Türkiye'nin ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 31 Mart yerel seçimlerinde elde ettiği tarihi başarının gölgesinde, parti içi dengeleri sarsabilecek önemli bir yargı süreciyle yüzleşiyor. CHP'nin 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde gerçekleştirdiği ve Özgür Özel'in genel başkan seçildiği 38. Olağan Kurultayı'nın iptali için açılan dava, yarın (30 Haziran) görülecek. Bu dava, sadece bir hukuki süreç olmanın ötesinde, partinin geleceğine ve liderlik yapısına dair önemli sonuçlar doğurma potansiyeli taşıyor.
Dava süreci, eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı delegelerin, kurultayda usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla hukuk mahkemelerinde dava açmasıyla başlamıştı. İptal talepleri, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde birleştirilmiş ve yarınki duruşma, davanın esastan görüşüleceği kritik bir aşama olarak görülüyor. Bu dava, CHP'nin iç dinamiklerini ve siyasi geleceğini yakından ilgilendiriyor.
Başsavcılık itirazı ve ağır ceza mahkemesi süreci
Davanın hukuki karmaşıklığını artıran bir diğer gelişme ise, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın sürece dahil olması oldu. CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'na ilişkin hazırlanan ve Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame, "görevsizlik" kararıyla Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti. Ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu karara usul ve esas yönünden itiraz ederek, davanın Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülmesi gerektiğini savundu. Bu durum, davanın hangi mahkemede ve hangi suçlamalarla devam edeceği konusundaki belirsizliği artırdı.
İddianamede, aralarında CHP'nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da bulunduğu 12 isme, Siyasi Partiler Kanunu'nun 112. maddesinde yer alan "oylamaya hile karıştırma" suçundan 3'er yıla kadar hapis cezası verilmesi isteniyor. Bu ciddi suçlama, davanın siyasi boyutunu daha da derinleştiriyor.
Özgür Özel'den net mesaj: 'Maksat partiyi tartıştırmak'
Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) Kongresi için Berlin'de bulunan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yarın görülecek olan kurultay davası hakkında ANKA'ya önemli açıklamalarda bulundu. Özgür Özel, davanın hukuki temelden yoksun olduğunu ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararlarının kesin olduğunu vurguladı.
"Şimdi açıkça yazıyor; ‘Yüksek Seçim Kurulu kararları kesindir’ diyor. Anayasa Mahkemesi’ne bile götüremiyorsun YSK kararlarını. Burada Sayın Recep Öz’in söylediği de ne yazıyorsa onu okumuş ve doğrusu da bu. Şunu biliyorlar: Yarın bir asliye hukuk mahkemesi, bir kurultayı iptal etmeye kalkarsa bu ülkede hiçbir siyasi partinin, hiçbir derneğin, hiçbir meslek örgütünün yaptığı seçimin sonucu kesinleşemez" diyen Özel, davanın hukuki mantığının olmadığını savundu.
Davanın asıl amacının, CHP'yi kamuoyunda tartıştırmak ve parti içinde bir kaos ortamı yaratmak olduğunu belirten Özgür Özel, "İlk günden beri söyledim, bu davanın ret olacağını. Bir olumsuz sonuç çıkarmayacağına eminim zaten. Maksat sonuç almakta değil. Maksat süreçte partiyi tartıştırmak. Üzüldüğüm nokta; bu oyuna gelip partiyi tartışanlar var, partiyi tarttıranlar var. Bu yüzden diyorum ki bu sonuç odaklı değil, süreç odaklıdır. Oyuna gelmeyelim, önümüze bakalım" ifadelerini kullandı.
Bu sözler, Özgür Özel'in, davanın arkasında siyasi bir mühendislik çabası olduğunu düşündüğünü ve parti içindeki bazı isimlerin de bu oyuna alet olduğunu ima ettiğini gösteriyor.
'CHP iktidara yürüyor, birlik olalım'
Özgür Özel, konuşmasının devamında, partililere birlik ve beraberlik çağrısında bulundu. "CHP iktidara yürüyor. Birlik, beraberlik içinde iktidara yürümeye devam edelim. Bizim ötekimiz yok, bizim eskimiz yok. Bizim kenarda bıraktığımız, geride bıraktığımız kimse yok. Bugüne kadar saygıda kimseye kusur etmedik, bundan sonra da etmeyiz. Herkesin hep birlikte doğruları yapma zamanıdır" diyerek, parti içindeki tüm kesimleri kucaklayan bir yaklaşım sergiledi.