Türkiye'de kadınların sadece yüzde 34'ü istihdama katılıyor. Daha güçlü bir Türkiye için bu oranın ivedilikle artması gerekiyor.
Yapılan bir araştırmaya göre; gençler 35 yaş üzeri nesle göre kadınların iş gücüne ve liderliğine daha çok inanıyor. Erkeklerin yüzde 56’sı, kadınların ise yüzde 45’i 5 yıl içinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin daha da artacağını düşünüyor. Toplumumuzun yüzde 75’i kadın ve erkeğin hayatın her alanda eşit olması gerektiğini savunuyor. Ancak kadınların yüzde 58’i toplumda erkeklerle eşit muamele görmediğine inanıyor. Erkeklerin ise yüzde 41’i kadın ve erkeğe eşit davranıldığını düşünüyor. Toplumumuzun yüzde 42’si kadınların eşlerinden izin almadan çalışmamaları gerektiğini söylüyor. Üstelik bunu söyleyenlerin yüzde 55’i erkek. Kadınların yüzde 72’si çalışmak için eşlerinden onay almaya gerek olmadığını söylüyor. Erkek iyi kazanıyorsa kadının çalışmasına gerek olmadığını söyleyen erkeklerin oranı yüzde 43. Buna katılmayan kadınların oranı ise yüzde 79. Kadın iyi kazanıyorsa erkeğin çalışmasına gerek olmadığını düşünen erkeklerin oranı ise yüzde 11.
***
Son 30 yıl içinde iş dünyasının yaşadığı en büyük devrim, kadınların yoğun bir biçimde iş yaşamına girmesidir. Endüstri toplumunun çalışan profilini erkekler oluştururken; günümüzün bilgi toplumunda kadınlar ön plana çıkıyor. İş hayatında ağırlığın endüstriyel üretimden bilgi ve hizmet sektörlerine kayması pek çok işin tanımını, tarzını, organizasyonların yapısını ve işleyişini değiştiriyor. Bilişim, iletişim, finans, sağlık ve eğitim sektörlerinin öne çıkmasıyla iş tanımlarında bilgiye ve insan ilişkilerine dayalı yetkinlikler ağırlık kazanıyor. Eğitimleri ve uygun yetkinlikleri nedeniyle bilgi çağında ortaya çıkan yeni mesleklerin çoğunda kadınlar öne geçmeye başladı.
***
Kadının özellikle iyi bir eğitimi, donanımı, kişisel çabası ve hırsı varsa başarı şansı daha yüksek oluyor. İş hayatında oyunu kurallarına göre oynayan, özgüveni yüksek kadınlar bugün çok önemli noktalarda bulunuyor. Ancak, kadınların iş hayatına girerken ve özellikle yönetim basamaklarında yükselirken bazı sorunlarla karşılaştıklarını da görmek gerekir. Günümüzün anlayışı, kadınlara üst yönetimin yolunu açsa da kadınların önünde hala çeşitli engeller bulunmakta. Kadınların, yönetici konumuna ulaşabilmek için verdiği mücadele ve kendini ispatlama zorunluluğu erkek meslektaşlarına nazaran daha yoğun. Kariyerinde hangi noktada olursa olsun, bir kadının-annenin özellikle de çocukla ilgili sorumluluklarını ikinci plana atabilmesi neredeyse imkansız. Dolayısıyla yarışın pek de adil olduğu söylenemez.
***
İş dünyasında kadın nüfusunun hızla artmasına rağmen, üst yönetim pozisyonlarında kadın çalışan oranının oldukça az olduğu görülüyor. Kadınların üst düzey yönetici pozisyonlarına gelmelerinde karşılaştıkları engeller, cinsiyet ayrımcılığı konusunda en sık karşılaşılan örnekler arasında yer alıyor. Yönetim literatüründe “cam tavan” olarak adlandırılan görünmeyen bariyerler, toplumdaki “cinsiyet” temelli düşünce kalıpları kadınların yönetim kademelerine gelmelerinin önündeki en büyük engeller olarak sıralanıyor. İvedilikle zihinlerdeki cam tavanları yıkmak gerekiyor.
Kadının iş yaşamındaki konumuna dikkat çekmek ve yukarıda söz ettiğim cam tavan sendromunu aşmak için çözüm yolları arayan Ege Genç İş İnsanları Derneği 25 Nisan'da çok önemli bir etkinliğe imza atacak. EGİAD, 'İş’te Kadın İşte Kadın Zirvesi' ile şirketlerin yönetim katında yer alan kadınların ‘kilidi nasıl kırdığı’ sorusuna yanıt arayacak.
***
Geçtiğimiz haftaki yazımda İzmir Ticaret Odası'nın kurumsal iletişim departmanının basın ile iletişimsizliğinden söz etmiş ve son bir yıl içinde birimde yaşanan değişimleri anlatmıştım. Eleştirdiğim konular kurum tarafından da hissedilmiş olacak ki, hafta içinde güzel bir gelişme oldu. İzmir basınının deneyimli ismi Nihal Aşkın, İZTO Basın ve Medya İletişim Uzmanı olarak göreve başladı. Meslektaşıma yeni görevinde başarılar diliyorum.