Bahar geldi bahar tey tey teyy!
En ama en sevdiğim mevsim, yılın en sevdiğim üç ayı başladı.
Yazın sıcağından, kaosundan önce nefes alıp, doğayla beraber canlanacağımız üç şahane ay.
Ağzımızın tadıyla, sağlıkla, neşeyle geçsin... Hepimiz için canı gönülden diliyorum.
***
Bahar gelince iki sevdiğim ritüel de beraberinde geliyor.
Biri dündü: Marteniçka...
Diğeri tabii ki 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece yani Hıdrellez...
Marteniçka baba (Makedonya), Hıdrellez anne (Yugoslavya) tarafımın bahar bayramı aslında.
Tam olarak 1 Mart'ta kutlanır ama siz bugün de kırmızı ve beyaz iplere dileklerinizi yükleyebilirsiniz.
Dediğim gibi Mart ayına girildiğinde Pomak, Bulgar ve Makedonların ortak olarak kutladıkları bir ritüel bu. Baharın müjdecisi, sağlık bereket ve mutluluğun simgesi...
1 Mart'ta başlar ama tüm Mart ayı boyunca kutlanır.
Ritüeli de: Kırlangıç ve leylek görene dek bileklere hatta ağaçlara beyaz ve kırmızı ipler bağlamaktır.
Ayrıca 1 Mart günü dilek tutulur (bugün de olur yarın da) ve Mart ayı içinde herhangi bir tarih belirlenir.
Herkes kendi gününü kendi belirler ve bunu kimseye söylemez.
O günkü hava durumuna göre de, hava açık ve güneşli ise dileğin gerçekleşeceğine, rüzgarlı, yağmurlu, kasvetli ise dileğin gerçekleşmeyeceğine inanılır. (Hava raporlarına bakmak yok tabii... Hile yapmayın!)
Gerçi ben sadece rüzgarlı ve kapalı havaya bu olumsuz anlamı yüklüyorum.
Belirlediğim gün şakır şakır yağmur yağıyorsa o yıl soframdan bereketin eksik olmayacağına inanıp mutlu oluyorum. (Ben neye gönülden inanıyorsam o olacak çünkü, bunu biliyorum.)
Kırmızı, beyaz ip dediğim de hani yazın onlarcasını bileklerimize taktığımız orlondan bileklikler var ya onlar işte...
Yeterki kırmızı, beyaz olsun.
Sadece yünlü veya ipek ip kullanılırmış eskiden. Bu zamanda artık ne bulursak...
Yine eskiden, herkes kendi bilekliğini kendi örer ve ruh halini yansıtırmış.
Ama o ruh illaki pozitif olurmuş.
Yani öyle bir beceriniz varsa kendi marteniçkanızı kendiniz örün.
Şehirde bulmanız zor ama kırmızı ve beyaz iki ayrı ipi de bir meyve ağacının dalına bağlayın.
Batıl bunlar saçmalama diyen olursa da hiç takmayın.
Siz neye inanırsanız o!
Pozitif, neşeli, çocuk saflığıyla, hayır için yapılmış ritüelden, sözden, dilekten kimseye bir zarar gelmez.
Hadi bakalım marteniçkanız kutlu, baharınız hayırlı olsun.
***
Kadınları kızdırmayacaktın Acun
Acun Ilıcalı dünyaya açıldı ama kendi ülkesinde hüsrana uğradı.
Survivor tarihinin en kötü reytinglerini alıyor.
Kötü derken, eski Survivor'lara göre kötü.
İlk 10'a giriyor ama nerede o elden hiç bırakılmayan birincilikler.
Eh bu da Acun'a ve tüm televizyon yapımcılarına ders olsun.
Bir programı kadınlar izlemezse kimse izlemez bunu öğrenin artık. Hele kadın ahı sakın ha almayın.
Nihat Doğan konusundaki ısrar çok saçma idi ve sonuç ortada.
Ne işi var o adamın orada?
Özgecan cinayetinden sonra hiçbir affı olmayan o tweet'i attıktan sonra sen bu adamı hala programına alıp miletin gözüne sokmaya çalışıyorsan o zaman sen de onun gibi düşünüyorsun demektir bu.
Acun Ilıcalı kadınları kendi özel hayatındaki mevzularla da epey incitmişti zaten. Bir ara adeta çok eşliliği normalleştirme kampanyasının bir neferi gibi yaşıyordu.
Şimdi üzerine tüy dikti.
Eh geçmiş olsun.