Zeytinliklerin talanı için hazırlanan “torba yasa” yeniden Meclis’te. AKP’nin 13 Haziran’da sunduğu teklifle, Muğla’daki belirli koordinatlar üzerinden özel şirketlere alan açılıyor. ÇED sürecini baypas eden, zeytinlikleri ‘taşınabilir’ ilan eden düzenleme, köylülerin elinden tüm yasal haklarını alıyor.
Kamuoyuna “madencilik düzenlemesi” olarak sunulan teklif, gerçekte adrese teslim maddelerle dolu. Muğla Milas ve Yatağan’da zeytinlik alanların madene açılması öngörülüyor. Bölgedeki Kemerköy, Yeniköy ve Yatağan termik santrallerinin çevresi hedef alınırken, teklifin altında bu santrallere kömür sağlayan şirketlerin bağlantılı isimlerinin imzası bulunuyor.
ÇED ve izin mekanizmalarını tamamen dönüştürecek düzenlemeyle, madenler için gerekli izinlerin “kamu yararı” gerekçesiyle Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın başkanlık edeceği özel bir kurul tarafından verilmesi planlanıyor. Ayrıca, enerji şirketlerinin yapı ruhsatı almadan üretime devam edebilmesinin önü açılıyor. 22 maddelik düzenlemede 115 AKP'li vekilin imzası var. Teklifte imzası bulunan vekiller arasında Soma'da maden işleten Fernas Madencilik’in sahibi AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu da var.
Akbelenliler yasaya karşı Ankara’da
Zeytinliklerin yok edilmesine karşı daha önce de büyük bir direnişe imza atan Akbelen ve İkizköy köylüleri, yeni düzenlemeye tepki göstererek yeniden Ankara’ya gitme kararı aldı. İkizköy Mahalle Muhtarı Nejla Işık, yaşananları şöyle anlattı:
“Yasal haklarımızı gasp eden bir torba yasa bu. Kesinlikle köylüler olarak kabul etmiyoruz. Aynı girişim 2022 yılında da yapılmak istenmişti. O zaman da köylülerle birlikte hep birlikte ayağa kalktık. Ankara'ya gittik, Meclis'teki komisyon görüşmesine katıldık ve yükselen tepkilerle bu düzenlemenin geri çekilmesini sağladık. Şimdi ise yaşam alanlarımız tehdit altında. Sadece zeytinlikler değil, tarım arazilerimiz, köyümüz, toprağımız, mülklerimiz, evlerimiz – her şeyimiz gasp edilmeye hazırlanıyor.
Bu yasa, açıkça Kemerköy, Limak ve İçtaş şirketlerine özel olarak hazırlanmış gibi. Koordinatlar bile belirlenmiş durumda. Kesinlikle kabul etmiyoruz. Biz tekrar Ankara yoluna düşüyoruz. Meclis’e, köylülerimizle birlikte gidiyoruz. Bu yasa tasarısıyla ilgili olarak komisyon görüşmesine katılacağız. Bu yasayı kesinlikle kabul etmiyoruz ve geri çekilmesini talep edeceğiz.
Deniyor ki, zeytinlikler taşınabilir. Böyle bir şey kesinlikle mümkün değil. Biz bunu Işıkdere’de de bizzat yaşadık. Şirket, köylülerin bilgisizliğinden faydalanarak 20 binden fazla zeytin ağacını kestirdi. 2017 yılında istimlak edilen o arazilerde, bazı köylüler kendi tarlasındaki zeytin ağaçlarını söküp taşımaya çalıştı. Aradan 8 yıl geçti, ağaçlar hala büyümedi. Bir karış bile uzamadı. Zeytin ağacı kolay yetişmez. En az 30 yıla ihtiyaç duyar. Tam yetiştirmişsin, sonra gelip 'taşıyalım' diyorlar. Olmaz. Yerinden kalkan taş yosun tutmaz. Aynı şey zeytin ağacı için de geçerli.
Şimdi diyorlar ki kamu yararı var. Peki, bu teklifi sunan vekiller gerçekten halkın vekili mi? İçlerinden biri bile hayatında bir zeytin ağacı yetiştirmiş midir? Bu kadar kolay nasıl gözden çıkarabiliyorlar köylünün emeğini, alın terini? Biz bu soruları sormaya devam edeceğiz."
