Diyarbakır’ın Hani ilçesinde saat 14.49’da 4.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
AFAD verilerine göre sarsıntı 13,15 kilometre derinlikte kaydedildi.
Deprem, çevre il ve ilçelerde de hissedilirken kısa süreli paniğe neden oldu.
Yetkililer, ilk belirlemelere göre herhangi bir can veya mal kaybı yaşanmadığını bildirdi.
Görür: “Deprem Bitlis-Zagros Bindirme Zonu üzerinde”
Deprem sonrası değerlendirmelerde bulunan yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, sarsıntının Bitlis-Zagros Bindirme Zonuüzerinde gerçekleştiğini söyledi.
Görür, bu hattın Türkiye’nin güneydoğusundaki en kritik fay sistemlerinden biri olduğuna dikkat çekti.
Uzman, yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“Hani’deki deprem sığ odaklıdır. Bitlis-Zagros Bindirme Zonu üzerinde meydana gelmiştir.
Bu bölge, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinden sonra stres biriktirmektedir. Dikkatli olunmalıdır.”
“Stres birikimi risk oluşturuyor”
Görür, bölgedeki fay hatlarının uzun süredir sismik enerji biriktirdiğini belirterek, bu durumun olası yeni depremler için uyarı sinyali olduğunu ifade etti.
Yer bilimciye göre, özellikle Diyarbakır, Bingöl, Elazığ ve Batman hattı jeolojik olarak gergin bir yapı içinde bulunuyor.
Depremlerin düşük şiddette dahi olsa stres transferi yarattığını vurgulayan Görür, bölgedeki yerel yönetimlerin ve halkın deprem bilinciyle hareket etmesi gerektiğini söyledi.

6 Şubat sonrası artan risk bölgesi
6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler, Doğu Anadolu Fayı’nın doğu uzantılarında büyük bir stres değişimi yaratmıştı.
Görür, o dönemden bu yana Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki birçok alt fay hattının aktif hale geldiğini ve enerji biriktirmeye devam ettiğini sık sık vurguluyor.
Uzman, geçtiğimiz aylarda da benzer şekilde Siirt, Hakkâri ve Van çevreleri için olası sarsıntı riskine dikkat çekmişti.
Bölge halkına uyarı
AFAD ve Kandilli Rasathanesi verilerine göre, son haftalarda Diyarbakır çevresinde küçük ölçekli sarsıntılarınsayısında artış yaşanıyor.
Uzmanlar, bu hareketliliğin “büyük deprem habercisi” olarak değerlendirilmemesi gerektiğini ancak bölgenin yapı stoğunun güçlendirilmesi ve riskli binaların tespiti için acil önlem alınmasının şart olduğunu belirtiyor.




