” diyor.
Bu keyfi uygulamalar Batı'nın yakın takibinde. Avrupa Konseyi insan Hakları Komiseri Nils Muoznieks, hazırladığı bir raporda, KHK'lerle hukukun üstünlüğü ve insan hakları temel ilkelerinden uzaklaşıldığını savunuyor.
OHAL'e son verilmesi ve olağan sürece dönülmesi istenen raporda, Tayyip Erdoğan'ın milat olarak kabul ettiği 17-25 Aralık'In aksine, miladın Temmuz ayı olduğu vurgulanıyor.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri'nin raporunda, idari ve yürütmeden sorumlu yetkililer için sınırsız takdir yetkisi verildiği, hukukun üstünlüğü olmadan insan haklarının korunmasının da imkansız olduğu kaydediliyor.
Raporda, Türkiye'nin önemli bir mücadele içinde olduğu vurgulanırken şu çarpıcı görüşlere yer veriliyor;
“Türkiye'nin bu mücadeleyi insan hakları ve hukukun temel ilkelerine ve 'masumiyet karinesi', suçun ve cezanın şahsiliği, kanunsuz ceza olmaması, yasaların geriye yürümemesi, yasal kesinlik, savunma hakkı ve kuvvetler eşitliği prensiplerine uyarak vermesi gerekir.”
Avrupa Konseyi'ndeki rapor özetle böyle. Raporun bu hafta yapılacak Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclis'i toplantısında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavusoglu'nun önüne geleceği ve Bakanı hayli terleteceğini söylemek kehanet olmaz.