İstanbul’un Esenyurt ilçesinde yaşanan olay, görenleri hem şaşırttı hem de öfkelendirdi. Balıkyolu Caddesi üzerinde bulunan bir dürümcüye teslimat için gelen kurye, işyeri sahibinin sırtı dönükken, tezgâh üzerinde duran sadaka kutusunu çaldı. Hırsızlık anı ise işyerinin güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.
İddialara göre olay, 24 Temmuz akşamı yaşandı. Sipariş teslimi için dükkâna gelen kurye, içeri girer girmez tezgâh üzerindeki şeffaf sadaka kutusunu fark etti. O sırada işletme sahibi müşterinin siparişiyle meşguldü ve kuryeye sırtı dönüktü. Bunu fırsat bilen şahıs, bir yandan telefonla konuşuyor gibi yaparken diğer yandan sadaka kutusunu el çabukluğuyla alarak cebine attı ya da doğrudan çantasına koydu. Ardından hiçbir şey olmamış gibi işyerinden ayrıldı.
Dükkân sahibi, olaydan kısa bir süre sonra kutunun yerinde olmadığını fark etti. Güvenlik kameralarını incelediğinde ise şoke edici gerçekle yüzleşti: Kutuyu çalan kişi, teslimat için gelen kurye idi.
Küçük bağış kutusuna göz dikti
Söz konusu sadaka kutusunun, müşterilerin küçük meblağlarla katkıda bulunduğu ve zaman zaman ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldığı belirtildi. İçinde çok büyük bir miktar para olmadığı düşünülse de, işyeri sahibi olayın manevî yönünün daha incitici olduğunu söyledi.
“İnsan sadaka kutusuna el uzatır mı? Üç-beş kuruşluk parayı alıp götürmekle ne kazandığını sanıyor?” diyen işletme sahibi, güvenlik görüntülerini delil olarak jandarmaya teslim etti.
Görüntülerde, kuryenin gayet soğukkanlı bir şekilde davranması, üstelik bir yandan telefonla konuşuyor gibi yapması dikkat çekti. Emniyet yetkilileri, kamera görüntülerinden şahsın kimliğinin tespit edildiğini ve yakalanması için çalışmaların sürdüğünü belirtti.
Esenyurt gibi nüfus yoğunluğu yüksek ilçelerde bu tarz olayların son zamanlarda artış gösterdiğine dikkat çeken yerel esnaf, özellikle kurye kimliğiyle gelen kişilerin daha dikkatli izlenmesi gerektiğini vurguluyor.
Kurye hizmetlerinin yaygınlaştığı ve günlük hayatın ayrılmaz bir parçası haline geldiği günümüzde, bu mesleği kötüye kullanan kişilerin artması hem güvenlik kaygılarını hem de toplumsal hassasiyetleri yeniden gündeme getiriyor. Sadaka kutusu gibi yardım amaçlı kasıtlarla konulan alanlara bile el uzatılması, “nerede duracağız?” sorusunu bir kez daha düşündürüyor.
