Hatay’ın Samandağ ilçesinde yıllardır binlerce ailenin geçim kaynağı olan mandalina üretimi, bu sezon üreticilere hüsran yaşattı. İlçenin ekonomik çarkını ayakta tutan, işsizliği azaltan ve bölgeye mevsimlik istihdam sağlayan mandalina hasadı bu yıl, beklenen getiriyi sağlamadı. Ağaçlarda bereketle yetişen ürünler, pazara ulaşamadan elde kaldı, fiyatlar ise artan maliyetlerin çok altında kaldı.

Samandağ Belediye Meclis Üyesi ve Hatay Büyükşehir Meclis Üyesi Ferit Diker, üreticilerin yaşadığı büyük kayıpları dile getirerek çağrısını Türkiye’ye duyurdu: “Yıl boyu verdiğimiz emek, yaptığımız masraf ağacın üzerinde çürüyor. Biz bu cendereden tek başımıza çıkamayız.”

Yükselen maliyetler üretimi imkânsız hale getiriyor

Üreticiler, mazot, gübre ve işçilik gibi temel girdilerdeki artışın dayanılmaz boyutlara ulaştığını belirtiyor. Geçen yılın iki üç katına çıkan girdi maliyetleri, mandalina fiyatlarının neredeyse geriye gitmesiyle üreticiyi ağır bir zarar tablosuna itti.

Diker, maliyetlerdeki artışın sektörde yarattığı etkileri şu sözlerle özetliyor:
“Mazot, gübre ve işçilik fiyatları yüzde 200’e yakın arttı. Ama mandalinayı bırakın kârına satmayı, zararına bile elden çıkaramıyoruz. Böyle bir denklemde üretici nasıl ayakta kalsın?”

Mandalina bahçelerinin onlarca yıllık bir emekle bugünkü haline geldiğini belirten üreticiler, bu bahçeleri çocuklarının geleceği, ailelerinin yaşam güvencesi olarak gördüklerini ifade ediyor. Ancak son yıllardaki ekonomik dalgalanmalar, bu güvencenin tehlikeye girdiğini gösteriyor.

2-375

Gelir sağlayan lokomotif, şimdi kaygı kaynağı

Samandağ halkının yıllardır “umut mevsimi” olarak beklediği mandalina hasadı, artık endişenin adı olmuş durumda. İlçede inşaatlardan düğün hazırlıklarına, bayram alışverişlerinden ev tadilatlarına kadar birçok ihtiyaç mandalina gelirine göre planlanıyordu.

Ancak son birkaç yılda yaşanan ekonomik daralma, mandalinayı bir geçim kapısı olmaktan çıkarıp üreticinin en büyük kaygısı haline getirdi. Diker, bölgede oluşan bu domino etkisini şöyle anlatıyor:
“Mandalina lokomotifi durduğunda tüm ekonomik zincir kopuyor. Gündelik işçiler, nakliyeciler, kamyon şoförleri, fırıncılar, bakkallar, hatta zirai ilaç satıcıları bile bundan etkileniyor.”

Ürün dalda kaldıkça zarar büyüyor

Bu yıl yaşanan pazar sıkıntısı nedeniyle birçok üretici ürününü toplayamadı. Diker’e göre, mandalinanın dalda kalması yalnızca bugünün değil, geleceğin de kaybı anlamına geliyor:

“Hasadı yapılamayan ürün, ağacı zayıflatıyor. Bu da önümüzdeki iki yılın rekoltesini düşürüyor. Yani yaşanan zarar yalnızca bu sezona değil, geleceğe de sirayet ediyor.”

Çiftçi üretimden çekilme noktasına geldi

Üreticiler, Türkiye’de narenciye pazarındaki plansızlık ve ihracat yetersizliği nedeniyle her yıl aynı tabloyla karşılaştıklarını söylüyor. Bunun sonucunda birçok çiftçi, çaresizlik içinde daha radikal bir karar almayı tartışıyor:
“Böyle giderse mandalina bahçelerini sökeceğiz.”

Samandağ’da onlarca yıldır süren mandalina geleneğinin sona erme ihtimali, bölge ekonomisi için büyük bir kayıp anlamına geliyor.

Üreticinin çözüm çağrısı: “Destek olmadan bu çark dönmez”

Ferit Diker, mandalina üretiminin sürdürülebilir olması için acil adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Taleplerini sıralayan Diker, devletin hem üreticiye hem de ihracatçıya güçlü bir destek modeli sunmasının zorunlu olduğunu belirtti:

“Devletin alım garantisi olmalı. Üreticinin satış kaygısı bitmeli. Okullarda ve askeriyede mandalina tüketimi planlanmalı. Ton başına destekleme verilmeli. İhracatta DİFİF desteği sağlanmalı.”

Diker, Akdeniz ülkelerinin kendi üreticisine sağladığı ekonomik teşviklerin benzerinin Türkiye’de de uygulanması gerektiğini vurguladı:
“Bizim ihracatçımız, diğer ülkelerin üreticileriyle rekabet edemiyor. Çünkü onlar devlet desteği alıyor, biz alamıyoruz.”

Deprem bölgesinde üretici için ek sorunlar

Hatay’ın depremden etkilenen iller arasında yer alması nedeniyle üreticilerin yaşadığı yük daha da ağırlaşmış durumda. Diker, bölgede ürünlerin korunması için soğuk hava depolarının olmazsa olmaz olduğunu belirtti:
“Deprem bölgesindeyiz ama ürünümüzü stoklayacak alan yok. Depoların bir an önce yapılması gerekiyor.”

Üreticiden son söz: “Bu felaketten çıkış için beş şart şarttır”

Diker, üreticilerin ayakta kalabilmesi için uygulanması gereken önlemleri şu şekilde sıraladı:

1)Üreticiye ÖTV’siz mazot, doğalgaz ve yakıt desteği verilmeli.

2)Gübre ve organik zirai ilaçlarda devlet destekli düşük fiyat uygulanmalı; Avrupa’daki gibi ton başına 100–200 dolar arası destek sağlanmalı.

Said-i Nursi maketine inceleme: Bakanlık açıklama yaptı
Said-i Nursi maketine inceleme: Bakanlık açıklama yaptı
İçeriği Görüntüle

3)Nakliyat sektöründe çalışan kamyon, TIR ve diğer araçlara balıkçı teknelerine verilen ÖTV’siz yakıt uygulanmalı.

4)İhracatçı ve iç piyasa tüccarlarına vergi ve stopaj indirimi sağlanmalı.

5)Bölgede acilen soğuk hava depoları kurulmalı.

Diker, üreticilerin artık dayanacak gücü kalmadığını belirterek sözlerini şöyle noktaladı:
“Biz tarımın üvey evlatları değiliz. Hepimizin geçindirdiği aileler, okuttuğu çocuklar var. Sesimizi duyun.”

Kaynak: BÜLTEN