Şeker fabrikalarımızın özelleştirilmesi ile birlikte kotasının arttırılması gündeme gelen mısır şurubunun sağlığa zararlı olduğu iddiaları ne kadar bilimsel?
Önce adını düzeltelim… Ürünün gerçek adı yüksek früktozlu mısır şurubu (YFMŞ).
ABD’deki Mısır Rafineleri Birliği’nin ‘doğal’ gibi göstermek amacıyla, ürünün adını ‘mısır şurubu’ olarak değiştirme girişimi, bu ülkenin Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından reddedilmiş, ama bu isim Türkiye’de kullanılıyor. Nişasta bazlı şeker veya izoglikoz da denen YFMŞ’nin Türk Gıda Kodeksi’ne göre karşılığı ise glikoz şurubu, glikoz-früktoz veya früktoz-glikoz şurubu.
Şeker pancarından elde edilen şekerde glikoz/früktoz oranı yarı yarıya (50/50)... Früktoz oranı yüzde 90 olan bir YFMŞ türü Türkiye’de ‘glikoz şurubu’ olarak adlandırılabiliyor.

SAĞLIĞIMIZI NASIL ETKİLİYOR?


Ekonomik olduğundan hazır çikolata, kek, şekerleme, reçel gibi yiyeceklerin ve tatlandırılmış içeceklerin çok büyük bölümünde yer alan yoğun früktoz, glikoza oranla daha az insülin ve leptin salgılanmasına yol açıyor; doyma hissini azaltıp, acıkma hissini öne çekerek daha çok tüketime neden oluyor. Asıl zararlı olanın YFMŞ değil, alınan toplam şeker miktarının fazlalığı olduğunu bildiren araştırmalar var. Ancak, özellikle son araştırmalar YFMŞ’nin trigliserit artışı ile karaciğer yağlanmasına, özellikle karın çevresi yağ artışı ile şişmanlığa, insülin direnci gelişimiyle şeker hastalığına, kalp ve damar hastalıklarına, hipertansiyona, üre yüksekliğine yol açtığını gösteriyor. Hamilelerin bebeklerini olumsuz etkilediğini düşündürüyor. Tüm bu değişikliklerin sadece früktoz oranındaki farklara bağlı olduğunu düşünmüyorum. Yapılan bilimsel araştırmalarda YFMŞ’nin büyük oranda genetiği değiştirilmiş (GDO) mısırdan üretilmesinin üzerinde çok az durulduğunu, YFMŞ’nin bağırsak mikrobiyotası (özellikle bakteriler) üzerinde etkisinin ise neredeyse hiç araştırılmadığını fark ettim. Oysa görülen olumsuz etkilerde mikrobiyotadaki değişiklikler önemli rol oynuyor olabilir (her yaştaki genç araştırmacıların dikkatine).

DÜNYADA KULLANIM


ABD’de YFMŞ tüketimi 1999’da zirve yaptıktan sonra düşüşe geçmiş; ihracatsa 1995 ile 2012 yılları arasında yüzde 1450 artış göstermiş, nedense…
Türkiye’de YFMŞ üretiminin büyük bölümü ABD’li Cargill, İngiliz-ABD ortaklığı Amylum ve Cargill-Ülker ortaklığı PNS Pendik Nişasta tarafından sağlanmakta.
ABD Dışişleri Bakanı Tillerson ile tercümansız 3,5 saatlik görüşmenin ardından YFMŞ üretim kotasının yarı yarıya arttırılması ve pancardan şeker üreten fabrikalarımızın kapatılma girişimi son derece anlamlı. Özetle, halkın sağlığı ve pancar üreticilerinin hakları hiçe sayılıyor. Oysa örneğin Hollanda’da, son yılda şeker pancarı ekim alanları yüzde 21 artmış.

ÖNERİLER


Alınan toplam şeker miktarını düşürmek en önemlisi… Amerikan Kalp Derneği diyetteki günlük şeker miktarının kadınlarda 100 kalori (5 kesme şeker), erkeklerde 150 kalori (7,5 kesme şeker) ile sınırlanmasını önermiş. 330 ml’lik bir kutu kolalı içecek 149 kalorilik YFMŞ içeriyor, bu arada…
Özellikle çocuklarımızı ve hamilelerimizi gazlı ve şekerli içeceklerden, tatlı hazır ürünlerden korumamız gerekiyor. Kolalı içecekler yerine ayran, hazır almak yerine evde az şekerle kek ve sütlü tatlı yapılmasını öneririm.
Son öneri de Erdoğan’a…
Gerçekten “yerli ve milli” iseniz şeker fabrikalarımızı satmaz, YFMŞ kotasını yükseltmezsiniz.