Futbol, bazen akıl almaz tesadüfleri, açıklanması güç kader ortaklıklarını ve tekinsiz desenleri içinde barındırır. Bu hafta Avrupa futbolunda yaşananlar, tam da böyle bir senaryoyu, adeta bir Hollywood filmini andıran bir dramayı gözler önüne serdi. İngiliz devi Manchester United'ın, efsanevi menajeri Sir Alex Ferguson'dan sonra bir türlü istikrarı yakalayamadığı sancılı dönemin üç önemli aktörü, farklı ülkelerde, farklı takımların başında olmalarına rağmen aynı kara kaderi paylaştı. Portekizli kurt Jose Mourinho, Norveçli 'Bebek Yüzlü Katil' Ole Gunnar Solskjaer ve Hollandalı disiplin abidesi Erik ten Hag... Bu üç isim, bir zamanlar dünyanın en büyük kulüplerinden birini yönetmenin ağırlığını omuzlamış, beklentileri karşılayamadıkları için Old Trafford'dan birer birer gönderilmişlerdi. Ancak kader, onları yıllar sonra, bambaşka coğrafyalarda, 2025 yılının Ağustos ayının son haftasında yeniden aynı başlık altında birleştirdi. Üçü de, sadece birkaç gün arayla takımlarından kovuldu. Bu inanılmaz tesadüf, futbol kamuoyunda "Kırmızı Şeytanlar'ın Laneti" veya "Old Trafford'un Döner Kapısından Geçenlerin Ortak Kaderi" gibi yorumlara neden olurken, bu üç teknik adamın kariyerlerindeki bu eş zamanlı düşüş, futbolun ne kadar acımasız ve ne kadar öngörülemez bir oyun olduğunun altını bir kez daha çizdi.
Domino etkisi: ilk taş Beşiktaş'tan devrildi
Bu dramatik üçlemenin fitilini ateşleyen ilk olay, İstanbul'da yaşandı. Sezon başında büyük umutlarla Beşiktaş'ın başına getirilen Norveçli teknik direktör Ole Gunnar Solskjaer için tehlike çanları bir süredir çalıyordu. Ancak bardağı taşıran son damla, UEFA Konferans Ligi Play-off turunda geldi. Siyah-beyazlı ekip, kağıt üzerinde çok daha zayıf bir rakip olan İsviçre'nin Lausanne-Sport takımına karşı aldığı şok edici mağlubiyetle Avrupa defterini daha sezonun başında kapattı. 28 Ağustos Perşembe gecesi oynanan maçın ardından sabrı taşan Beşiktaş yönetimi, acil bir toplantının ardından Solskjaer ile yolların ayrıldığını duyurdu. Norveçli hocanın, taktiksel yetersizliği, oyuncu tercihleri ve takımın bir türlü istenen kimliği kazanamaması, eleştiri oklarının hedefi olmasına neden olmuştu. Manchester United'daki görev süresinin son dönemlerinde de benzer eleştirilerle ayrılan Solskjaer, Beşiktaş'ta da beklenen çıkışı yakalayamayarak, "lanetli üçleme"nin kovulan ilk halkası oldu. Bu ayrılık, Manchester'daki günlerinden kalma "büyük maçları kazanamama" ve "istikrarsızlık" eleştirilerinin yeniden alevlenmesine neden oldu.
Kadıköy'de 'Special One' devri çabuk bitti
Domino taşlarının ikincisi, Boğaz'ın karşı yakasında, Kadıköy'de devrildi. Futbol tarihinin en karizmatik ve en başarılı figürlerinden biri olan "Special One" lakaplı Jose Mourinho, sezon başında Fenerbahçe'nin başına geçtiğinde yer yerinden oynamıştı. Ancak Portekizli efsanenin sarı-lacivertli macerası, beklenenden çok daha kısa ve sancılı oldu. Mourinho yönetimindeki Fenerbahçe için en kritik viraj, Şampiyonlar Ligi ön eleme turuydu. Portekiz'in güçlü ekibi Benfica ile eşleşen Kanarya, Devler Ligi hayallerine veda edince, fatura doğrudan Mourinho'ya kesildi. 29 Ağustos'ta Fenerbahçe yönetimi, yüksek maliyetine rağmen takıma beklenen Avrupa başarısını getiremeyen Portekizli teknik direktör ile yollarını ayırma kararı aldı. Mourinho'nun savunma ağırlıklı oyun felsefesi, bazı yıldız oyuncularla yaşadığı iddia edilen anlaşmazlıklar ve en önemlisi Avrupa'daki erken hüsran, kredisinin hızla tükenmesine yol açtı. Tıpkı Manchester United'da olduğu gibi, gittiği takımlarda yarattığı kutuplaşma ve pragmatik oyun anlayışıyla eleştirilen Mourinho, Fenerbahçe'de de bu imajını değiştiremedi ve Solskjaer'den sadece bir gün sonra, o da kendini kapının önünde buldu.
Leverkusen'de sabır taştı: Ten Hag'ın bileti kesildi
Aynı haftanın son ve en şaşırtıcı ayrılık haberi ise Almanya'dan geldi. Geçtiğimiz sezonun Bundesliga şampiyonu Bayer Leverkusen'in başına büyük umutlarla getirilen Hollandalı Erik ten Hag da koltuğunu kaybetti. Ajax'ta oynattığı total futbol ve genç yıldızları parlatmasıyla ünlenen ten Hag, Manchester United'da yaşadığı hayal kırıklığının ardından Leverkusen ile kariyerinde yeni bir sayfa açmayı hedefliyordu. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Bundesliga'ya son şampiyon unvanıyla başlayan Leverkusen, ligin ilk iki haftasında galibiyetle tanışamayınca, sabrı ile ünlü Alman kulübü bile radikal bir karar almak zorunda kaldı. Takımın oyun felsefesinin bir türlü oturmaması ve yıldız oyunculardan beklenen verimin alınamaması, ten Hag'ın sonunu hazırladı. Hollandalı çalışkan hoca, soyunma odasındaki katı disiplin anlayışı ve oyuncularla kurduğu mesafeli ilişki nedeniyle Manchester'da da eleştirilmişti. Benzer sorunların Leverkusen'de de baş gösterdiği iddiaları arasında, yönetim Hollandalı hocayla yollarını ayırdığını duyurdu. Böylece, Kırmızı Şeytanlar'ın eski üç hocası, Mourinho (Temmuz 2016 - Aralık 2018), Solskjaer (Mart 2019 - Kasım 2021) ve ten Hag (Temmuz 2022 – Ekim 2024), kaderin bir cilvesiyle aynı hafta içinde işsizler kervanına katılmış oldu. Bu durum, Old Trafford'un döner kapısından geçen bu üç ismin, gittikleri her yere Manchester'ın hayaletlerini de götürdükleri yorumlarına neden oldu. Ironik bir şekilde, Manchester United da bu üç hocadan sonra göreve getirdiği Portekizli Ruben Amorim ile henüz aradığı istikrarı bulabilmiş değil. Görünen o ki, Old Trafford'un gölgesi, sadece gidenlerin değil, kalanların da üzerinde dolaşmaya devam ediyor.