Zeytin değil, kömür yesinler
İkizköy köylülerinden Aytaç Yakar 'havamıza suyumuza dokunmasınlar' diyerek şunları söyledi:
"Bizim zeytinlerimizden ellerini, ayaklarını çeksinler. Biz bugüne kadar sabrettik. Yine durdurmak istiyoruz. Biz vatanımızı, toprağımızı, zeytinimizi asla ve asla vermek istemiyoruz, düşsünler yakamızdan. Bizim zeytinimizle oynamasınlar. Biz zeytin varsa doyuyoruz. Sabah kalktığımızda sofraya koyduğumuz ne? Zeytin. Zeytinyağında yumurtamızı pişiriyoruz. Yemeğimizi pişirip yiyoruz. Bu yasa derhal geri çekilsin. Şirketler ne karışıyor bize? Kömür, kömür, kömür deyip başka bir şey etmediler! Kalksınlar sabah, kendileri gitsin kömür kuyusuna, kömür yesinler o zaman. Zeytin yemesinler!”
Şirketlere ayrıcalıklı yasa çıkarılması doğru değil
TMMOB Maden Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ayhan Yüksel
“Biz, özel kişi ya da kuruluşlar için özel düzenlemeler yapılmasını doğru bulmuyoruz. Bu, Anayasa’nın eşitlik ilkesine de aykırıdır. Eğer bir düzenleme yapılacaksa, bu genel bir planlama ve politika çerçevesinde olmalıdır. ‘Özel’ dediğimiz bu kişi ve kuruluşlara yönelik ayrıcalıklı yasaların çıkarılması doğru değil. Asıl dikkat çekmek istediğimiz konu ise stratejik ve nadir toprak elementleridir. Yasada bu elementlerin ‘ilgili bakanlıklar tarafından belirleneceği’ belirtiliyor ama biz bu elementlerin — uğruna savaşlar çıkmış, antlaşmalar yaptırılmış elementlerin kamu adına işletilmesi, titizlikle korunması, denetlenmesi ve güvence altına alınması gerektiğini düşünüyoruz. Asıl önemli bulduğumuz nokta burası.
Toprağın altında maden varsa, biz buna şöyle yaklaşıyoruz orman da bizim, zeytin de bizim, mera da bizim, maden de bizim. Anayasamıza göre bu kaynakların hepsi halkın malıdır. Bu kaynakların birlikte bulunduğu yerlerde ülkenin kalkınması ve toplumsal refahın artırılması amaçlanıyorsa, bilimsel ve teknik bir planlama ile hepsi birlikte yönetilebilir. Yeter ki hedef ve amaç net olsun. Yani bazen de yerin altındaki maden, üstteki değerler için feda edilir. Önemli olan, burada hangi hedefe hizmet edildiğidir. Ülkenin kalkınması ve halkın refahının artırılması.”
Akbelen ruhuyla mücadeleye
Zeytinliklerin talan edilmesine imkan verecek yasa tasarısıyla ilgili konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, şunları söyledi:
"Çevreciler yorulmadı. Biz yorulmadık. Ama anlaşılıyor ki zeytinin ve doğanın düşmanları da yorulmamış. Eğer madde geçerse zeytin alanları madencilik faaliyetlerine açılacak. Zaten başta Karadeniz kıyıları olmak üzere Türkiye'nin herhangi bir yerinde uçaktan, helikopterden baktığınızda nasıl bir vahşi madencilik, Ordu Giresun başta olmak üzere birçok şehirde alanın yüzde 70-80'inin maden aramasına açılmış olması, yeşil güzelim dağlarımızın her birisinin delik deşik olması, her birimizin içini yaralıyor. Şimdi bir kez daha zeytinliklerde maden aramak istiyorlar. Akbelen'deki direnişin ruhuyla tüm Türkiye'deki hangi görüşten olursa olsun doğayı sevenleri, ağacı sevenleri ve zeytini sevenleri omuz omuza mücadele etmeye davet ediyorum"
Peki madde nelere yol açacak?
Zeytinliklerin katledilerek ranta açılmasını öngören teklife tepki yağdı.
*Kamu yararı gerekçesiyle zeytin ağaçlarını taşınabilecek ya da kesilecek.
*Korunan Milli parklar, SİT alanları ve sulak alanlarda maden aramak mümkün olacak.
*İzin bekleme süresi kalkıyor. 3 ay içinde cevap gelmezse izin verilmiş sayılacak.
*Kaçak santrallere af geliyor. Ruhsatsız santrallere sonradan belge verilerek ceza silinecek.
*Orman ve meralar bedelsiz olacak. Maden ve enerji projeleri için devlet ormanları ve meralara ücretsiz erişim sağlanacak.