Anadolu'nun güneybatı ucu, medeniyetlerin beşiği... Muğla'nın Yatağan ilçesinde, zeytin ağaçlarının ve yemyeşil tepelerin arasına gizlenmiş, dünyanın en büyük mermer kenti olarak kabul edilen muhteşem bir miras yatıyor: Stratonikeia Antik Kenti. Burası, sadece taş ve mermerden ibaret bir harabe değil; aynı zamanda, Helenistik Dönem'den Roma'ya, Bizans'tan Osmanlı'ya ve nihayet Cumhuriyet'e kadar, kesintisiz bir yaşamın izlerini taşıyan, yaşayan bir tarih ansiklopedisi. Karyalıların buluşma noktası, Roma'nın gladyatörlerinin arenası, Osmanlı'nın ağalarının konakladığı bir merkez... İşte bu 3 bin 500 yıllık devasa zaman tünelinde, her gün, tarihin sessizliğini bozan nazik ama kararlı bir çalışma var. Ve bu çalışmanın başrolünde, kavurucu Ege güneşinin altında, ellerindeki küçük aletlerle adeta iğneyle kuyu kazan, çoğu çevre köylerden gelen 31 fedakar kadın bulunuyor.

İzmir Arkeoloji Müzesi’nde 2 bin yıllık bronz kol ilk kez sergide
İzmir Arkeoloji Müzesi’nde 2 bin yıllık bronz kol ilk kez sergide
İçeriği Görüntüle

3 B I N 500 Y I L L I K K E N T E K A D I N E L I 877691 260752

40 derecede bir arkeoloji dersi: alın teri ve sabır

Termometrelerin 40 dereceyi gösterdiği, gölgede durmanın bile bir lüks sayıldığı o yakıcı öğle saatlerinde, Stratonikeia'nın antik sokaklarında hummalı bir çalışma devam ediyor. Ancak bu çalışma, klimalı ofislerde veya serin atölyelerde değil, doğrudan güneşin altında, binlerce yıllık toprağın üzerinde yapılıyor. Kazı alanında görevli 31 kadın, şapkaları ve yüzlerini örten tülbentleriyle sıcaktan korunmaya çalışarak, büyük bir sabır ve titizlikle, kendilerine verilen küçük alanlardaki toprağı santim santim eliyor, fırçalıyor ve tarihin sakladığı sırları aralıyor. Onlar için bu iş, sadece bir gelir kapısı değil, aynı zamanda atalarının yaşadığı bu topraklara olan bir vefa borcu. Çoğu, Yatağan'ın kırsal mahallelerinde, çiftçilik ve hayvancılıkla geçinen ailelerin birer ferdi. Bu kazı, onlara, ev ekonomilerine destek olma, çocuklarını okutma ve kendi ayakları üzerinde durma imkanı sunan onurlu bir emek kapısı. Her bir fırça darbesiyle, sadece bir seramik parçasını veya bir sikkeyi değil, aynı zamanda kendi geleceklerini de gün yüzüne çıkarıyorlar.

3 B I N 500 Y I L L I K K E N T E K A D I N E L I 877692 260752

'Gladyatörler Şehri'nin modern amazonları

Stratonikeia, antik dönemde, bölgenin en büyük spor okuluna (gymnasium) ev sahipliği yapması nedeniyle, "Gladyatörler Şehri" olarak da anılıyor. O dönemde, arenada dövüşen güçlü ve cesur gladyatörler, halkın kahramanlarıydı. Bugün ise, bu antik kentin kahramanları, ellerinde kılıçlar değil, fırçalar ve küçük kazma aletleri olan bu 31 kadın. Onlar, kavurucu sıcağa, tozun toprağın zorluğuna ve bedensel yorgunluğa karşı, tıpkı birer modern zaman amazonu gibi, büyük bir direnç ve azimle mücadele ediyorlar.

