Basketbol Süper Ligi'nin köklü çınarı Karşıyaka, bir yandan tarihinin en büyük mali krizlerinden biriyle boğuşurken, diğer yandan da yeni sezona iddialı bir kadroyla girmek için transfer çalışmalarını sürdürüyor. Yeşil-kırmızılı kulübün, bu zorlu süreçteki en yeni hamlesi, Türkiye liglerini adeta evi gibi bilen 32 yaşındaki tecrübeli Amerikalı oyun kurucu Ricky Tarrant oldu. Daha önce 2018 yılından bu yana Artvin Belediyespor, Ankara DSİ, TED Ankara Kolejliler, Manisa Basket ve son olarak Yalovaspor formaları giyerek ülkedeki basketbol iklimine ve rekabet düzeyine son derece hakim olan Tarrant ile imza aşamasına gelindiği öğrenildi.
Bu transfer, eğer gerçekleşirse, Kaf-Kaf'ın bu sezonki beşinci yabancı takviyesi olacak. Daha önce Chris Chioza, Mike Moore, Justin Alston ve Charles Manning gibi önemli isimleri kadrosuna katarak, mali zorluklara rağmen pes etmeyeceğinin sinyallerini veren Karşıyaka, Tarrant'ın da katılımıyla oyun kurucu pozisyonundaki tecrübe eksikliğini gidermeyi ve skor gücünü artırmayı hedefliyor. Tarrant'ın Türkiye liglerindeki istikrarlı performansı ve skorer kimliği, onu bu zorlu dönemde takımın liderliğini üstlenebilecek kilit bir oyuncu adayı haline getiriyor.
26 yıllık efsane bitti, kalplerde sızı kaldı: 'Keşke yeniden Pınar Karşıyaka olabilsek'
Yeşil-kırmızılı cephede, bir yandan yeni transferlerin heyecanı yaşanırken, diğer yandan da kulübün geleceğini ipotek altına alan büyük bir mali krizin sancıları devam ediyor. Bu krizin temelinde ise, tam 26 yıl boyunca kulübün sadece bir sponsoru değil, adeta bir parçası, bir kimliği haline gelen Yaşar Ailesi'nin ve Pınar'ın, geçen yıl ana sponsorluktan çekilmesi yatıyor. Bu ayrılığın ardından büyük bir ekonomik darboğaza giren kulüp, geçen sezonu Cenk Karace ve Nazım Torbaoğlu gibi camianın önde gelen isimlerinin kişisel mali destekleri ve Danışma Kurulu'nun çabalarıyla ligde tutunarak atlatabilmişti.
Kulübün Genel Menajeri Nihat Mala, İstanbul'daki fikstür çekimi sonrası yaptığı samimi açıklamalarla, bu "Pınar sızısının" hala ne kadar taze olduğunu gözler önüne serdi. "Keşke yeniden Pınar Karşıyaka olarak yolumuza devam edebilsek" diyen Mala, bu sözleriyle sadece bir temenniyi değil, aynı zamanda 26 yıllık bir efsaneye duyulan özlemi ve o dönemin getirdiği finansal güvenceye olan ihtiyacı da dile getirdi. Bir lojistik firmasıyla yan sponsorluk anlaşması yaparak bir nebze nefes aldıklarını belirten Mala, asıl sorunun hala çözülemediğini vurguladı: "Bizim bir ana sponsora ihtiyacımız var. Bunun için görüşmelerimiz sürüyor. Umuyorum ki bize isim sponsoru olmak isteyen birileri çıkar ve destek verir." Bu çağrı, kulübün geleceğinin, kapısını çalacak ve ismini Karşıyaka gibi dev bir markanın yanına koyacak yeni bir ana sponsora ne kadar bağlı olduğunun en net ifadesiydi.
'Şampiyon olacağız' demiyoruz: popülizmden gerçekçiliğe acı bir dönüş
Nihat Mala'nın açıklamaları, sadece kulübün mali durumuna dair bir feryat değil, aynı zamanda Karşıyaka'nın yeni sezondaki sportif felsefesine dair de önemli ipuçları içeriyordu. Geçmiş yıllardaki "şampiyonluk" ve "kupa" hedeflerinin bu sezon rafa kaldırıldığını belirten Mala, popülist söylemlerden uzak, ayakları yere basan bir gerçekçilikle hareket edeceklerini söyledi. Bu felsefe değişikliğinin nedenini ise, geçmişte yapılan hatalara bağladı:
"Popülist söylemlerle, 'Şampiyon olacağız, kupaları alacağız' demiyoruz. Son 3 sezondur Avrupa kupalarında şampiyonluk hedefiyle kurulan bir takım vardı ama ikisinde gruptan çıkılamadı. Bu da ciddi maliyetler getirdi."
Bu sözler, Avrupa'da başarı hayaliyle kurulan yüksek bütçeli kadroların, hedeflenen sportif başarı gelmediğinde kulübü nasıl bir mali felakete sürüklediğinin açık bir özeleştirisiydi. Mala, bu acı tecrübeden ders çıkardıklarını ve artık önceliklerinin, pahalı kadrolarla hayal satmak değil, kulübün ekonomik yapısını düzlüğe çıkarmak ve sürdürülebilir bir model oluşturmak olduğunu ifade etti. Bu yeni dönemde Karşıyaka için en büyük şampiyonluk, kupaları kaldırmak değil, kulübü mali olarak ayakta tutarak o şanlı armayı yaşatmak olacak. Bu gerçekçi yaklaşım, taraftarlardan da bu zorlu süreçte sabır ve destek beklediklerinin bir göstergesi.
Sadece sponsor değil, teknik heyette de yaprak dökümü
Karşıyaka'da yaşanan büyük değişim, sadece sponsorluk ve sportif hedeflerle sınırlı kalmadı. Kulübün mali olarak yeniden yapılanma süreci, teknik kadroda da önemli bir "yaprak dökümünü" beraberinde getirdi. Yeşil-kırmızılı kulüpte yıllardır görev yapan ve camianın bir parçası haline gelmiş üç önemli isimle yolların ayrıldığı açıklandı.
Daha önce Ufuk Sarıca'nın yardımcılığını yapan ve geçen sezon bir dönem başantrenörlük görevini de üstlenen Sinan Aksoylar, tecrübeli antrenör Okan Kılıç ve takımın fiziksel direncinden sorumlu olan atletik performans antrenörü Tolga Altun ile vedalaşıldı. Bu ayrılıklar, kulübün sadece ekonomik olarak değil, aynı zamanda teknik ve idari olarak da yeni bir sayfa açtığını ve daha yalın, daha ekonomik bir yapıyla yola devam etme kararlılığını gösteriyor.
Bu zorlu süreçte kulübün en büyük umudu ise, yine o vefalı taraftarı olacak. Kulüp yönetimi, yeni sezon öncesi satışa çıkacak olan kombine biletler ve kort kenarı VIP kartların bedellerini de belirledi. Fiyatların 7 bin TL ile 220 bin TL arasında değişeceği bu biletler, sadece bir maç izleme hakkı değil, aynı zamanda bu zorlu dönemde kulübe verilecek en büyük desteği ifade ediyor. Nihat Mala'nın da dediği gibi, Karşıyaka'nın Türk basketbolu için bir kayıp olmaması adına, şimdi tüm camianın tek yürek olup, bu "ayakta kalma" mücadelesine omuz vermesi gerekiyor.