3 B I N 500 Y I L L I K K E N T E K A D I N E L I 877694 260752

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın başlattığı "Geleceğe Miras" projesi kapsamında yürütülen bu kazı çalışmaları, onlara sadece bir iş değil, aynı zamanda bir misyon da yüklüyor. Çalışmalar, sadece antik döneme ait gymnasium, tiyatro, kent kapısı gibi anıtsal yapıları değil, aynı zamanda Beylikler Dönemi Hamamı, Şaban Ağa Camisi, Osmanlı Çeşmesi gibi Türk-İslam mimarisinin eşsiz örneklerini de kapsıyor. Yani bu kadınlar, farklı medeniyetlerin katman katman biriktiği bu zengin mirası, bir bütün olarak koruma ve geleceğe taşıma sorumluluğunu omuzlarında taşıyorlar.

3 B I N 500 Y I L L I K K E N T E K A D I N E L I 877693 260752

Kazı başkanı Prof. Dr. Söğüt: 'en büyük gücümüz kadınlarımız'

Stratonikeia Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt, bu fedakar kadınların, projenin en önemli ve en değerli parçası olduğunu vurguluyor. Yıl boyunca, uygun zamanlarda kazı, diğer zamanlarda ise restorasyon çalışmalarıyla, kesintisiz bir şekilde devam eden bu büyük projede, iş gücünün büyük bir kısmını kadınların oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Söğüt, "Çalışmalarımızın büyük kısmını kadınlarımız ile gerçekleştiriyoruz. 31 kadınımız bulunuyor. Onlarla birlikte gelecek nesillere güzel eserler bırakacağız" diyor.

3 B I N 500 Y I L L I K K E N T E K A D I N E L I 877695 260752

Sıcak hava koşullarının zorlayıcı olup olmadığı sorusuna ise Söğüt, "Kadınlarımız, bölgemizin insanları olduğu için sıcak havaya alışkınlar. Ayrıca, biz de gerekli tüm tedbirleri alıyoruz. Belirli saatlerde mola veriyor, su ihtiyaçlarını karşılıyoruz ve gölge alanlar oluşturuyoruz" diyerek, çalışma koşullarının güvenliğine verdikleri önemi vurguluyor. Prof. Dr. Söğüt'ün bu sözleri, arkeolojinin sadece bilimsel bir disiplin olmadığını, aynı zamanda yerel halkla kurulan güçlü bir bağ, bir sosyal sorumluluk projesi ve kolektif bir emek olduğunu da gösteriyor.

3 B I N 500 Y I L L I K K E N T E K A D I N E L I 877696 260752

Bir taştan daha fazlası: topraktan çıkan umut

Stratonikeia'da çalışan her bir kadın için, topraktan çıkan her bir obje, bir seramik parçası, bir kandil veya bir sikke, sadece bir arkeolojik buluntu değil, aynı zamanda bir umut kaynağı. O küçük buluntu, belki de bir Roma villasının mutfağına, bir Osmanlı konağının avlusuna veya bir Bizans kilisesinin zeminine açılan bir kapı olacak. Bu keşif, kentin tarihine yeni bir sayfa ekleyecek, bölgeye daha fazla turistin gelmesini sağlayacak ve dolayısıyla, kendilerinin ve çocuklarının geleceğine daha iyi bir katkı sunacak.

3 B I N 500 Y I L L I K K E N T E K A D I N E L I 877697 260752

Onların hikayesi, sadece bir arkeoloji haberi değil, aynı zamanda, Anadolu kadınının çalışkanlığının, sabrının ve toprağına olan bağlılığının da bir hikayesi. Onlar, 40 derece sıcağın altında, sadece 3 bin 500 yıllık bir kentin değil, aynı zamanda, kendi hayatlarının, ailelerinin ve köylerinin de geleceğini, elleriyle, emekleriyle ve alın terleriyle yeniden inşa ediyorlar. Stratonikeia'nın sessiz ve isimsiz kadın kahramanları, bize, tarihe ışık tutmanın, aslında geleceği aydınlatmak anlamına geldiğini, en samimi ve en etkileyici şekilde gösteriyorlar.

Kaynak: HABER MERKEZİ